Yusuf Namoğlu kimdir? MHK Başkanı neden istifa etti? Hangi takımı tutuyor? Son dakika!
Yusuf Namoğlu kimdir? Son günlerde tartışılan hakem hataları nedeniyle MHK Başkanı Yusuf Namoğlu hedef tahtasına oturtulmuştu.Tepkiler karşısında sessiz kalan Yusuf Namoğlu'nun istifa edeceği gündemin en önemli konusuyken bültenlere son dakika istifa haberi geldi.Peki Yusuf Namoğlu kimdir? MHK Başkanı neden istifa etti? Hangi takımı tutuyor? Son dakika! Merak edilen detayları haberimizde bulabilirsiniz...
Yusuf Namoğlu kimdir? MHK Başkanı Yusuf Namoğlu'nun istifası gündeme bomba gibi düşüyor.Galatasaray ile Trabzonspor karşılaşmasında yapılan hakem hataları sonrasından istifası gündeme gelen Yusuf Namoğlu yaptığı açıklama ile görevinden istifa etti.Büyük tepkiler sonrası istifa eden Yusuf Namoğlu hakkında sorulan sorularının cevaplarını sizler için haber haline getirdik. Peki Yusuf Namoğlu kimdir? MHK Başkanı neden istifa etti? Hangi takımı tutuyor? Son dakika! Merak edilen detayları haberimizde bulabilirsiniz...
YUSUF NAMOĞLU KİMDİR?
Eski bir hakem olan Yusuf Namoğlu 8 Şubat 1947 Rize'de dünyaya geldi. Yıldız Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi'ni bitirdi. Serbest İnşaat Mühendisi, İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkan Yardımcılığı, Uluslararası Futbol Hakemliği, XIX., XX. dönem İstanbul milletvekilliği, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanlığı ile Beşiktaş belediye başkanlığı yaptı. Evli ve bir çocuk babasıdır. 2011 yıllında Merkez Hakem Kurulu başkanlığına getirilmiştir. Namoğlu 16 Aralık 2014 tarihinde yeniden Merkez Hakem Kurulu başkanlığına getirilmiştir.2 Ağustos 2016 tarihinde yeniden Merkez Hakem Kurulu başkanlığına getirilmiştir.
MHK NEDİR?
MHK; Merkez Hakem Kurulunun kısaltması olarak biliniyor. Merkez Hakem Kurulu 1 Başkan, 1 Başkanvekili, 3 Hakem ve Gözlemci Atama Komisyonu üyesi, 1 Futsal Sorumlusu ve 1 Plaj Futbolu sorumlusundan oluşan kuruluştur.
MHK’NIN GÖREVİ NEDİR?
Merkez Hakem Kurulunun görevi, profesyonel ve ya amatör liglerde oynanan futbol müsabakalarına hakem atayıp, bu hakemlerin incelemelerini gerçekleştiren kuruldur. Merkez Hakem Kurulu Hakem atama komisyonu tarafından atanan hakemler atandığı maçları TFF kurallarına uygun yönetmekle yükümlüdür. Hakem ve Gözlemci atama komisyonu tarafından atanan gözlemci ise yine MHK tarafından atanan hakemi inceleyip puanlamakla yükümlüdür.9,0 ve 10 arası puan hakemin eksiksiz performans gösterdiğini belirtir.
8,5 ile 8,9 arası puan alan hakemler ise ufak hatalara rağmen çok iyi performans göstermiştir.8,3 ile 8,4 ise hakemin iyi olduğunu, beklenen performansı gösterdiğini belirtir.8,0, 8,1, 8,2 alan hakemin maçta hatalar yapsa da tatminkâr bir performans sergilediğini anlarız.7,9 Alan hakem ise bariz bir önemli hata yapmıştır. Eğer bir hakem 8’in altında puan aldıysa en az 2-3 hafta maç almayarak dinlendirilir.
Fenerbahçe'den Yusuf Namoğlu'na büyük tepki
Fenerbahçe Kulübü Başkanvekili Semih Özsoy katıldığı bir canlı yayında Yusuf Namoğlu'nu yerden yere vurdu.
Fenerbahçe Kulübü Başkanvekili Semih Özsoy katıldığı bir canlı yayında Yusuf Namoğlu hakkında çarpıcı ifadeler kullandı. Özsoy yakın bir zamanda Namoğlu'nun gideceğini ancak bunu kendilerine mal etmemeleri konusunda uyarılar yaptı.
Fenerbahçe Kulübü Başkanvekili Semih Özsoy, son haftalarda gerçekleşen hakem hataları hususunda Namoğlu'na patladı. Özsoy, "MHK'nın koltuğu zaten sallanıyor. Yusuf Namoğlu da kısa bir süre sonra zaten gidecektir. Yerine getirmeye çalıştıkları kişi hakkında da bazı iddialar var ama yakın zamanda onu da göreceğiz." dedi.
