Yeşilçam oyuncusu Yeşim Soydan hayatını kaybetti!

Yeşilçam'dan bir isim daha aramızdan ayrıldı. Yeşilçam oyuncusu Yeşim Soydan, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Soydan oyuncu kimliğinin dışında gazeteci ve yazar kimliği ile de biliniyor. Üzücü haberin duyulması ile sevenleri hüzünlendi. Vatandaşalar ünlü oyuncunun hayatını merak etmeye başladı. Peki Yeşim Soydan kimdir? Hangi filmlerde oynadı? Eşi kimdir? Detaylar haberimizde...

Yeşim Soydan tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Yeşilçam oyuncusu Soydan'ın ölüm haberinin duyulması ile birlikte sevenleri yasa boğdu. Yeşim Soydan oyuncu kimliğinin dışında yazar ve gazeteciliği ile de tanınıyordu. Herkes oyuncuyu araştırmaya başladı. Yeşim Soydan kimdir? Hangi filmlerde oynadı? Eşi kim? Merak edilen sorularının cevapları detayları ile haberimizde?

Usta oyuncusu bugün hayata veda etti. Oyunculuğun yanı sıra gazeteci ve yazar olan Yeşim Soydan, bugün öğle saatlerinde tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

Ünlü gazeteci Bediz Doğan'ın hayat arkadaşı olan Soydan'ın cenazesi yarın öğle namazına mütekaip kılınacak cenaze namazının ardından Kazlıçeşme Mezarlığı'nda toprağa verilecek

YAZAR, GAZETECİ VE OYUNCU

Oyunculuğunun yanı sıra gazeteci ve yazar kimliğiyle de öne çıkan Soydan, yakın tarihin birçok önemli magazin figürüyle yakın dosttu

TÜRK SİNEMASI

Türk sineması veya Türkiye sineması (Yeşilçam olarak da bilinir), Türkiye'deki film endüstrisine dair faaliyetleri ve sinema kültürünü kapsamaktadır. Türkiye'de sinemanın geçmişi Osmanlı İmparatorluğu dönemlerine kadar uzanmaktadır. Başlangıç tarihi tam olarak bilinmese de Anadolu'ya sinemanın gelişinin II. Abdülhamit döneminde gerçekleştiği varsayılmaktadır. İlk toplu film gösterimi ise 1896 - 1897 yılları arasında Sigmund Weinberg tarafından İstanbul'da gerçekleştirilmiştir. İlk toplu gösterilen film ise Lumière Kardeşler yapımı Bir Trenin La Ciotat Garı'na Gelişi (L'Arrivée d'un train en gare de La Ciotat) filmi olmuştur. Bu tarihten, 14 Kasım 1914 yılına kadar da özellikle Lumière Kardeşler'in yaptığı filmler başta olmak üzere yabancı yapım filmler gösterilmiştir.

1914 yılına gelindiğinde İstanbul'da bugünkü Yeşilköy yakınlarında bulunan Ayastefanos Rus Abidesi'nin yıkılması kararlaştırılmış ve bunu da bir filme çekme fikri ortaya çıkmıştır. Bu fikir ile birlikte Avusturya'dan bir film ekibi davet edilmiş daha sonra ise bu filmi bir Türk'ün çekmesi şartı ortaya atılmıştır. Bu iş için de o sıralarda Osmanlı ordusunda görevli olan Fuat Uzkınay uygun görülmüş ve Avusturyalı film ekibi tarafından Fuat Uzkınay'a filmi nasıl çekmesi gerektiği öğretilmiştir. Kısa bir eğitimin ardından, 4 Kasım 1914 günü Fuat Uzkınay tarafından çekilen Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı filmi, bir Türk'ün çektiği ilk film olmuştur. Bu gelişme sonrası Enver Paşa'nın direktifleri doğrultusunda Almanya'daki "Ordu Sinema Kolu"'ndan esinlenilerek 1915 yılında Merkez Ordu Sinema Dairesi kurulmuş ve bu kurum, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye sinema tarihinin ilk resmi sinema kurumu olmuştur.

1922 yılına gelindiğinde ise Türkiye'nin ilk özel film şirketi olan Kemal Film, Kemal Seden tarafından İstanbul'da kurulmuştur.

Günümüzde ise Türkiye sineması, ulusal ve uluslararası birçok yapım şirketinin yer aldığı, yılda ortalama 100 filmin üretildiği bir sinema pazarı haline gelmiştir.Türkiye, 2016 verilerine göre Avrupa ülkeleri arasında yerli yapım film üretiminde sekizinci sırada yer almaktadır.Yine aynı verilere göre de seyirci sayısı bakımında yedinci, hasılat bakımından sekizinci sırada yer almaktadır. Ayrıca Türkiye sineması Avrupa genelinde en çok sinema salonu ve perdesi barındıran yedinci ülke konumundadır.

