Avrupa’dan yatırım atağı
Hem içeride hem de dışarıda fonların mümkün olan en iyi şekilde kullanılmasını hedefleyen AB Komisyonu, 2020’ye kadar 6.3 milyar Euro ek finansmanı serbest bırakacak.
Bu kaynağın, 2.4 milyarlık dilimi büyüme ve istihdam, 2.5 milyarlık dilimi göç ve dış sınırların güvenliği, 1.4 milyarlık dilimi ise dış yatırımların finansmanında kullanılacak.
AVRUPA Birliği Komis-yonu, istihdam ve büyüme yaratmada temel unsurlardan birini oluşturan yatırım alanında geçen hafta yeni imkanları devreye sokma kararı aldı. AB Komisyonu, hem içeride hem de dışarıda AB fonlarının mümkün olan en iyi şekilde kullanılmasını hedefliyor. Bu bağlamda bütçenin daha esnek kullanılmasını sağlama amacıyla bir öneri getirildi. Öneri kapsamında 2020’ye kadar 6.3 milyar Euro ek finansmanın serbest bırakılması öngörülüyor. Bu kaynağın, 2.4 milyarlık dilimi büyüme ve istihdam, 2.5 milyarlık dilimi göç ve dış sınırların güvenliğinin artırılması, 1.4 milyarlık dilimi ise dış yatırımların finansmanında kullanılacak. Avrupa Stratejik Yatırımlar Fonu’nun (EFSI) süre ve kapsamının artırılması da gündemde. Bu çerçevede, ilk etapta 315 milyar Euro olarak öngörülen fona 2020’ye kadar en az 500 milyar Euro’luk destek önerildi. AB Komisyonu, üye ülkelerin de destek sağlaması halinde kaynağın 630 milyar Euro seviyesine ulaşacağı görüşünde. AB, bölgesinde büyümeyi teşvik için ise Dış Yatırım Planı’nı kullanmayı hedefliyor. Öncelikli hedefin Afrika olacağı, AB bütçesinden sağlanan 1.4 milyar Euro teminat ile 40 milyar Euro düzeyinde yatırım sağlanması hedefleniyor.
ARTIK DAHA DERİN SULARA DALIYORUZ
ZORLU dönemler yeni bir düşünce şekli geliştirmemizi gerektirir. Bizleri yenilikçi ve vizyon sahibi olmaya yönlendirir. Birliğin ekonomik büyümesini ve yurttaşlarımızın refahını güçlendirmeliyiz. Komşu ülkelerin de büyümesini, istikrar ve refahını desteklemek üzere işbirliğimizi geliştirmeliyiz. Bu zorluklarla baş etmenin tek yolu, hem resmî hem de özel sektörü, finansal kurumlarını ve sivil toplumu kapsayan bir ortak çalışmadan geçer. Avrupa Birliği olarak bir örnek oluşturuyoruz. İhtiyaçların arttığı, kaynakların ise kıtlaştığı bu dönemde, Avrupa Birliği, kamu fonlarının kullanımını esnetecek yeni yollar aramak durumunda kaldı. Geçtiğimiz hafta içinde, 2020’ye kadar öncelikli alanlar için 6.3 milyar Euro ek finansman sağlayan, bütçenin daha esnek kullanılmasının önünü açan ve küçük ve orta boyutlu işletmelerin (KOBİ) ve sivil örgütlenmelerin önündeki bürokratik engellerin kaldırılmasını öngören bir AB bütçe değişiklik önerisi getirdik. Ama en önemlisi, istihdam yaratan yatırımlar için teminat fonu süresini uzatarak, komşuluk bölgemizde ve Afrika’da büyümeyi ve istikrarı sağlamak üzere yeni bir fonu devreye sokuyoruz.
