Othello Sendromu, diğer adıyla ‘patolojik kıskançlık’ kıskançlığın tüm sınırlarını aşıyor, tedavi edilmediği takdirde ise kişinin ve çevresindekilerin hayatını zorlaştırıyor. Hatta intihara ve cinayete kadar gidebiliyor.
Aşk cinayetlerinin temelinde yatan gerçek!
Kıskançlık, hem kişinin kendisine hem de karşısındakine psikolojik olarak zarar veren bir duygudur. Abartıldığı takdirde takıntı haline dönüşen kıskançlık, beraberinde paranoya ve kaygıları beraberinde getirip, kişinin ruhsal sağlığını çok ciddi şekilde etkiliyebiliyor. İşte bu tip kıskançlıkların en uç noktası olan Othello Sendromu...
Othello Sendromu adını, Shakespeare’nin aynı isimli dünyaca ünlü oyunundan alıyor. Oyunda Othello, kıskançlık, kuşku ve yanlış anlaşılma yüzünden karısını ve kendisini öldürüyor. Sendromun ismi de Othello’nun kıskançlığından geliyor.
Sigmund Freud, Othello’nun trajedisinden yola çıkarak patolojik kıskançlığa bu ismi vermiş. Peki Othello Sendromu nasıl anlaşılıyor? Othello Sendromu’nda birey, eşini / sevgilisini aşırı sahiplenmeye başlıyor.
Terk edilme ve aldatılma korkularıyla, partnerinin davranışlarından sürekli anlam çıkarmaya ve açık aramaya çalışıyor. Bir sözden hatta mimikten bile şüphe duyabiliyor, şüphelendiği anlarda ise kontrolünü kaybedip saldırganlaşıyor.