Aklım almıyor Ortadoğu’da yaşananları. Güya gelişmiş Batı’nın en büyük temsilcisi Amerika ve İsrail, el ele, dünyanın gözünün önünde hiçbir izahı olamayacak cinayetler işliyorlar.
Peki nedir bu iki devleti zıvanadan çıkaran? Hangi gerekçeye dayanarak bu kadar barbarlaşabiliyorlar? Küçücük çocukları, kadınları, masum sivilleri nasıl vicdanları sızlamadan katlediyorlar?
Dün akşam yemek yerken tarih konusunda bilgisine çok güvendiğim bizim Memo’ya bu konuyu sordum. İşte anlattıklarından aklımda kalanlar...
‘Protestanların muhafazakar kanadını temsil eden Evanjelikler, ABD nüfusunun hemen hemen üçte biri. Sözcük anlamı 'kutsal kitaba yönelmek' olan Evanjelizm hızla yayılıyor.
Bu mezhep, Yahudilere ve Siyonizm'e derinden bağlı. Çünkü onların ‘Tanrı'nın seçilmiş halkı’ ve ‘kutsal topraklar'ın da sahibi olduğuna inanıyorlar.
Evanjeliklere göre Ortadoğu'daki karışıklıklar sonucu İsa Mesih yeryüzüne inecek ve kendinden olanları kurtaracak. Ancak Mesih’in gelmesi için, Süleyman Tapınağı’nın yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Bunun için de, tapınağın kalıntıları üzerinde bulunan Mescid-i Aksa ve Kubbet’üs Sahra’nın yıkılması lazım.
Zaten orada yapılan kazılar da bana sorarsan biraz bunu amaçlıyor. Yani adına ‘Armageddon’ dedikleri savaşın çıkması lazım. Yaşanan kaosun nedeni, işte bu kıyamet senaryosu.
Bütün bu akıl almaz vahşetler, hiçbir vicdana sığmayacak zulüm, Tanrı’yı kıyamete zorlamak ve Mesih’i dünyaya tekrar göndermesini sağlamak adına yapılıyor.
Amerika’da yüz milyona yaklaşan, dünyadaki toplam sayıları 500 milyonu bulan Evanjelikler işte buna inanıyorlar.
İşin en tehlikeli yanı da şu; sayıları elli sene önce sadece beş milyondu!’
Dondum kaldım dinlerken. Bu ne büyük bir kabus, nasıl bir akıl tutulmasıydı ki birileri, kendilerinde kainatın dengesine müdahale edecek hakkı görüyor ve daha da fenası bunun mümkün olabileceğine inanıyor. Hem de gelişmiş Batı’da birileri…
Doğu’nun en akıl dışı mistik fantezileri bile, bunun yanında çocuk masalı kalır. Korkarım insanlığın ortak vicdanının galip gelmesine dua etmekten başka yapacak pek bir şey de yok.
Allah yardımcımız olsun…