1897 Osmanlı-Yunan Harbi’nin zaferle neticelenmesi üzerine bu savaşa iştirak ederek şecaat ve sadakat göstermiş olanlar ile seferle alakalı hususların icra edilmesinde iyi hizmetleri görülenlere bir Mefharet yahut Takdir nişanı verilmesi düşünülmüştü. Böyle bir madalya için Meclis-i Mahsus’ta vekillerce müzakerelerde bulunulmuş, görüşmeler neticesinde bu konuya dair kaleme alınan bir mazbata Sultan II. Abdülhamid’in de iradesini mucip olmuştu. Her ne kadar Meclis-i Mahsûs-i Vükela’da yapılan müzakerelerde Yenişehr’in fethi ve ona taalluk eden hususların da madalyada yer alması kararlaştırılmışsa da padişahın iradesi gereği bunlara yer verilmemişti.
Yunan Harbi dolayısıyla bastırıldığı ve tevzi edildiği için bu madalyaya Yunan Harbi Madalyası adı verilmiş, ancak savaşın kesin sonucunu tayin eden yer olması bakımından Dömeke Savaşı Madalyası olarak da anılmıştı.
Madalyanın imal masrafı Sultan II. Abdülhamid tarafından ihsan buyrulmuş ve bunun için Hazine-i Hâssa’dan Maliye Hazinesi’ne gerekli meblağ aktarılmıştı. Sayısı 190.000 adede ulaşan ve Meskûkât-ı Şahane İdaresi’nce yaptırılmış olan bu madalyaların darbı ise Darphane-i Âmire’de gerçekleştirilmişti.
Bir beraatla birlikte verilen bu madalyalar altın ve 4.5 dirhem gümüşten meydana gelmiş olup 25 mm. çapında ve 5.95 gram ağırlığında takdir edilmişlerdi.
Ön yüzünde defne dalı içinde Padişah’ın el-Gazi unvanı yazılı tuğrası, arka yüzünde Yunan Muharebesi ve altında Yevm-i Pazar 23 Zilkade Sene 1314 tarihi ve bir de kendilerine verilecek olanların isim mahalli yer almıştı. Madalya ayrıca üç yeşil çizgisi ve zemini kır- mızı olan bir kurdele ile süslenmişti.
İhdas olunan bu madalya Dersaadet’te yaralı ve gazilere tevzi olunmuştu.
Sultan II. Abdülhamid İstanbul’a gelen gazilere bir hitabede bulunmuş, savaşa katılan askerlerin elde etmiş oldukları zaferler dolayısıyla duymuş olduğu memnuniyeti dile getirmiş, hüsnü harekette bulunmuş olmalarından dolayı kendilerini tebrik ederek savaşın bir hatırası olmak üzere gazi ve yaralıların madalyalarını bizzat kendisi tevzi etmişti.
Yunan Madalyası harbe katılıp bilfiil savaşmış olanlara ilaveten bütün Osmanlı nazırlarına ve ayrıca harp sırasında kahramanlık gösterenlere de takdim edilmişti. Mesela Dömeke Muharebesi’nde müstahkem bir mevkiin zapt olunmasındaki hizmetlerinden dolayı İkinci Ordu-yu Hümâyun Redif Yirmi Üçüncü Alay’ın İkinci Taburu’nun Üçüncü Bölüğü efradından Akşehirli Hasan bin Hüseyin’e beraat verilmiş ve yine Morning Post gazetesi muhabiri Mister Hamilton Velden gibi bazı yabancılara da ihsan olunmuştu. Ayrıca madalyanın birer adedinin de Dâire-i Askerîye erkân ve ümerası ile bu dairelerde görev yapan memur ve kâtiplere verilmesi rica edilmişti.
Yunan Madalyası’na ilaveten savaş sırasında göstermiş oldukları başarı ve hizmetlerden dolayı Teselya Ordusu Kumandanı Gazi Edhem Paşaya ve Yanya Kolordusuna bağlı fırka kumandanlıklarında bulunmuş olan zevata da devletçe bir iltifat ve aileleri için de bir dereceye kadar refah olmak üzere, hazine tarafından hediyeler verilmesi düşünülmüştü. Bunun için Teselya kıtası Osmanlı idaresinde bulunduğu sürece Düyun-i Umumiye Varidat-ı Mahsusa İdaresi’nce tahsil olunup hazineye ait olduğuna karar verilmiş bulunan 20.000 liranın mezkûr kumandanlara tevzii Meclis-i Mahsus-i Vükela’nın kararı ve padişahın da iradesi gereği uygun görülmüştü.
Bu paranın başkomutan olmasından ve bilfiil harp meydanında bulunmasından ötürü 5.750 bin lirası Edhem Paşaya; 1.250 lirası Ferik Ömer Rüşdü, Hayri, Neşet, Memduh, Hakkı, Hamdi, Haydar, Osman ve İbrahim Paşalara verilmiş, Topçu Feriki Rıza Paşa ile Erkân-ı Harbiye mirlivalarından Rıza ve Seyfullah Paşalara da biner lira atiye olarak tevzi edilmişti. Yine mezkûr Teselya ve Yanya kumandanlarına sadâkat ve hizmetlerinin bir hatırası olmak üzere Sultan II. Abdülhamid adına Ferik Vehbi Paşa tarafından, üzerleri altın hat ile süslü birer kılıç hediye olunmuştu.
Ayrıca savaş sırasında şehit düşenlerin yetimlerine ve almış oldukları yaralar dolayısıyla malul kalan gazilere maluliyetleri nispetinde hükûmet tarafından maaş bağlanmış, emekli sandığından istihkaklarının karşılanması kararlaştırılmış ve bunlar için bir yardım sergisi açılmıştı.
Sultan II. Abdülhamid’in de bir nutuk irat ettiği bu sergiye Almanya ve Avusturya imparatorları ile Fransa ve İran hükümdarları da iştirak etmişlerdi.