Atatürk'ün vefatına dair bilinmeyenler-3
Kasım 1938 -:
Atatürk'ün öldüğü ve bu duruma dair resmi tebligatın Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanının on beşinci yıldönümünün (28-30 Ekim dahil) kutlanması sonrasına kadar ertelendiği söylenti ve dedikoduları o denli fazla ve etkiliydi ki rivayetlerin boşa çıkarılması maksadıyla hükümet tarafından 17, 18, 19, 20, 21 ve 22 Ekim'de resmi bültenler yayımlanmıştı.
Hemen sonrası günlerde ise Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından:
Cumhurbaşkanımız Atatürk'ün sağlığı ile ilgili olarak bu akşam saat 20:00'de hazır bulunan doktorlar tarafından yapılan konsültasyon neticesi bir bildiri yayınlanmıştır.
Bir hafta önce ortaya çıkan belirtiler artık tamamen geçmiştir. Nabız: düzenli, güçlü: 80; solunum: 19; sıcaklık: 36.8.
Hastalık artık normal seyrini izliyor. Günlük bültenlerin yayınlanması için daha fazla ihtiyaç yoktur,
şeklinde bir paylaşım söz konusu edilmişti.
Söz konusu konsültasyona, daimi ve istişari anlamda, katılım sağlamış olan doktorlar ise şunlardı:
Daimi doktorlar:
- Profesör Dr. Neşet Ömer İrdelp,
- Profesör Dr. M. Kemal Öke,
- Dr. Nihat Reşat Belger,
Danışman doktorlar:
- Profesör Dr. Akil Muhtar Özden,
- Profesör Dr. Hayrullah Diker,
- Profesör Dr. Süreyya Hidayet Serter,
- Dr. Abravaya Marmaralı,
- Dr. Mehmet Kamil Berk.
Yayınlanan bu bültenler sayesinde Cumhurbaşkanı'nın o günlerdeki sağlık durumuna dair doğru bilgiler elde edilmiş ve böylece Türkiye'de uzun süredir devam eden dedikodular bütünüyle değilse de önemli ölçüde sona erdirilmişti.
ABD Ankara Büyükelçiliğinin, itimat edilebilir bir surette tespit olunabildiği kadarıyla, şeklinde belirtilen raporlarında, Cumhurbaşkanı'nın durumu 18 Ekim'de beklenmedik bir şekilde iyileşmeye başlamış ve ayrıca yaklaşık bir hafta boyunca azalan bir iyileşme göstermeye devam etmiş, ardından tekrar bir nüks yaşanmış ve tekrar kritik bir durum baş göstermişti. Bütünüyle iyileşme şansı olmayan Atatürk’ün ileriki aylarda herhangi bir zaman diliminde vefatın gerçekleşebileceği muhakkak bir durum olarak görülmüştü.
ABD Büyükelçilik çalışanları, 23 Ağustos 1938 tarihinden itibaren, Atatürk'ün yerine kimin geçeceği, rejimin nasıl işleyeceği ve kurulacak hükümet konusunda da hemen hiçbir şey öğrenmemişlerdi.
Hal böyle olsa da kaleme alınan elçilik raporlarında;
yeni rejimin potansiyel liderlerinin kendi aralarında neredeyse kesin olarak bir anlaşmaya vardığı ve geçişin kamu güvenliği açısından ciddi sonuçlar doğurmadan gerçekleştirileceği genel olarak hissedilmektedir,
diye belirtildikten sonra:
Ancak bir sonraki Hükümetin, Türkiye'de son yıllardaki herhangi bir hükümetten daha fazla askeri ağırlıklı olması da muhtemel görünüyor,
şeklinde bir tespite de yer verilmiştir.
10 Kasım 1938 -:
Vefatı
10 Kasım gecesi Atatürk'ün sağlığı ile ilgili olarak doktorlar kendi aralarında bir konsültasyon daha yapmışlardı. Gece yarısı yayınlanan bültende Atatürk'ün durumunun ciddiyet kesp ettiği hususiyle vurgulanmıştı.
Ancak bültendeki bildirime imza atan aynı doktorlar, o gecenin sabahında, Atatürk'ün 10 Kasım 1938'de sabah 09:05'te koma halinde iken vefat ettiğini kayıt altına almışlardı.
Vefatın gerçekleştiği tespitinde bulunan doktorlar şunlardı:
Daimi doktorlar:
Profesör Dr. Neşet Ömer İrdelp,
Profesör Dr. M. Kemal Öke,
Dr. Nihat Reşat Belger.
Danışman doktorlar:
Profesör Dr. Akil Muhtar Özden,
Profesör Dr. Hayrullah Diker,
Profesör Dr. Süreyya Hidayet Serter,
Dr. Abravaya Marmaralı,
Dr. Mehmet Kamil Berk.
Ölüm Saati:
ABD’nin Ankara Sefareti’nden Macmurray, 10 Kasım 1938’de Washington’a göndermiş olduğu telgrafta:
Cumhurbaşkanı Atatürk'ün vefatının bu sabah 9:20'de gerçekleştiği resmen bildirildi. Başkan (ABD) tarafından Büyük Millet Meclisi Başkanı Abdülhalik Renda'ya kişisel taziye mesajını önerilmesinin takdir edilmesini içtenlikle teklif ederim
diye belirtmişti.
Ancak Washington Türk Sefareti’nden M. Münir Ertegün imzası ile yine aynı gün ABD Dışişleri Bakanlığına gönderilen vefat bildiriminde ise Atatürk’ün 09.05’te vefat ettiği şu aşağıdaki cümlelerle ifade olunmuştu.
Sayın Dışişleri Bakanım,
Bir süredir hasta olan Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk’ün bu sabah saat 09.05'te İstanbul'da vefat ettiğini Ekselanslarına bildirmekten büyük üzüntü duyuyorum. Sayın Dışişleri Bakanı, lütfen, en yüksek saygımın güvencesini kabul buyurunuz.