Yüzde 6,25'lik faizin ek maliyeti 62 milyar TL!

TCMB, politika faizini 625 baz puanlık artışla % 24'e yükseltti. 'Faizi artır, dolar düşsün' sloganlarına özellikle reel ekonomi tarafından itiraz geldi. Faizde her 1 puanlık yükselişin, ek maliyetinin 10 milyar lira olduğuna dikkat çekildi. Böylece, üretim yerine faizden para kazananların ekonomiye yükü, 625 baz puanlık artışla 62 milyar lirayı bulacak.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 17,75'ten yüzde 24'e çıkarttı. 6,25 puanlık artış, üretim yerine, paradan para kazananları sevindirirken üretici ve yatırımcıyı şimdiden düşündürüyor.

TCMB'nin faiz artışında belirlediği oran şimdiden farklı çevrelerde tartışılsa da asıl olarak bu kararın ekonomiye getireceği maliyete dikkat çekiliyor. Politika faizinde yaşanan her 1 puanlık artışın Hazine'ye 10 milyar liralık yük getirdiği düşünülürse, kamuya yaklaşık 62 milyar lira maliyet binmiş oldu.

YÜKSEK FAİZ LİGİNDE DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜZ

Yeni Şafak'ın haberine göre, özellikle reel ekonomi çevreleri, beklentinin üzerindeki faiz artışını ekonomiyi sadece dolar, avro ve borsadan ibaret gören piyasacı çevrelerin isteğinin karşılandığı şeklinde yorumladı. Politika faizinde gelinen yüzde 24'lük oran ile küresel piyasalarda en yüksek faizi veren ilk 3 ülkeden biri olduk. Yüzde 60 faiz veren Arjantin ve yüzde 25'lik Surinam'ın ardından dünya üçüncüsü olduk.

Sermayelerini üretim ve istihdam yerine, dövizde veya banka faizli mevduatında tutanlar, reel kesimin üretimi ve oluşturduğu katma değeri yüksek faiz ve kur artışları ile sömüren mekanizmalara dönüşebileceği noktasına dikkat çekiliyor. Yani daha fazla faiz artışı istenebilir, istenecektir... Üretim yapıp istihdam sağlamak yerine, alın teri dökmeden paradan para kazanan kesimlerin ekonomiyi faiz ve kur üzerinden okuyup reçete sunanlara karşı katlanmamız gereken faiz maliyetini düşünmemiz gerektiği belirtiliyor.

REEL EKONOMİYE KUR ÜZERİNDEN TEHDİT

Nitekim geçtiğimiz aylardan itibaren bazı finans çevrelerinin sıkça dile getirdiği hatta kimi zaman tehdide vardırdığı 'Faizi artır, dolar düşsün' şeklindeki söylemlere karşı "Yüksek faizle nasıl kredi bulunur ve nasıl yatırım yapılabilir" sorusu yöneltiliyor.

TCMB'nin dünkü kararı sonrasında açıklanan duyuruda, "Döviz kurundaki hareketlerin etkisiyle fiyat artışlarının alt kalemler bazında genele yayılan bir nitelik gösterdiği dikkat çekmektedir. İç talep koşullarındaki zayıflamaya rağmen fiyatlama davranışlarında gözlenen bozulma enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü risk oluşturmaya devam etmektedir. Bu çerçevede Kurul, fiyat istikrarını desteklemek amacıyla güçlü bir parasal sıkılaştırma gerçekleştirilmesine karar vermiştir" ifadelerine yer verildi.

QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı, TCMB beklentilerin üzerinde faiz artışına giderek TL üzerinde oluşan ve giderek ekonominin genelini olumsuz etkileyen algıdaki bozulmanın önüne geçmeyi hedeflediğini söyledi. İş Yatırım Menkul Değerler Araştırma Bölüm Yönetmeni Muammer Kömürcüoğlu ise Merkez Bankası'nın beklentilerin üzerinde bir faiz artışı ile piyasaları şaşırtmayı başardığını belirtti.

BEKLENTİ ÜZERİNDE ARTIŞ ÇARE Mİ?

İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Ege Yazgan, TCMB'nin politika faizini piyasa oranı ile eşitlemiş olduğunu belirterek, "Beklenenden fazla bir yükseliş olduğunu söyleyebiliriz. Bu rakamın reel ekonomiye getireceği maliyeti görmezden gelemeyiz. Diğer taraftan da bu denli kur oynaklığının olduğu bir ortamda üreticinin de girdi maliyetlerini öngörmesi açısından olumlu etkisi olacaktır. Ben yine de yüzde 24'lük oranı riskleri de düşünerek bir miktar fazla bulsam da orta vadede atılacak adımları takip etmeliyiz diye düşünüyorum" değerlendirmesini yaptı.

OVP PİYASA İÇİN BELİRLEYİCİ OLACAK

ABD'nin yaptırım kararı ile ilgili gelişmelerin doların seyrinde belirleyici olabileceğini belirten Ege Yazgan, "Konjonktürel meselelerin seyrine göre finansal piyasaları takipte olacağız ama bu süre içinde TCMB'nin enflasyon hedefine yönelik faiz artışları çare olur mu o konuda şüpheler var. Çünkü şu an zaten talepte bir daralma var ve asıl mesele maliyet enflasyonunda. Bu nedenle, faiz artışlarının ekonomiye belli bir maliyeti olacak ve kısa vadede bunlara katlanacağız gibi görünüyor. 62 milyar liralık bir yük söz konusu olacak. Ama bu karar fedakarlığımıza değecek mi onu bekleyip göreceğiz. Özellikle Orta vadeli Program'ı beklememiz gerektiğini düşünüyorum" bilgisini veriyor.

TCMB PİYASAYA ZORUNLU AŞISINI YAPTI

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Merkez Bankası, faiz artışı ile piyasaya zorunlu aşısını yaptı. Sıradaki karma aşı ise Orta Vadeli Program’dır. Merkez’in bu hamlesi, reel sektör için asıl anlamını OVP hedefleri ile birlikte okunduğunda kazanacaktır” dedi. Dış Ekonomik Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak İse "Piyasada cari faiz oranlarından ciddi anlamda rahatsızlık duysak da piyasa faizleriyle arası tamamen açılmış bir Merkez Bankası faiz oranının anlamını yitirdiğini düşünüyoruz. Merkez Bankası’nın aldığı bu kararın TL’deki volatiliteye olumlu etki edeceği ortada" görüşünü paylaştı.

Romanya'da seçimler ikinci tura kaldı! İşte detaylar... Yazar Mukadder Gemici'nin Farsçaya çevrilen kitabı Tahran'da tanıtıldı Hamas: Aç bırakma politikası soykırımın en çirkin araçlarından
Sonraki Haber