Aziz Yıldırım: Direnişin ateşini yakan Fenerbahçe'nin kendisidir
Fenerbahçe Gönüllüleri Derneği tarafından "3 Temmuz'un dünü, bugünü, yarını" adlı panel düzenlendi. Panelde konuşan Fenerbahçe eski başkanı Aziz Yıldırım, "Direnişin ateşini yakan Fenerbahçe'nin kendisidir. Biz şikelerden mahkemeleri gördük, sonunda beraat ettik. Hayır, öyle değil. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşamasını sağladık" dedi.
Fenerbahçe Gönüllüleri Derneği, Caddebostan Kültür Merkezi'nde "3 Temmuz'un dünü, bugünü, yarını" adlı panel düzenledi.
Panele Fenerbahçe eski başkanı Aziz Yıldırım, Teknik Direktör Aykut Kocaman, Fenerbahçe'nin eski yöneticileri ve çok sayıda Fenerbahçeli katıldı. Program Aziz Yıldırım'ın başkanlık dönemi ve 3 Temmuz sürecine ait zamanları içeren video gösterimi ile başladı. Oturum, katılımcıların sunumları ile devam etti.
Fenerbahçe'nin üstüne oynanan oyunların şike veya teşvik davası olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti üzerine oynanan oyunun bir parçası olduğunu öne süren Yıldırım, kumpas davalarıyla Türkiye Anayasası'nın bekçisi olan bir kurumun, ordunun yok edilmek istendiğini ve bunun 40-50 yıl önce devletteki bazı odaklar tarafından dernek adıyla oluşturulan ancak daha sonra terör örgütüne evrilen FETÖ tarafından gerçekleştirildiğini kaydetti.
Yıldırım, "Bu davayı şike davası diye görürseniz yanılırsınız. Bu dava şike veya teşvik davası değil. Türkiye Cumhuriyeti'ni yok etme, onun yerine yeni bir cumhuriyet kurma, ismi belki İslam cumhuriyeti veya başka bir isim olacak, Atatürk'ün kurduğu bu cumhuriyeti ortadan kaldırma davası. Hesap kitap bu." dedi.
FETÖ'nün kripto üyelerinin halen bu ülkede var olduklarını ve partilerde de yer aldıklarını aktaran Yıldırım, şöyle devam etti:
"Fenerbahçe ne yaptı? Beni diyorsunuz da direnişin ateşini yakan asıl Fenerbahçe'nin kendisidir. Ben değilim. Ben de buranın bir üyesiyim. Ben değil o günkü şartlarda belki başkası olsa aynı direnişi yapar, yapmaz bilemem. Ama ben o ateşi sizlerle beraber yaktım. Yakınca ne oldu? Biz şikeden, şu oldu bu oldu sonunda beraat ettik. Hayır öyle değil. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşamasını sağladık. Nasıl sağladık? Fenerbahçe kendisine yapılan haksızlıktan dolayı sokağa çıktı, caddeye çıktı. Anıtkabir'e gittik, Atatürk'e gittik şikayet ettik. Yalnız biz mi, Beşiktaşlı, Galatasaraylı, Eskişehirli, Bursalı bütün insanlar geldi. Herkes bir şeye inanmaya başladı. FETÖ istedikleri işlemleri yaptırdı. Askeri hallettiler. Öyle iftiralar attılar ki bu casusluk davalarıyla, aileleri, eşleri inandırlar. Rezilliğin biri bin para."
"BU HALK 3 TEMMUZ'DA 15 TEMMUZ'UN ANTRENMANINI YAPTI"
FETÖ'nün askeriyeyi de ele geçirdiğini, Fenerbahçe'ye çarpınca bunun unutulacağını düşündüklerini ancak öyle olmadığını, sarı-lacivert duvara çarptıklarını ve Fenerbahçelilerin bu ateşi yaktığını belirten Yıldırım, "Her yerle Fenerbahçe mücadele etmeye başladı. Fenerbahçe'ye çattıkları için pişman oldular" diye konuştu.
