Ata Atun, SuperHaber’e konuştu/Özel Röportaj
SuperHaber’den Arzu Erdoğral’a konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi ve Akademisyen Ata Atun, Kıbrıs Rum Yönetimi, politikacılar ve din adamlarının tavrı değişmedikçe adada çözümün zor olduğunu belirtti.
Kıbrıs'ta kapsamlı çözüme ulaşılması hedefiyle İsviçre'nin Crans-Montana kentinde 10 gün süren Kıbrıs görüşmelerinin sonuçsuz kalmasından sonra görüşlerine başvurduğumuz KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi ve Akademisyen Ata Atun sürece ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Atun, Kıbrıslı Türklerin kırmızım çizgisinin Türkiye’nin garantisi, Türkiye’nin askerinin adada kalması ve kurulacak yeni devlette eşit siyasi haklara sahip olunmasıdır” ifadelerini kullandı. Ata Atun, aksi takdirde “çözüm olması olanaksızdır” dedi.
KONFERANSLARIN TÜMÜ SONUÇSUZ KALMAYA MAHKUM!
- Kıbrıs Konferansı sonuçsuz kaldı. Neler söylersiniz?
Crans Montana konferansı ve bundan sonra olabilecek diğer konferansların tümü sonuçsuz kalamaya mahkumdur.
Kıbrıs Rum Yönetiminin ve Politikacılar ile din adamlarının Kıbrıslı Türkleri, kendilerine eşit bir halk olarak kabul etmedikleri müddetçe adada ortak, siyaseten eşit iki kurucu devletten oluşan Federal bir devlet kurulması ve Kıbrıs sorununa çözüm gelmesi olanaksızdır.
RUMLAR, BM PARAMETRELERİNİ KABUL ETMEDİĞİ İÇİN ÇÖZÜME BİR KATKI SAĞLANAMIYOR
-BM’nin sürece dahil olması sonucu değiştirmiyor diyebilir miyiz?
Rumlar BM parametreleri olan “Siyaseten eşit haklara sahip, iki kurucu devletten neşet eden” Federal bir devlet çözümünü kabul etmemektedir. Bu nedenle de BM’nin sürece dahil olmasının çözüme bir katkısı veya da faydası olmamaktadır.
ABD, PERDE ARKASINDAN KIBRISLI RUMLARI DESTEKLİYOR
-Rum tarafına bazı ülkelerin açık desteğini görüyoruz. Bu nasıl anlamlandırılır?
Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti Avrupa Birliği üyesi olması nedeni ile AB’nin 27 üyesi ve Ortodoks olmaları nedeni ile Rusya Kıbrıslı Rumlara destek vermektedir. ABD’deki Rum lobisinin çalışmaları nedeni ile de ABD, perde arkasından, Türkiye ile olan bölgesel çıkarlarına halel gelmeden Kıbrıslı Rumları desteklemektedir. Devletlerin birbirileri ile olan ilişkileri devletsel çıkarlara dayalı olduğu için, alenen hiçbir devlet, Türkiye’yi karşısına almak istememektedir.
RUMLAR DOĞAL GAZIN KENDİ EGEMENLİKLERİ İDDİASINDA
-Tartışmalı doğal gaz sahaları yaşanan krizin neresinde?
Rumlar doğal gazı kendi arka bahçelerinde olması nedeni ile tamamen kendi kontrol ve egemenliklerinde olduğu iddiasındadır. 1958 ve 1960 Deniz Hukuku Konferansının altında imzası olan Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB), Mısır kıyıları ile Antalya kıyılarının orta noktasından geçen doğrunun kuzeyidir. 1982 II. Dünya Deniz Hukuku Konferansı altında imzası olmadığı için, II. Deniz Hukukunda belirtilen yerler halen Türkiye’nin MEB’dir. III. Deniz Hukuku Konferansında adaların MEB’leri olduğu kabul edilmesinden Kıbrıs Rum Yönetimi, Mısır sahilleri ile Kıbrıs sahilleri arasındaki bölgenin kendilerinin olduğu iddiası ile Doğal Gaz aramalarını devam ettirmektedir. Türkiye, II. Deniz Hukuku çerçevesinde Kıbrıs’ın güneyindeki sular üzerinde var olan iddialarını devam ettirirse, doğal gazın çıkarılması ertelenecektir.
KIBRISLI TÜRKLERİN KIRMIZIM ÇİZGİSİ YERİNE GETİRİLİRSE ÇÖZÜM OLUR
-Kalıcı ve adil bir çözüm için olması gereken nedir?
Kıbrıslı Türklerin kırmızım çizgisi olan “Türkiye’nin Garantisi, Türkiye’nin askerinin adada kalması” ve “Kurulacak yeni devlette eşit siyasi haklara” sahip olması yerine getirilirse çözüm olabilir.
Buna karşın; çözüm için Rumların talebi de “Adadan Türk askerinin gitmesi, garantilerin kaldırılması ve Güvenlik anlaşmasının iptal edilmesine ilaveten Kıbrıslı Türklerin azınlık statüsünde mevcut devlete katılmasıdır.
Bu gerekçelerden dolayı Kıbrıs adasında çözüm olması olanaksızdır.
Özel Röportaj / SuperHaber - Arzu Erdoğral