1896-1913

Osmanlı'nın sinemayla tanışması ilk kez 1895 yılında gerçekleşmiştir. Lumière Kardeşler'in Bir Trenin La Ciotat Garına varışı'nı anlatan L'Arrivée d'un train en gare de La Ciotat filminin, 29 Aralık 1895'te, Paris'teki ilk gösteriminden yaklaşık bir yıl sonra, bir Alman Yahudisi olan Sigmund Weinberg tarafından, İstanbul Galatasaray'daki bir birahanede gösterilmesiyle Türk toplumu sinemayla tanışmıştır.

1910-1930 DÖNEMİ

Türkiye'de halka açık ilk sinema 19 Mart 1910’da, İstanbul Şehzadebaşı’nda "Millî Sinema" adı altında faaliyete geçmiştir.[kaynak belirtilmeli]O zaman İstanbul Sultanisi’nde gösterimler düzenleyen ekip maddi imkân bularak ikinci Türk sineması Ali Efendi Sinemaları’nı açmıştır. Türkiye’de sinemanın kurumlaşması ise I. Dünya Savaşı döneminde gerçekleşmiştir. Alman ordularının, filmleri bir propaganda unsuru olarak ve askerlerin eğitimi için kullandığını gören, dönemin Osmanlı İmparatorluğu Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı görevlerini sürdüren Enver Paşa, sinema olgusunun önemi farketmiş ve 1915’te Merkez Ordu Sinema Dairesi (MOSD)’ni kurarak, Türk Sineması’nın kurumlaşmasının temellerini atmıştır. MOSD’nin kurulması ve takip eden dönemde yapılan hikâyeli filmler sinema tarihi için o yılların en önemli gelişmelerindendir.Aynı dönemde Fuat Uzkınay'ın çektiği "Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı" adlı belgesel Türk Sineması'nın ilk eseri olarak 14 Kasım 1914 tarihinde gösterime girmiştir. 150 metrelik bir belgesel olarak çekilen filmin günümüze hiçbir kopyası ulaşmamıştır.

1916 yılında Müdafaa-i Milliye Cemiyeti de aldığı bir kararla sinema çalışmalarına başlamış, Almanya’dan getirttiği aletlerle film çekimlerine başlayan cemiyet, savaştan görüntülerin de yer aldığı haber filmi niteliğinde filmler hazırlamıştır.

İlk konulu Türk filminin ise, her ikisi de 1917'de Müdafaa-i Milliye Cemiyeti tarafından çekilen,Pençe veya Casus adlı filmler olduğu konusunda tartışmalar bulunmaktadır. Aslında Türk sinemasında ilk konulu film denemesi Leblebici Horhor Ağa olmasına rağmen film oyunculardan birisinin ölmesi üzerine tamamlanamamıştır. İkinci film ise Himmet Ağa'nın İzdivacı olmasına rağmen, filmin oyuncuları Çanakkale Savaşı'na katıldıklarından dolayı çekimler ancak 1918 yılında tamamlanmıştır.

1919 yapımı ve yönetmenliğini Ahmet Fehim'in yaptığı Mürebbiye isimli film sansüre uğrayan ilk Türk filmidir. Türk sinemasında ilk komedi filmi serisine ise 1917 yılında başlanmıştır. Yönetmenliğini Hüseyin Şadi Karagözoğlu'nun yaptığı Bican Efendi Vekilharç isimli 1917 yapımı Türk komedi filmi büyük ilgi görünce, 1921 yılında Bican Efendi Mektep Hocası ve aynı yıl içerisinde Bican Efendinin Rüyası isimli Türk komedi filmleri çekilerek gösterime girmiştir.

1931-1960 YILLARI

Bu dönemde Türk Sinemaları'nın ilk sesli ve Türk-Mısır-Yunan ortak yapımı olan İstanbul Sokakları'nda çekilmiştir. Ayrıca ilk kısa metraj filmler ve dönem filmleri bu dönemde çekilmiştir. 1931-1950 yılları arasındaki en önemli gelişme Türk Sineması Cemiyeti tarafından düzenlenen yarışma olmuştur. Yarışmada Şakir Sırmalı'nın filmi Unutulan Sır "en güzel film" seçilmiştir. 1949 yılında çekilen Çığlık, ilk Türk korku filmi, 1953 yapımı Halıcı Kız filmi ise çekilen ilk renkli Türk filmi olmuştur.

1961-1970

Sinema tarihindeki 2. yarışma bu dönemde İstanbul Yerli Film Yarışması adı altında yapılmıştır. Ayrıca kapalı sinemaların hayata geçirilme fikri bu yıllarda iyice ağırlık kazanmıştır ve renkli film uygulamasına hız verilerek Türk sinema tarihindeki en büyük aşamalardan biri kaydedilmiştir. Üretilen film sayısının 789'a ulaştığı bu yıllarda, yaşanan tüm bu gelişmelerin ışığında, 1963 yapımı Susuz Yaz uluslararası alanda yapılan sinema festivallerinde ödül alan ilk Türk filmi olmuştur.

Haftanın ilk takım oyunu! MasterChef'te dokunulmazlık kimin olacak? Bakan Uraloğlu'ndan sosyal medya mesajı: Herkes haddini bilsin! ABD’li Senatör Graham’dan tehdit: “Ekonominizi mahvedeceğiz”
Sonraki Haber