Onlarda Gidecekler
Özsoy, "Herkesin ortak fikri TFF ile MHK'nın yetersiz kalmasıdır. Gerçekten de çok kötüler ve herkeslerde onlardan şikayetçi. Sistemin nasıl işlediğini bizlerde bilmiyoruz. Ama olanlar hakkında artık sessiz kalmayacağımızı herkesin bilmesini istiyoruz. Bize verilen cezalarda tamamen hukuksuzluk var. "ifadelerine yer verdi.
TFF
Ülkemizde futbolun ilk olarak 19. yüzyılın son çeyreğinde oynanmaya başladığı bilinmektedir. Osmanlı döneminde Selanik'te yakılan ilk ateş, zamanla Bornova çayırlarına kadar yayılmıştır.
İlk futbol kulübü ise yine İzmir'de İngilizler tarafından kurulmuştur. Daha sonra ise İstanbul'a bulaşan bu güzel salgın, Kadıköy ve Moda çayırlarını etkisine almasıyla beraber neredeyse tüm kentin ilgisini çekmeyi başarmıştır.
1897 yılında İzmir'den gelen karmanın İstanbul karmasıyla karşılaşması, Türk topraklarındaki ilk futbol maçı olarak tarihe not düşülmüştür.
İlk Türk futbol takımı ise Fuad Hüsnü Bey ile Reşat Danyal Bey tarafından devrin hafiyelerinden kaçabilmek adına İngilizce isimle kurulan 'Black Stocking' olmuştur. Bu takımın Rumlarla Papazın çayırında 1901'de oynadığı maç ise bir Türk takımının ilk futbol maçı olarak kayıtlara geçmiştir.
Genelde İstanbul'da yaşayan İngilizlerin başı çektiği, ayrıca Rumların da katılımıyla genişleyen futbol sevgisi, arka arkaya futbol kulüplerinin kurulması sonucunu doğurmuştur.
İngilizlerin ve Rumların ortaklaşa kurduğu Kadıköy Futbol Kulübü bu anlamda İstanbul'un ilk kulübüdür. Fakat çıkan anlaşmazlıklar neticesinde İngilizler Moda Futbol Kulübü'nü kurmuş, ardından Kadıköylü Rumlar, Elpis ve Imogene kulüplerini kurarak İngilizleri takip etmiştir. Bunun ardından aynı takımların katılımıyla 1903 yılında İstanbul Futbol Ligi kurulmuştur. İstanbul'da bir futbol liginin kurulması, bu coğrafyada futbolun daha da yaygınlaşacağının ilk işareti olmuştur. Türk gençlerinin de bu yeni kurulan takımlara olan ilgisi, zamanla 'Biz niye bir futbol takımı kurmuyoruz'' fikrine dönüşünce ilk resmi futbol takımımız da ortaya çıkmıştır. 1905'te Mekteb-i Sultani'nin 10. sınıf öğrencileri, arkadaşları Ali Sami Yen'in önderliğinde Galatasaray'ı kurmuştur. Galatasaray, 1905-1906 sezonunda İstanbul Ligi'ne katılmış, 1907-1908'de ise kazandığı ilk şampiyonlukla Türk futbol tarihi için bambaşka bir başlangıcı müjdelemiştir. Ardından Fenerbahçe ve Beşiktaş onları takip edince Türk futbolu yeni bir boyuta doğru ilerlemeye başlamıştır.
Türkiye'de futbolun tam olarak yeşermeye başladığı periyot 1908-1923 yılları arasıdır.
II. Meşrutiyet sonrası esen özgürlük havasında yeni takımlar kurulmuş, bu arada Türk takımları da varlıklarını ciddi bir şekilde teyit ettirmiştir. İstanbul'un ardından İzmir, Ankara, Eskişehir, Bursa, Adana ve Trabzon şehirlerinde futbol büyük bir hızla yayılmaya başlamıştır. Pazar Ligi, Cuma Ligi, İstanbul Türk İdman Birliği Ligi ve İstanbul Şampiyonluğu Ligi bu dönemin önemli organizasyonları olmuştur. Daha sonrasında yaşanan savaşlarla beraber futbol, yaklaşık 11 yıllık bir sekteye uğramıştır.
Erken Cumhuriyet dönemi, Türkiye'de başka birçok alanda oldu gibi futbolda da ilk önemli hamlelerin atıldığı bir dönüşüm süreci olmuştur. Kazanılan zaferin getirdiği rüzgârla yeni bir ulusun temelleri atılırken, modernleşme ve dünyanın ileri medeniyetleri seviyesine erişme emeli bu yeni ulusun ilk hedefidir. Bilim, sanat ve spor olmak üzere her alanda yeni bir yapılanma ve oluşum söz konusudur.