Avustralya ve İlahi Adalet

Veda Kılıç

Veda Kılıç

Avustralya müstemlekecileri yüzyıllar boyu sürdürdükleri zulüm sonucu, bugün doğal afetlerden oluşan ilahi bir cevapla yüzleşiyor.

Çünkü İngiliz kaptan James Cook’un 1770’te kıtaya varmasından sonra işgal başlamış; “gelişmiş bir hayvan türü ”dedikleri  “yerli halkın” topraklarına el konulmuştu.

Hâkim bakış açısında, sakinler kendi iktidarlarını sağlama gücünden yoksun ”hayvanlar(!)” olunca yapılan her şey meşruydu!

Kültürlerinde savaşa dair pek bir şey bulunmayan, yani savaşı tanımayan; dolayısıyla avlanmada kullanılan bumerang ve mızraktan başka korunma aracı olmayan halk,- işgalci isimlendirmesi ile Aborjinler- ateşli silahlar karşısında tamamen korunmasızdı. Yerleşimcilerin çoğunun İngiliz hapishanelerinden taşan suçlular olması ise olayın bir diğer vahameti.

O gün “yabani insan(!)” katliamı ile başlamış vahşet sürecinin bugün “yabani deve” itlafına varan hâli, ”ari ırkın” yani kendisini evrendeki her şeyi sömürme hakkına sahip ”üstün ırk”  gören kafanın ilk ve son günahlarıdır diyemeyiz!

Tıpkı Avustralya kıtasının bir uçtan bir uca yanması ile belirginleşen felaket dizisinin son olacağını iddia edemediğimiz gibi.

Çünkü El Müntakim olan Rabbul Alemin’in darbesi, sadece zalimin zulmü mazlumu çepeçevre kuşattığı, “Allah’ın yardımı ne zaman” dedirtip inim inim inlettiği anlarda değil; “su içtiği için” kurşundan geçirilen dilsiz, savunmasız hayvanların çaresizce düştüğü yerde de sel olup zalime taşar. Sudan mermilerle gökyüzünden boşalır ve intikam alır.

Böylece bilimsel iddialarla kurumlanıp güç devşirilen her araç gerecin ilahi irade karşısında nasıl da acze düştüğü bir kez daha görülür. Çünkü zalim kabul etse de etmese de, zenginliği umarsızca sarf edilen, yıkıma uğratılan dünyanın ezeli ve ebedi olan tek bir sahibi var.

 

 

 

Diğer Yazıları