Asia Times: Sömürgeci olmaması Türkiye'nin Afrika başarısının anahtarı

Hong Kong merkezli Asia Times, Türkiye'nin Afrika'da giderek derinleşen ayak izine dair sarsıcı bir analiz yayımladı. Analizde, Türkiye'nin asıl avantajının, Batılı ülkelerin aksine kendisini sömürgecilik karşıtı olarak konumlandırması ve bu konuyu ön planda tutması olduğu ifade edildi. Erdoğan'ın tıbbi ve askeri tekliflerinin Afrika'yı mest ettiği belirtildi. SİHA'ların, Türkiye için sadece askeri bir güç çarpanı değil aynı zamanda siyasi bir güç çarpanına dönüştüğünü yazdı.

İşte Faizal al Yafai tarafından kaleme alınan ve Hong Kong merkezli Asia Times'da yayımlanan makalenin çevirisi:

 

Türkiye'nin Afrika kıtasında gelişen etkisi, Avrupa dahil dünyanın diğer bölgelerinde de ona ciddi bir kaldıraç ve koz sağlıyor.

AFRİKALI LİDERLERİN 'DÖNÜM NOKTASI'

Geçen hafta sonu İstanbul'da Afrikalı liderlerin 'dönüm noktası' niteliğindeki bir toplantısında konuşan Batı ve Afrika arasındaki Covid-19 aşılarına erişimdeki eşitsizliği "küresel bir adaletsizlik" olarak nitelendirdi.

"Afrika nüfusunun sadece %6'sının aşılanmış olması utanç verici" dedi. Türkiye'nin 15 milyon doz aşıyı Afrika ülkeleriyle paylaşacağını söyledi.

Aşı erişimindeki küresel eşitsizlik, bu hastalığa neden olan virüsün yeni varyantlarının ortaya çıkmasının gösterdiği gibi, tüm dünyayı daha az güvenli hale getiren bir adaletsizliktir. Türkiye cumhurbaşkanı bunu söylemekte haklıydı; aynı zamanda elbette Afrika ülkelerinden siyasi puanlar da alıyordu.

ERDOĞAN, AFRİKALILARIN DAHA BÜYÜK BİR DOSTU OLMADIĞINI KANITLADI

Çünkü Recep Tayyip Erdoğan, Afrika'dan 16 devlet başkanını sırf ekonomik bağları güçlendirmek için İstanbul'a davet etmemişti. Onları Afrika'nın Akdeniz'in kuzeyinde daha büyük bir dostu olmadığını askeri ve tıbbi tekliflerle kanıtlamak için getirdi.

Erdoğan'ın Afrika'ya açılımı kararlı bir şekilde ve uzun süredir devam ediyor.

2003 yılında ilk kez Başbakan olduğunda, Türkiye'nin kıta genelinde çoğunluğu Arap ülkelerinde olmak üzere 12 büyükelçiliği vardı. Şimdi ise bu sayı 43.

Erdoğan Başbakan olduğunda 6 milyar dolardan az olan ticaret hacmi, bugünlerde 26 milyar dolara yükseldi.

Afrika açılımının ilk birkaç yılında Türkiye, Sudan ve Somali gibi dünyanın geri kalanı tarafından görmezden gelinen Müslüman Afrika ülkelerine odaklandı. Erdoğan 2011'de Mogadişu'yu ziyaret ettiğinde, 20 yıl boyunca oraya gitmeye 'tenezzül' eden ilk Afrikalı olmayan devlet başkanıydı.

AFRİKA'DA NEREYE GİTSEM HERKES BANA SİHA'LARI SORUYOR

Bununla birlikte, zamanla Türkiye, Afrika liderlerinin sorunlarını çözmek için başvurabilecekleri bir ülke olduğunu gösterdi. Ve Afrika'da daha geniş çapta ticaret yaptı.

Son yıllarda bu ticaret, silahlı insansız hava araçları (SİHA) satın almak anlamına geliyor. Erdoğan, yakın zamanda kıtaya yaptığı ziyarette, "Afrika'da nereye gitsem herkes bana SİHA'ları soruyor" dedi.

2014'teki son Türkiye-Afrika zirvesinden bu yana, Türkiye'nin SİHA endüstrisinin profili fırladı ve Ankara, bir çok coğrafyada Bayraktar SİHA'larının belirleyici bir fark yaratabileceğini gösterdi.

SİHA'lar, Libya'nın başkentinin Khalifa Haftar tarafından işgal edilmesini durdurmak için kullanıldı ve 2020'de Dağlık Karabağ savaşında Azerbaycan'ın Ermenistan'a karşı şaşırtıcı bir zafer kazanmasına olanak sağladı.

DAHA BU HAFTA ETİYOPYA'DAKİ İÇ SAVAŞI TERSİNE ÇEVİRDİLER

Daha bu hafta, The New York Times, Etiyopya hükümetinin, Türkiye ve diğer ülkeler tarafından sağlanan insansız hava araçları nedeniyle bir noktada neredeyse kaybolmuş gibi görünen bir savaşın gidişatını değiştirmeyi başardığını bildirdi.

Ankara, Addis Ababa'ya SİHA sattığını doğrulamadı, ancak geçen ay, Etiyopya'nın başbakanı - ülkenin Tigray bölgesine karşı sert bir savaşta - Türkiye ile askeri işbirliği anlaşması imzaladı. Türkiye'nin Bayraktar SİHA'larının kısa süre geçmeden çatışmada ortaya çıktığı bildirildi.

