"Zarrab ve eşinin oyunu gün gibi ortaya çıktı!"

Yılman, "Ebru Gündeş'in damar şarkılarıyla mest olan tayfadan bu yazdıklarıma bir yığın itiraz gelecek" diyerek, "O anne de hakiki bir ana olsaydı, ne kocasının biricik evladının üzerinden öyle bir kurguyla vatanına ihanet etmesine müsaade ederdi ne de edildiğinde affederdi!" ifadesini kullandı.

Yılman'ın "Ve 'PİŞKİNLİK' Ebru Gündeş’te vücut buldu!" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

"Hiçbir zaman inanmadım Zarrab’ın ABD’de de gözaltına alınıp tutuklanmasının hayatın olağan akışından falan kaynaklandığına.

İlk günden bu yana baş belası bu adamın ABD’ye gidişinin çok önceden planlanan bir proje olduğunu ve bu projeden eşi Ebru Gündeş’in de haberdar olduğunu yazmış ve böyle düşünmeme neden olan tüm bilgileri de sizlerle paylaşmıştım.

O ilk zamanlar bana inanmayıp, bir de üstüne üstlük Zarrab ve eşi Ebru Gündeş’e sahiplik edenler ne düşünüyor şu anda bilmiyorum ama kesinlikle bana bir özür borçlular.

 "ZARRAB VE EŞİNİN OYUNU ARTIK GÜN GİBİ ORTAYA ÇIKMIŞTIR"

Çünkü zaman beni haklı çıkardı.

Sözüm ona kızını ABD’deki Disneyland’a tatile götüren ve havalimanına iner inmez FBI tarafından gözaltına alınıp, sonra da tutuklanan Zarrab ve eşinin oyunu artık gün gibi ortaya çıkmıştır.

Tabii bunun böyle olmasının nedeni Zarrab’ın eski lüks alışkanlıklarını çabuk özlemiş olmasından kaynaklandı.

Dişini daha fazla sıkamadı muhterem ve hala FBI gözetiminde olmasına rağmen lüks merakına yenik düştü ve önce eşi Ebru Gündeş’in yakın bir kız arkadaşı ile dünyaca ünlü Nobu adlı restorantta, sonra da lüks bir otelde görüntülendi.

İş ayyuka çıkınca tabii, olayın ilk başından beri sessizliğe bürünen, en yakınları dahil herkese; “Aldatılmış, kullanılmış ve çok fena harcanmış” görüntüsü veren Ebru Gündeş de tüm pişkinliğini ele aldı ve bu ülkenin itibarına hiç kimsenin vermediği zararı veren sahtekar kocası Zarrab’ın yanında aldı soluğu.

 Şimdi biliyorum ki onun damar şarkılarıyla mest olan bir kısım tayfadan bu yazdıklarıma bir yığın itiraz gelecek."

Çünkü onlara göre Ebru Gündeş bu ülkenin büyük bir sanatçısı ve kızının babası olan adamla da ilişkisini bir biçimde devam ettirmek mecburiyetinde.

Gitmişse de yani New York’a kızıyla babasını buluşturmak maksadıyla gitmiştir.

Çocuk nihayetinde özlemiştir babayı…

"EVLADINI ÇOK SEVSEYDİ..."

Kimse kusura bakmasın ama ben bu konuda duyar falan kasamayacağım.

Çünkü bu ikiyüzlülük olur.

O baba çocuğunu, evladını çok sevseydi ya da düşünüyor olsaydı bu ülkenin aleyhine çalışmak için kendisini ABD’ye satarken o bir lokma çocuğunu da senaryonun bir parçası yapmazdı.

O anne de hakiki bir ana olsaydı, ne kocasının biricik evladının üzerinden öyle bir kurguyla vatanına ihanet etmesine müsaade ederdi ne de edildiğinde affederdi!

Haksız mıyım?