Ayasofya tarihi sırları nelerdir?

Danıştay'ın kararı ile yeniden ibadete açılan Ayasofya'nın tarihi sırları merak konusu oldu. Tılsımlı olduğu düşünülen kapılar ve hatta kıyamet tarihinin yazılı olduğu söylenen sütun ve bunun yanında Hz. Meryem’in gözyaşının izleri.

Ayasofya tarihi ile birlikte daha önce hiç duyulmayan tarihi sırları haberimizde.

Kutsal Kase ile Birlikte Kaybolan Papaz

Ayasofya'nın efsaneleri arasında en çok şaşılan durumlardan birisi de kutsal kase ile birlikte kaybolan papazdır. İstanbul'un Fethi esnasında Ayasofya'da vaaz veren papazın kasenin Müslümanların eline geçmemesi için bir kapıdan geçerek kaybolduğu söylenmektedir. Efsanede papazın o kapıdan geçtiğini gören Müslümanların arkasından yetişmek adına koşsa da kapının dümdüz bir duvara dönüştüğü söylenir. Bir rivayete göre ise İstanbul'un Hristiyan dünyası tarafından geri alınması durumunda kapının tekrardan geri açılıp papazın kaldığı yerden vaazına devam edeceği söylenir.

Hz. İsa’nın Kutsal Emanetleri Ayasofya’da

Hz. İsa'nın çarmıha gerildiği haç ve kullanılan çivilerin gizli bir bölümde bulunmasıdır. Kudüs'ten getirilen bu emanetlerin Ayasofya'da gizli bir bölümde saklandığı belirtilir. Hz. İsa’nın 40 bin yıl sonra dünyaya ineceği yerin tekrardan Ayasofya olduğu söylenir.

Hz. Meryem’in Gözyaşlarıyla Delinen Sütun

Ayasofya'daki ağlayan direğin bir zamanlar Meryem Ana’nın evinde olduğu söylenir. Hz. İsa’nın yakalandığını ve işkence edildiğini duyan Meryem Ana, gözyaşlarına boğularak bunları erittiği efsanesidir.

İslam Dünyasını Sembolize Eden Levhaların Sırrı

Ayasofya'nın İstanbul'un Fethi'nin ardından camiye dönüştürülmesiyle pek çok İslami motif dikkat çeker. Ayasofya'nın kubbesine yazılan “Allah, göklerin ve yerin nurudur” ayeti de bunlar arasındadır. Hz. Muhammed ile birlikte 4 halifenin isimlerinin yazıldığı levhaların büyük bir önemi vardır.

Kıyametin Tarihi

Ayasofya ile ilgili sırlardan birisi de sütunların birinde kıyametin kopacağı tarihin yazması oldu. Güney girişinde kapıdan içeri girildiğinde 3. sütunun üzerinde Hz. Hızır tarafından kıyametin ne zaman kopacağına dair bir tarihin bulunduğu. Sütunun üzerinde yazan ise “On Sekizinde Yevm-i Pazar, sene 1038”

Ayasofya’daki Tabutun Sırrı

Ayasofya'da kıble kapılarından ortada yer alanın içerisinde bir tabut bulunmaktadır. Bu tabutun yerinden oynatılması durumunda Ayasofya'nın yıkılacağı düşünülüyor. Kraliçe Sofya’ya ait olduğu bilinen tabutun üzerindeki kubbede ise 4 melek figürü bulunmakta. Azrail, İsrafil, Cebrail ve Mikail meleklerinin figürleri ile tabut arasındaki ilişki de buradan gelmekte.

Taş Kesilen Balıkların Hikayesi

Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul kuşatıldığında Ayasofya’daki papazların balık kızarttığı söylenir. Tavada kızaran balıklar ise İstanbul’un fethedildiğini anlayınca kızgın yağın içerisinden çıkarak taş kesilir.

Ayasofya’nın Kıble Yönüne Çevrilmesi

Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u Fethi'nden sonra Cuma namazını Ayasofya'da kılmak istiyor. Ancak iki kez namazı bozuyor. İlk iki tekbirin ardından üçüncü tekbiri aldığında cuma namazını ancak kıldırabiliyor. Efsaneye göre Meryem Ana’nın ağlayan sütuna parmağını soktuğu ve Ayasofya'nın yönünü kıbleye çevirdiği söylenir.

Şeytanın Hapsedildiği Yer

Cuma namazına yetiştirilmeye çalışılan Ayasofya'da ne kadar çaba gösterilse de ilerleme olmayınca Akşemseddin, bunun sebebi olarak şeytanın işçilere verdiği vesveseler olduğunu anlar. Allah’a yakaran Akşemseddin’in duaları kabul olur ve şeytan, Ayasofya’daki bir mermere hapsedilir.

Kapıların Tılsımı

Ayasofya’nın birbirinden heybetli 361 kapısı bulunmaktadır. Ancak 101’i diğerlerinden büyük olan kapıların tılsımlı olduğu söylenir. Çünkü bu kapılar ne zaman sayılsa ortaya fazladan bir kapı daha çıktığı efsaneler arasındadır.

Deisis Mozaiğindeki Sır

1264 yılında yapılan Deisis Mozaiğinde yer alan Hz. İsa figürünün gerçekten ona ait olmadığı söylenir. Mozaikte yer alan İsa figürünün sağ kaşı üzerinde yer alan yara izi 11 sayısını işaret eder. Bu izin aslında Pisagorcu Tarikat Üyesi Apollon’a ait olduğu bilinir.

Pençe Nişanı

Ayasofya’nın güneydoğu tarafındaki kubbelerden birinin desteğinde, yerden tam 6 metre yükseklikte bir iz bulunur. Fatih Sultan Mehmet’in atının korkması sebebiyle bu sütuna elini dayaması rivayetler arasındadır. Atın hareketlerinin ise bu sütunu tahrip ettiği söylenir.