AMERİKAN SİHALARINDAN 10 KAT DAHA UCUZ VE ERİŞİLEBİLİR

Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Afrika ülkeleri onları satın almakla ilgileniyor. Her biri yaklaşık 1 milyon ila 2 milyon dolar arasında, Amerika'nın amiral gemisi Reaper dronlarından on kattan daha ucuz olmakla kalmıyor, aynı zamanda elde edilmesi daha kolay. Çünkü Washington, drone teknolojisinin satışının müttefiklere ayrılmasını sağlıyor.

TÜRKİYE İÇİN SİHALAR BİR SİYASİ GÜÇ ÇARPANI

Askeri terminolojide, orduların savaşma potansiyellerini artırmalarını sağlayan teknolojiye kuvvet çarpanı denir. Türkiye için insansız hava araçları, birçok hükümete erişim sağlayan siyasi bir güç çarpanı oldu.

Türkiye, insansız hava araçlarını satın alan tüm ülkeleri doğrulamadı, ancak satın aldığı veya ilgi gösterdiği bildirilenler arasında Ukrayna, Polonya ve Arnavutluk ile Fas, Tunus ve Ruanda yer alıyor. Kırgızistan geçen hafta ilk sevkiyatını teslim aldı.

Türkiye'nin drone diplomasisinin önemi açtığı kapılarda gizli. Sadece Afrika ülkeleriyle ilişkiler kurmak, ona dünyanın diğer bölgelerinde de bir koz verdi.

Örneğin Ankara'nın Etiyopya'ya yakınlığını ele alalım. Türkiye, ülkenin üçüncü en büyük yabancı yatırım sağlayıcısıdır; aslında Türkiye'nin kıtadaki tüm yatırımlarının neredeyse üçte biri Etiyopya'ya gidiyor.

TÜRKİYE'NİN ETİYOPYA'DA OLMASI MISIR'I TEDİRGİN EDİYOR

Addis Ababa'ya olan bu yakınlık, Ankara'ya birkaç bin kilometre uzaklıktaki Mısır'ı etkiliyor. Mısır, Etiyopya ile Nil suları konusunda bir anlaşmazlık içindeyken, Ankara'nın Etiyopya ile fazla yakınlaşmaması Kahire'nin çıkarınadır. Aynısı, Trablus ile iyi bir ilişkinin Türkiye'nin her ikisi de Libya'da ekonomik çıkarları olan Fransa ve İtalya ile ilişkisini etkilediği Libya için de geçerlidir.

Bu şekilde, Türkiye'nin Afrika kıtasında filizlenen erişimi, aynı zamanda Kuzey Afrika ve Avrupa'da da bir kaldıraç sağlıyor. NATO'nun ikinci en büyük ordusuna sahip olmasına rağmen, hâlâ üst orta gelirli bir ülke olan Türkiye, yakın ilişkileri aracılığıyla çok büyük bir nüfuza sahip olabilir.

TÜRKİYE'NİN BAŞKA KİMSEDE OLMAYAN AVANTAJI

Ancak Türkiye'nin bir büyük avantajı daha var, bu da neden bu kadar çok Afrikalı liderin İstanbul'a geldiğini açıklıyor: tarih, daha doğrusu tarih eksikliği.

Geçen haftaki açılış konuşmasında Erdoğan, daha önce tartıştığı bir temaya, Afrika'nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde daimi bir sandalyeye sahip olması gerektiğine geri döndü. Delegelere, “Beş BM ülkesinin tüm dünyanın kaderine karar vermesinin” büyük bir adaletsizlik olduğunu söyledi.

BATININ BİR TÜRLÜ ANLAYAMADIĞI HUSUSU TÜRKİYE ÖN PLANA KOYDU

Ve bu, Batılı ülkelerin anlamakta en zorlandığı, Türkiye'nin sosyal yardımlarının bir parçası. Afrika ülkelerinin Batı'ya yönelik şikayetlerinin çoğu Batılı diplomatlar için anlaşılmaz veya geçmişin bir kalıntısı gibi görünüyor.

Erdoğan, Ekim ayında Angola parlamentosunda yaptığı konuşmada sömürgeciliği kınayarak ve Fransa'nın kıtadaki sömürge suçlarını hedef alarak bu şikayetleri öne ve merkeze koyduğundan emin oldu.

SÖMÜRGECİLERE KARŞI OLMASI TÜRKİYE'NİN BAŞARISININ ANAHTARI

Bu konumlandırma, Türkiye'nin başarısının anahtarı olmaya devam ediyor. Çin'de olduğu gibi, Türk liderler de yalnızca taşıdıkları teknoloji ve ticaret armağanları nedeniyle değil, aynı zamanda kim olmadıkları için de Afrika'ya akın edebildiler.

 

 

Kaynak: Asia Times

Çeviri: Cengiz Büyükuncu

GÜNÜN VİDEOSU

Zalim ordusu saldırıyor! İsrail Gazze'de “Güvenli Bölge” ilan edilen çadırları vurdu

Gazze’nin Han Yunus şehrinde, İsrail işgal güçleri sivillerin sığındığı çadırları hedef aldı. Bombardımanda çok sayıda masum sivil hayatını kaybederken, yaralıların durumu kritik.