Askeri ve diplomatik dengelerde değişimin ayak sesleri: Türk savunmasında ‘Kızılelma’
SuperHaber programcısı Ceyhun Bozkurt'tan TEKNOFEST Karadeniz’in ikinci gününde SAHA EXPO İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş ile SuperHaber'e özel çok önemli röportaj...
SuperHaber programcısı Ceyhun Bozkurt, SAHA EXPO İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş ile dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST Karadeniz’in ikinci gününde önemli bir röportaj gerçekleştirdi.
Milli Mücadele kenti Samsun’da Büyük Taarruz’un 100. yılında kapılarını açtığı TEKNOFEST Karadeniz’de milli insansız savaş uçağı Bayraktar ‘Kızılelma’ ilk kez sergilendi. Görenleri büyüleyen Kızılelma’nın Türk savunma sanayiine katkılarını anlatan Keleş, ‘’Kızılelma yakın gelecekte bütün ülkelerin taarruz hava güçlerinin en az yüzde 65’ini işgal edecek bir konsepttir. Türk milleti açısından teknolojinin ‘Kızılelma’sı oldu. Kızılelma’yı envanterimize almaya başladığımız zaman, müttefik ülkelerin kullanımına sunduğumuz zaman olayın rengi çok değişecek. Bugün Bayraktar TB-‘’lerin sembol bir güç haline gelmesi bu alan ilgiyi artırdı.’’ ifadelerini kullandı.
Fransa’nın 40 yılda katettiği yolu Türk savunma sanayii Bayraktar sayesinde 7 yılda katetti. Savunma alanında üstün başarılarımız hız gösterirken, bir yandan da karalama propagandaları devam etti. Savunma gücümüzü aşağılayan bir bakış açısı olduğunu ortaya koyan İlhami Keleş, üstün başarılarımızı açıkça gözler önüne sererken ’’Türk savunma sanayiini aşağılayan bir bakış var. Psikolojik harp uygulanıyor. Olay iki üç tane SİHA markası değil. Boeing 100 yıldır uçak yapıyor ama Baykar’ın TB-2’leri konuşuluyor’’ şeklinde konuştu.
Türkiye’nin uzay alanındaki gelişmelerinden önemle bahseden SAHA EXPO İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş, önümüzdeki dönemin ‘Türk Uzay Kuvvetleri’ne vurgu yaparak, ‘’Uzayda askeri olarak da var olmalıyız. Uzayda çatışma olmadığı için bunu hissedemiyoruz ama simülasyonları yapılıyor. İş uzaya sirayet edecek ve o günlere bugünden hazırlık yapmalıyız. Milli uydu İMECE, Türkiye’nin kilometre taşıdır. İMECE’yi fırlatıp başarıyla evreye alındığında Türkiye uydu sektöründe bir ülke haline geliyor.’’ dedi.
SAHA İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş’in açıklamaları şu şekilde;
‘’KIZILELMA YAKIN GELECEKTE BÜTÜN ÜLKELERİN TAARRUZİ HAVA GÜÇLERİNİN EN AZ YÜZDE 65’İNİ İŞGAL EDECEK BİR KONSEPTTİR’’
Türkiye hızlı bir ivme ile yeteneklerini geliştirdi. Ürün geliştirme ciddi bir ekosistem gerektiriyor. Tecrübe birikimleri, Nohall geliştirme ve argo süreçleri, ciddi bir mali potansiyel ve tabana yayılmış bir teknolojik, endüstriyel ekosistem ve mühendislik altyapısı gerektiriyor. İsrail’in tank millileştirme sürecindeki tıkanıklar nedeniyle devlet bu konuda bir irade ortaya koydu. Önceden ‘Ne iyi ettiler de F-25’leri vermediler’ demiştim. O yargının ne kadar doğru olduğunu şimdi görüyoruz.
‘’KIZILELMA’YI ENVANTERİMİZE ALMAYA BAŞLADIĞIMIZ ZAMAN OLAYIN RENGİ ÇOK DEĞİŞECEK’’
Kızılelma yakın gelecekte bütün ülkelerin taarruz hava güçlerinin en az yüzde 65’ini işgal edecek bir konsepttir. İnsan faktörü olmadığı zaman fırlatma koltuğu, iklimlendirme, pilot eğitimi ihtiyacınız da olmuyor. İnsansız taarruz jeti kaybettiğiniz zaman sadece maddi bir kayıp yaşanıyor. Bugün Hava Kuvvetleri’nin en büyük sorunu pilot yetiştirmektir. Geleceğin Türk ordusunda insan unsuru tamamen devreden çıkmıyor ancak artık insanı riske sokmuyorsun. O uçağın mali yüküne razıysanız en tehlikeli manevrayı yaptırabilirsiniz. Düşmanın kalbine bile saplayabilirsiniz. Türk milleti açısından teknolojinin ‘Kızılelma’sı oldu. Kızılelma’yı envanterimize almaya başladığımız zaman, müttefik ülkelerin kullanımına sunduğumuz zaman olayın rengi çok değişecek. Bugün Bayraktar TB-‘’lerin sembol bir güç haline gelmesi bu alan ilgiyi artırdı.
‘’TÜRKİYE’NİN SAVUNMA SANAYİİ İLE BİRLİKTE ENDÜSTRİSİ, MÜHENDİSLİK ALTYAPISI GELİŞİYOR’’
Türk savunma sanayiini aşağılayan bir bakış var. Psikolojik bir harp uygulanıyor. Olay iki üç tane SİHA markası olayı değil. Bayraktar TB-2’den TB-3’e geçiliyor. Akıncı’ya geçildi. Şimdi Kızılelma’ya geçiliyor. İş burada da kalmadı; su üstü ve altı deniz sistemlerine geçiliyor. İnsanlar bizim İDA’larımızı, deniz sistemlerimizi merak etmeye başladı. Buradaki performans oraya taşınıyor. Sadece savunma sanayii olarak görmek yanlış olur. 816 firmamız var, 30-40 firmanın süreçleri devam ediyor. Bu firmaları ciroları total olarak yüzde 15-20 civarında. Geri kalan sivil sektöre çalışıyor. Türkiye’nin savunma sanayii ile birlikte endüstrisi, mühendislik altyapısı gelişiyor. Savunma sanayii firması olan ASELSAN, MR cihazı da üretiyor.
TÜRKİYE'NİN UZAY ALANINDAKİ GELİŞMELERİ
ASELSAN uzay sektörüne de girmeye başladı. İddialı hedefler koyar hale geldi. Uzayın yakın yörüngesine çıkıldıktan sonra, oradan aya ateşleyecek motoru yaptık. Testleri de Sinop’da tamamlandı.
‘’BOEİNG, 100 YILDIR UÇAK YAPIYOR ANCAK BAYKAR’IN TB-2’LERİ KONUŞULUYOR’’
Fransa’nın 35-40 yılda katettiği yolu biz 7 yılda katettik. Boeing 100 yıldır uçak yapıyor, ancak Baykar’ın TB-2’leri konuşuluyor. Önümüzdeki dönemde Türk Uzay Kuvvetleri olmak zorunda. Uzayda askeri olarak da var olmalıyız. Uzayda çatışma olmadığı için bunu hissedemiyoruz ama simülasyonları yapılıyor. İş uzaya sirayet edecek e o günlere bugünden hazırlık yapmalıyız. Milli uydu İMECE, Türkiye’nin kilometre taşıdır. İMECE’yi fırlatıp başarıyla evreye alındığında Türkiye uydu sektöründe bir ülke haline geliyor.