“Juncker Planı” olarak bilinen “Avrupa için Yatırım Planı” ve onunla bağlantılı “Stratejik Yatırımlar için Avrupa Fonu”, ekonomik krize karşı gösterdiğimiz toplu tepkide bir dönüm noktası olmuştur. Zorlu mali kısıtlar karşısında, kamu finansmanının ekonomiyi canlandırıp insanlarımız için istihdam yaratmaya yetmeyeceği açıktı. Özel sektör nakit akışında bir sıkıntı olmasa da, serbest bırakılması gerekiyordu. Uluslararası finans kuruluşlarıyla birlikte bu yeni fon, kilit sektörlerdeki özel sektör yatırımları için bir teminat sağladı ve KOBİ’lerimiz için de doğrudan bir destek oluşturdu. Finansman araçlarını daha önce de kullanmıştık; ama bu daha çok, sıcaklığına bakmak için ayağımızı suya değdirmek gibi olmuştu. Artık derin sulara dalıyoruz: Avrupa’da değeri 315 milyar Euro’yu aşan bir yatırımı tetiklemek üzere Avrupa Yatırım Bankası’ndan 5 milyar Euro ve Avrupa Birliği bütçesinden 16 milyar Euro’luk bir teminat.HEDEF 200 BİN KOBİBir başarı hikâyesine dönüşen bu planın, bir yıl içinde 200 binden fazla KOBİ’ye ulaşması bekleniyor. Fonlarımızı yatırıma yönlendirmenin akılcı bir yol olduğu görüşünden yola çıkarak, EFSI’yi (Avrupa Stratejik Yatırımlar Fonu), süre ve mali kapasite açısından Avrupa sınırları içinde iki katına çıkarma konusunda kararlıyız. İlk aşamada, sürdürülebilir yatırımlara ve sınır ötesi projelere daha fazla odaklı olmak üzere, harekete getirilmiş yatırımlara önümüzdeki 5 yıl boyunca en az yarım trilyon Euro’luk bir destek öneriyoruz. Üye ülkelerin de katkıda bulunması durumunda bu finansmanın iki katına, yani 630 milyar Euro’ya çıkarılması hedefine daha da hızlı bir şekilde ulaşabiliriz. Aynı derecede önemli olarak, yeni bir Dış Yatırım Planı yoluyla bu prensibi kıtamızın dışında da uygulamaya koyuyoruz. Avrupa’nın komşuluk bölgesine baktığımızda, savaş, yoksulluk, altyapı eksikliği ve yönetişim zaafı nedeniyle muazzam bir potansiyele sahip olan bölgelerin geri kalmışlığını görüyoruz. Milyonlarca genç daha iyi fırsatlar peşinde. Bu arayış içinde birçoğu hayatlarını da riske atarak Avrupa’ya doğru yola çıkıyorlar. Bazıları ise terörist grupların propagandası için kolay bir hedef oluşturuyor. Avrupa Birliği, büyümeyi ve istihdamı bölgemizde teşvik ederek bu olumsuz eğilimlerin önüne geçebilir. Avrupa’daki firmalar dünyada yüz binlerce insanı istihdam etmekte, birçok insana kendi ülkelerinde başarıyı yakalama fırsatı sunmakta ve göçün temelinde yatan nedenlerden birisinin çözümüne katkı sağlamaktadır. Bu yatırımlar sağlıklı bir dış politikanın eseridir. Ancak özel sektör firmalarının yeni bir ülkeye taşınması veya mevcut faaliyetlerini genişletmesi için güvenliğe, finansal ve hukuki risklere ve istikrarsızlığa karşı korunmaya ihtiyaçları vardır.
KOMŞUYA 40 MİLYAR EURO
İşte bu noktada Dış Yatırım Planı devreye girmektedir. Bu plan çerçevesinde AB bütçesinden sağlanan 1.4 milyar Euro teminat ile, komşu bölgemizde 40 milyar Euro’luk bir yatırım sağlanması amaçlanmaktadır. Bu, Avrupa Birliği’nin yıllık olarak dünya çapında yaptığı yardım yatırımlarından fazladır. Ve Üye Ülkelerin AB bütçe katkısına denk gelen bir yatırım yapması durumunda bu iki katına çıkabilir. Avrupa Sürdürülebilir Kalkınma Fonu (EFSD), özel yatırımcıları gelişen ülkelerde bir işletme kurduklarında riske karşı garanti altına alacaktır. Bu garanti projeleri tek tek desteklemekle kalmayacak, aynı zamanda stratejik bölge ve sektörlerde “yatırım pencerelerini” de destekleyecektir.
Tek bir kanalın kullanılması, Avrupa ve diğer ortak ülkelerdeki özel ve kurumsal yatırımcıları, tekliflerini kanalize etme ve teşviklere dair bilgi toplama konusunda isteklendirecektir. Dış Yatırım Planı, projelerin kalitesinin, sayısının ve sürdürülebilirliğinin arttırılmasına teknik destek sağlayacaktır. Avrupa Komisyonu, Avrupa Yatırım Bankası ve diğer uluslararası finans kuruluşları, özel sektör uzmanlarının tavsiyeleri ışığında el ele vererek projelerin hızlı ve iş odaklı bir anlayışla taranmasını sağlayacaktır. Sahadaki uygulama, AB ve ortaklarının güçlü desteğiyle sağlanacaktır. Avrupa Birliği, her bir ülkedeki genel iş ortamının geliştirilmesi için küresel yardımda bulunabilecek ve bu yönde çalışmalar gerçekleştirebilecektir. Yatırımlar politika üzerine diyaloglar ve kapasite arttırıcı faaliyetlerle desteklenecektir. Eylemimiz, dış ve güvenlik politikamızın ruhuna uygun bir şekilde koordine edilip yürütülecektir. Dış Yatırım Planı, politikalarımızı bir üst seviyeye taşıyacaktır. Sürdürülebilir kalkınmaya finansal desteğimizi artırırken, özel sektörün de desteğine ihtiyacımız olacak. Addis Ababa Eylem Gündemi ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri müzakerelerinde aracılık yaparken bunu kabul etmiştik. Afrika ve komşu bölgemizdeki ortaklarımızla birlikte gençlerin potansiyellerini gerçekleştirmelerini sağlayabilir, bir yandan da Avrupa’daki firmalar için yeni fırsatlar yaratabiliriz. Hem içte hem de dışarıda, AB fonlarının en iyi şekilde kullanılmasını öngören kapsamlı girişimin bir parçası olarak Avrupa kalkınma politikasında artık yeni bir dönem açılmıştır.