Yunan medyasından Türk savunma sanayiine büyük övgü!
Yunan dergisi The Analyst, Türk savunma sanayini överken Yunanistan’ı yerden yere vurdu. Dergi, “Yunan elitlerinin aksine, Türk elitleri ve holdingleri, bir yandan Türk Sanayinin ilerlemesini desteklerken, öte yandan devletin teşvikiyle Savunma Sanayiye yatırım yaparak yerlilik oranının artırılmasına önemli bir değer katmakta ve bu alanda gelişimi sağlıyor” diye yazdı.
Yunan medyası ‘Türkleri titretecek Yunan İHA’sı’ komedisinden, ‘Türk savunma sanayi devlet ve özel sektör işbirliğiyle büyüyor’ trajedisine geçti. Yunan dergisi The Analyst, Türkiye'nin savunma harcamalarının sanayiyi beslediğini ve ekonomiye gelir sağladığını yazdı. Dergi, “Böylece, GSYİH arttıkça savunma harcamaları artabilir. Aksine,Yunanistan'da savunma harcamalarında ithalat temelli artış, sanayimize darbe üstüne darbe vuruyor. Bir sanayi ekosisteminin ve üretim altyapısına sahip personelin varlığı, savunma sanayiinin gelişmesi ve bu da ulusal güvenlik için gereklidir. Bizimkinin aksine, Türk sanayi büyümesi GSYİH büyümesi ve savunma harcamaları ile paralel hareket ediyor” yorumunu yaptı.
Derginin, yazısında şöyle denildi: Yunan elitlerinin aksine, Türk elitleri ve holdingleri, bir yandan Türk Sanayinin ilerlemesini desteklerken, öte yandan devletin teşvikiyle Savunma Sanayiye yatırım yaparak yerlilik oranının artırılmasına önemli bir değer katmakta ve bu alanda gelişimi sağlamaktadır.
Türkiye, sanayii atılımlarında bulunurken ve dünya otomobil devlerinin üretim merkezi haline gelirken, ülkemizin sanayisizleşmesi ve bizim elitlerimizin yanlış kararları nedeniyle Yunanistan’da kurulu olan otomobil fabrikaları ve diğer fabrikalar bile Türkiye’ye taşındı.
YUNAN FABRİKA TÜRKİYE’YE TAŞINDI
Yunanistan'da 1865’te kurulan Pitsos, 2020'de Bosch Siemens tarafından satın alındı ve tüm üretimini Türkiye'ye taşıdı. Fabrikaların yanı sıra çeşitli alanlarda üretim yapan firmalarımız Batılılar veya Türk firmaları tarafından satın alınarak üretimleri Türkiye'ye taşındı.
Sanayi/savunma harcamalarında dışa bağımlı olan Yunanistan'ın aksine, Türkiye, sürdürdüğü bir planla sanayiyi büyük hızla geliştirdi. Artık Avrupa için önemli bir otomobil tedarikçisi konumunda. Bugün Türkler Ford, Fiat, Renault, Hyundai Avrupa pazarına montaj yapmayı başardı. Bu da, son 20 yılda Türkiye'nin yerli olanaklarla geliştirdiği savunma harcamalarından da yararlanarak önemli bir büyüme kaydeden ve böylece kendi teknolojisini ve gelir getirici ürünlerini geliştiren savunma sanayisi için üretim üssü özelliği sağladı.
Ancak sanayi/savunma üretiminin bu gelişimi için Türk elitinin rolünü kabul etmek gerekir. Esasen otomotiv ve elektrikli ev aletleri sektöründe yabancı firmalara fason üretimle başlayan Türk firmaları yavaş yavaş kendi know-how'larını da ekledi.
Koç Holding’ten Arçelik ve Beko ile Zorlu grubundan Vestel gibi Türk şirketleri, Avrupa'nın en büyük elektronik ve elektrikli ev aletleri üreticileri arasındadır. Vestel, Avrupa'da üretilen ve satılan tüm televizyonların dörtte birini oluşturan en büyük televizyon üreticisidir.
ONLAR BİZİM GİBİ TAŞERON DEĞİL
Bu Türk firmalarının hiçbiri, Yunan perakende markaları gibi taşeronluk yapmakla uğraşmıyor. Üretiyor!
Örneğin, Vestel İHA üretim programı yürütüyor.
Koç Grup'un Otokar'ı yerli Altay tankını üretiyor.
Ve diğerleri…
Türk seçkinleri, Yunanistan'daki birkaç fotovoltaik fabrikasını satın aldı ve Türkiye'ye taşıdı. Ayrıca Otomarsan (bugünkü Mercedes Türkiye) 80'lerde Yunanistan'ın en büyük fabrikalarından ve otobüs üretip ihraç eden VIAMAX'ı satın aldı ve tüm üretimini Türkiye'ye taşıdı.
Yani, Türkiye'nin Kemalist, Batı yönelimli seçkinleri, Yunanlının aksine, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile her türlü farklılığına rağmen son derece üretken ve savunma sanayine büyük katkıda bulunuyor. Böylece, Yunanların aksine, Türk seçkinleri devletin/halkın refahına da katkıda bulunmaktadır.
Türk ekonomisinin savunma harcamalarının, bölgesel emelleri kadar büyüdüğü bir dönemde Yunanistan, GSYİH ve ekonomik potansiyel açısından sürekli gerileme /küçülme içindedir. Yunanistan'ın kaderi, yabancı patronlara ve uluslararası hukuk gibi muğlak kavramlara bırakılmıştır
Yunanistan'ın tehdit altında olduğu, uluslararası hukuk gibi anlatıların yapboza uğratıldığı, bir zamanların canlı savunma sanayisinin ve tam olarak ulusal güvenlik nedenleriyle kurulmuş büyük devlet şirketlerine kadar çürümeye yüz tuttuğu bugünlere işte bu hale geldik.
Yunanistan'ın kaderi uluslararası sermayenin iştahına bağlıdır. Bu da AB'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlarında görüldüğü gibi ülke için bir baskı kaldıracı yaratır. Başka bir deyişle, son yıllarda elit Türk seçkinleri etno-kapitalist, Yunan seçkinleri ise küreselcidir.
HABER: İBRAHİM AÇAR