ATATÜRK’ÜN CHP’Sİ BANDIRMA VAPURU, KEMAL BEY’İN Y-CHP’Sİ TİTANİK
16 Mayıs 1919…
Bandırma Vapuru, Mustafa Kemal liderliğinde bir avuç inanmış Türk ile yola çıktı. (O tarihte Atatürk soyadını kullanmadığı için büyük lideri ismiyle yazdım)
Anadolu’ya, kırsala doğru yol aldı.
İstanbul’da sosyete işgal kuvvetleriyle Sodom ve Gomore’yi andıran buluşmalar yaparken, sözde aydınlar Amerikan/İngiliz mandası tartışırken, Türk inim inim işgalin acılarını çekerken bağımsızlık sevdalısı anti-emperyalist Türkler Anadolu’da milli mücadelenin yoluna çıkmıştı.
Mustafa Kemal ve silah arkadaşları 19 Mayıs’ta Samsun’a vardı.
22 Haziran’da 3 maddesi gizli tutulmak kaydıyla Amasya Tamimi yayımlandı. “Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. (…) Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” denildi.
23 Temmuz-4 Ağustos tarihleri arasında toplanan Erzurum Kongresi’nde “Manda ve himaye kabul edilemez” kararlılığı ilan edilmiştir.
4-11 Eylül’de Sivas Kongresi toplanmış, Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar aynen kabul edilmiş, yeni Türk devleti, milli sınırlar ve Kuvayi Milliye ilan edilmiştir. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde direniş örgütlenmeleri Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adıyla birleştirilmiştir.
Bu süreçte Anadolu’da da çeşitli örgütlenmeler yapılmıştır.
İlerleyen süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisi Kurulmuş ve Türk Kurtuluş Savaşı’nın siyasi, askeri tüm cepheleri oluşturulmuştur.
Başlangıç adımları Bandırma Vapuru’yla atılmıştır.
Bunları, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin. Hiçbir zaman değişimin önünü tıkayan bir kişi olmadım, değişimin önünü sonuna kadar açacağım” sözlerini duyunca hatırlatmak istedim.
Aklıma Kemal Bey’in CHP Genel Başkanlığına geliş süreci, sürekli hatırlattığımız politikaları geldi ve şu sonuca varmam çok zor olmadı: Bu dönem CHP’nin milli rotasının ilk adımlarının atıldığı Bandırma Vapuru’nu, oradaki ruhu torpilleyerek batırmaya çalışma dönemiydi.
Atatürk, Kuvayi Milliye kimlerle savaşmış, mücadele etmişse, Kemal Kılıçdaroğlu dönemi 180 derece farklı açıdan Türk, Türkiye düşmanlarıyla helalleşme, barışma dönemi oldu.
Atatürk ile de kendilerini Yeni-CHP ilan ederek, “1930’ların CHP’si değiliz” diyerek hesaplaşmaya kalktılar.
Atatürk’e katliamcı iftirası atanları 4 dönem üst üste vekil, partide yönetici bile yaptılar.
Yani gerçekten de Bandırma Vapuru’nu batırmak istediler.
Ancak o vapur batmadı. O ruh Türk milletinde hep var olan ruhtu ve günümüzde de Washington, Londra, Berlin, Brüksel merkezli masaları hüsrana uğratarak yeniden sahneye çıktı.
Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu bir gemiden bahsediyor.
Atatürk’ün CHP’si Bandırma Vapuru’ydu.
İnançla yürüdü, başardı.
Sizin 13 yıllık yönetiminizdeki Y-CHP, o kadar emperyalist desteğini alarak azametli bir Titanik görüntüsü verdi ama o gemi buzdağına değil Türk milleti kayasına çarptı.
Yani geminiz çoktan su almaya başladı Sayın Kılıçdaroğlu.
CHP’yi yeniden Bandırma Vapuru ruhuna döndürmeyecek hiçbir isim de bu su alışı engelleyemeyecek.