"Arap ve İslam dünyası için Kudüs'ün üstünde bir dava yoktur"
Ürdün Dışişleri Bakanı Safedi, Ürdün’deki Altılı Arap Dışişleri Bakanları Komitesi toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. Safedi, “Arap ve İslam dünyası için Kudüs’ün üstünde bir dava yoktur” dedi.
Ürdün'ün başkenti Amman'da Ürdün Kralı 2. Abdullah ile bir araya gelen ve sonrasında toplantı düzenleyen Altılı Arap Dışişleri Bakanları Komitesi, Arap Barış Girişimi için ABD'ye alternatif bir arabulucu arayışını önerdi.
Ürdün Kraliyet Divanından yapılan yazılı açıklamaya göre, Ürdün Kralı 2. Abdullah toplantı öncesi Altılı Arap Dışişleri Bakanları Komitesini kabul etti.
Kral Abdullah, "Kudüs'teki tarihi ve yasal haklarını korumada ve Doğu Kudüs'ü başkent olan bağımsız bir Filistin devleti kurma çabalarında Filistinli kardeşlerimizi desteklemek için çabaları yoğunlaştırmak ve Arapların tutumlarında koordinasyonu sağlamak gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Kral Abdullah, "Kudüs meselesi, Filistinliler ile İsrailliler arasında adil, kalıcı bir barış anlaşması, iki devlete dayalı ve uluslararası meşruiyeti olan kararlar temelinde çözülmeli." değerlendirmesinde bulundu.
Kudüslülerin kararlılığına destek vermenin, Kudüs'teki Arap kimliğinin, Müslümanlar ve Hristiyanların kutsallarının korunmasının önemine vurgu yapan Kral Abdullah, Kudüs'ün yasal statüsünün uluslararası konsensüsle belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
Ürdün Haşimi Krallığı'nın Kudüs'teki İslamın ve Hristiyanlığın kutsalları üzerinde vesayetine dikkati çeken Kral Abdullah, ülkesinin Müslümanlar ile Hristiyanların mukaddesatının korunması noktasında dini ve tarihi sorumluluklarını üstlenmek için her türlü çabayı göstereceğini kaydetti.
KUDÜS KONULU ALTILI ARAP DIŞİŞLERİ BAKANLARI KOMİTESİ TOPLANTISI
Mısır, Ürdün, Filistin, Suudi Arabistan, Fas ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin yer aldığı Altılı Arap Dışişleri Bakanları Komitesi'nin başkent Amman'daki toplantısında ABD'nin uluslararası kararlara ters düşen Kudüs kararının etkileriyle mücadele yolları görüşülerek, Filistin-İsrail anlaşmazlığının bitirilmesi için siyasi bir ufuk çizilmesi noktasında çabaların yoğunlaştırılması gerektiği üzerinde anlaşmaya varıldı.
Toplantının ardından, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ve Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ortak basın toplantısı düzenledi.
Safedi, bakanlarla yaptıkları görüşmenin bir istişare ve koordinasyon toplantısı olduğunu ve Arap Birliği'nin bu konuyla görevlendirilmesi ile ABD'nin Kudüs'e ilişkin kararının engellenmesinin görüşüldüğünü kaydetti.
"Arap ve İslam dünyası için Kudüs'ün üstünde bir dava yoktur." ifadelerine yer veren Safedi, uluslararası toplumla ortak hareket ederek ABD'nin kararını kabul etmeyeceklerini, taleplerinin başkenti Kudüs olan Filistin devletinin tanınması olacağını vurguladı.
Ürdün Dışişleri Bakanı Safedi, Altılı Arap Dışişleri Bakanları Komitesi'nin Arap Zirvesinin olağanüstü toplanması konusunu görüşmek için tekrar toplanacağını aktardı.
"ABD'YE ALTERNATİF BİR ARABULUCU ARANMASI ÖNERİLDİ"
Arap Birliği Genel Sekreteri Ebu Gayt ise "Komite, Arap Barış Girişimine ABD'ye alternatif bir arabulucu aranmasını önerdi. Ancak şu ana kadar Arap Barış Girişimin sürmesi dışında başka bir adım yok." ifadelerini kullandı.
Amman'da bugün, Mısır, Ürdün, Filistin, Suudi Arabistan, Fas ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dışişleri bakanları ile Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt'ın katılımıyla Kudüs konulu Altılı Arap Dışişleri Bakanları Komitesi toplanmıştı.
Söz konusu komite, Arap Birliği'nin 9 Aralık 2017'de, Kudüs'te yaşanan gelişmeleri görüşmek üzere düzenlediği olağanüstü toplantının akabinde kurulmuştu.
ABD Başkanı Trump, 6 Aralık 2017'de yaptığı açıklamada, Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak kabul ettiğini ilan etmiş ve Tel Aviv'deki büyükelçiliğin Kudüs'e taşıması noktasında Dışişleri Bakanlığına talimat verdiğini açıklamıştı.
BM Genel Kurulunda Türkiye'nin girişimleriyle hazırlanan ve Trump'ın Kudüs kararını eleştiren Kudüs'ün statüsüne ilişkin "İsrail'in İşgal Altındaki Doğu Kudüs ve Filistin Topraklarındaki Faaliyetleri" başlıklı karar tasarısı, ABD'nin tehditlerine rağmen 21 Aralık 2017'de 9'a karşı 128 oyla kabul edilmişti. Oylamada 35 ülke ise çekimser kalmıştı.