Aşık Veysel'in torunu: 'Çay var içersen' sözü dedemin değil...

Ankara'da yaşayan Aşık Veysel'in eğitimci ve yazar torunu Gündüz Şatıroğlu, verdiği bir söyleşide sosyal medyada sık sık paylaşılan, "Benim sana verebileceğim çok şey yok aslında. Çay var içersen, ben var seversen, yol var gidersen" ifadelerinin dedesine ait olmadığını açıkladı. Şatıroğlu ayrıca, anlatıldığı gibi dedesinin kendisini terk eden eşinin çorabının içine para koyduğu hikayesinin de gerçeği yansıtmadığını belirtti.

Sıklıkla paylaşılan bu sözün ünlü ozana ait olup olmadığı sosyal medyada tartışma konusu oldu.

44 yıl öğretim görevlisi Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde çalışan, şairler ve halk ozanları ile ilgili onlarca kitabı bulunan emekli öğretim üyesi Doğan Kaya da Gündüz Şatıroğlu'nun ifadelerine destek verdi.

'Aşık Veysel' isimli ozanın hayatı ve eserlerini anlattığı bir de kitabı bulunan Dr. Doğan Kaya, bugüne kadar yaptığı araştırmalarda bu sözleri ozanın kullandığına ilişkin bir bulguya rastlamadığını belirtti. Kaya, "Veysel bizim değerimiz. Ezgileriyle, altı çizilecek bir çok sözüyle tarihe geçmiş kıymetlerimizden birisi. Ben Veysel'in kitabını hazırladım. Yaklaşık 15 senemi aldı bu kitabı hazırlamak. Ozana dair yazılan makaleler, kitaplar ve tezler buldum. Kendisini çok iyi tanıyan kişilerle temasa geçtim. Bu söylenen sözü hiç duymadım. Sonradan icat edildi. Aslında bu sözün ilk defa ne zaman söylendiğini veya nerede yazıldığını zor da olsa bulmak lazım. Delilinin ve dayanağının ne olduğunu sormak lazım. Veysel'in böyle bir sözün sahibi olduğuna kaynaklardan olsun, kişilerden olsun hiç rastlamadım ve bilmiyorum. Zaten fiilen kafiyesiz sözler ve Veysel’in olmadığı o kadar açık ki. İç, sev, git alakasız kelimeler. Böyle bir söz söylemez Veysel. Sözlerini kısa da tutsa Türkçe'yi en güzel bir şekilde kullanır. Ben bu sözün Veysel'e ait olduğu kanaatinde değilim" diye konuştu.

'BEN DE KİTABA EKLEMİŞTİM, DÜZELTTİM'

Aşık Veysel'in kendisini terk eden eşinin çorabının içine para koyduğu hikayesini daha önce kendisinin de başka bir kaynaktan alıntılayarak kitabında kullandığını ama sonradan araştırarak bir sonraki baskılarda düzelttiğini belirten Kaya, "Benim Aşık Veysel kitabım 3 baskı yaptı. İlk baskıda Veysel'in eşi giderken çorabına para koyduğunu kaynaklardan görüp yer vermiştim. Enteresan geldi ve kitabımda kullanmıştım ama daha sonra şüphe uyandırdı içimde ve araştırdım. Kime ulaştıysam böyle bir şey olmadığını söylediler. Bizim kültürümüz de insanlar sanatçıları çok sever. O kadar çok severler ki mesela Pir Sultan bir tanedir ama ona olan aşkından dolayı bir sürü Pir Sultan yetişir. Bunlardan bir tanesi de Karacaoğlan. Beş tane Karacaoğlan var. Hangi şiir asıl Karacaoğlan’a ait, hangi söz hangisine ait bunu anlamak çok zor. Bu ünlü insanlarda da böyle. Ünlü kişiye sözler sarf ederiz. Bunun başında da devlet kurucumuz Atatürk gelir. Atatürk'e ithaf edilen sözlerin de biraz araştırılması lazım. Bu sözler ne zaman nerede söylenmiş, yaşadığı zaman bu cümleler yayınlanmış mı bunlara bakmak lazım. Yazılan sözleri benimsetmek için şairlerin isimlerini kullanmaya başvurmuşlar" ifadelerini kullandı.

HEMŞERİLERİ DE AYNI DÜŞÜNCEDE

O sözlerin ozana ait olmadığını düşünen, Sivas'ta ikamet eden ünlü ozanın hemşehrilerinden Ali Uyanık da (35), "Bu ifadelerin ozana ait olduğunu sanmıyorum. Ben zaten Şarkışlalıyım. Aşık Veysel benim topraklarımdan çıkan değerli birisi. Bir Sivaslı olarak ben bu sözü ilk defa duydum. İnternette, sosyal medya da dolaşan her söze inanmamak lazım. Ben Sivas'ın yerlisiyim ve sanmıyorum. Bu söz bizim aşıklarımızın sözü değil" dedi.

Furkan Pek (25) ise, "Ben bu sözü hiç duymadım ve görmedim. Denk gelmedim hiçbir yerde. Bu sözün Aşık Veysel'e ait olduğunu düşünmüyorum. Öyle olsa bir Sivaslı olarak bilirdik. O bir söylenti ve yalandır bence" şeklinde konuştu.

DHA