Metris Cezaevi'ndeyken odasına kadar gelen bazı insanların kendisine 'Fenerbahçe başkanlığını bırakması durumunda yargılamadan kurtulacağı' yönünde telkinlerde bulunduğuna, bunların içinde yakınları ve arkadaşlarının dahi olduğuna işaret eden Yıldırım, şunları söyledi:
"Biz bıraksaydık sizin gücünüzü arkamıza alamazdık. Biz sizin gücünüzü arkamıza aldık. O güç hepimize mücadele gücü verdi. Sonra 7 Şubat oldu, MİT müsteşarını alacaklardı. Sayın Başbakan'ı suçlayacaklardı ve Türkiye Cumhuriyeti'nde yeni bir dönemin başlangıcı olacaktı. İktidar hadiseyi anladı, Fenerbahçe gibi FETÖ ile mücadeleye başladı. Bu olunca bunlar için tek çıkış noktası 15 Temmuz'du. Çünkü tasfiye olacaklardı ve açığa çıkmıştı. Fakat 15 Temmuz da başarısız olunca Cumhurbaşkanı'nın yaptığı çağrıyla insanlar sokağa çıktı. 15 Ağustos'ta Ankara'da Kulüpler Birliği beni çağırdı kalkışmadan dolayı. Ben gitmem biliyorsunuz. 'Sen FETÖ'ye karşısın, gelmezsen ayıp olur' dediler, biz de gittik. Herkesin içinde ben şunu söyledim; herkesin Fenerbahçe Spor Kulübü'ne ve onun insanlarına teşekkür borcu var. Eğer Fenerbahçe olmasa bu halk sizin çağrınıza cevap vermezdi. Bu halk 3 Temmuz'da antrenman yaptı. Ve sizin çağrınızda bu halk sokağa çıktı ve bunu önledi."
FETÖ'nün devam ettiğini ve amacının Fenerbahçe gibi cumhuriyeti ele geçirmek olduğunu kaydeden Yıldırım, "Ama Allah yukarıda ve büyük. 15 Temmuz'da başaramadılar. Yaşıyoruz ama o 3 Temmuz'dakinden daha güçlüler bunu iyi bilin. Bugün bütün tarikatların içindeler. Kendilerini onların içine attılar. Her yerde varlar, güçlüler, bilin. Onlarla mücadeleyi kesmemek lazım" görüşünü paylaştı.
"BAŞKANLIKLA İLGİLİ BİR DÜŞÜNCEM YOK"
Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlığıyla ilgili de konuşan Yıldırım, "5 sene önce söyledim, 'Buradan üzülerek gidersiniz' dedim. Bunların hepsini yaşadık. Bugün de söylüyorum, Fenerbahçe parçalanmasın, bölünmesin, birlik ve beraberlik içerisinde olun. Benim şahsımın Fenerbahçe başkanlığıyla ilgili bir düşüncesi yok bunu bilin yani. Buraya kızımı alıp geldim, mutluyum" şeklinde konuştu.
"BÜTÜN MAÇLARI KAZANMAK ZORUNDAYDIK"
Panelde bir konuşma yapan Aykut Kocaman ise 3 Temmuz sürecinden sonra taraftarların yürüyüşü ve Topuk Yaylası'na kadar gelişini unutamadığını söyleyerek, şunları dile getirdi:
"Bu taraftara yapabileceğimiz bir şey vardı. Bu muazzam ablukayı, yarattığı kirlenmişliği bir tek şekilde ortadan kaldırabilirdik. Bir sene önce yaptıklarımızı tekrar taraftara hatırlatarak yapabilirdik. Büyük şok dalgasıydı, bütün maçları kazanmak arzusundaydık. Çünkü taraftarımız arkamızda olmazsa başarmamız çok kolay görünmüyordu. Bütün maçları kazanmak zorundaydık. 14. haftaya kadar da mayınlı tarlada, biz mayınlı yerde oynarken rakiplerin önü temizleniyordu. 14. haftaya kadar, Galatasaray maçına kadar, sezonun sonuna kadar bayrağı yukarıda tutmaya çalıştık. Yapabildiğimiz kadar. Ne kadar yapabildik onun takdiri Fenerbahçelilerin."
"ŞAMPİYON OLMAMIZ MÜMKÜN DEĞİLDİ"
Kocaman, 12 Mayıs'taki olaylı Galatasaray maçıyla ilgili de çok üzüldüğü karşılaşmalardan biri olduğunu anlatarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Beraatlerin onanmasından sonraki süreçte tekrar baktım, o günkü maçın sonundaki 5-10 dakikalık olaylar aslında bütün sezonu anlatıyordu. Olağanüstü yorgun geçen bir sezon, yıpranmış bir takım. Son ana kadar gelmiş bir de play-off turu oynamış, 6 maç sonunda 13 puanla en yakın rakibinden 4 puan fazla almış bir takım. Ama şampiyon olamadık. Bütün yönetim kurulunun, taraftarların, ben de dahil iki dakikada şampiyonluğun kaybedilmesinden sonra böyle bir buruklukla beraber, başı öne eğilmeden bitirilen bir sezon için o anlar benim hayatımda gördüğüm en olağanüstü anlardı. Ama sonrasında gelen görüntüler de tabii neden şampiyon olamayacağımızı gösteren en büyük tablolardan bir tanesiydi. Mümkün değildi yani. Çünkü bu operasyonlar niye yapılmıştı? Fenerbahçe şampiyon olsa, 'O zaman biz bu pisliği neden yaptık' olacaktı. En son buraya kadar geldi. Bu sahne benim sezon içindeki düşüncemin gerçeğe büründüğü haldir. O Fenerbahçe taraftarı o olgunlukla her şeyi kabul etmişti ama bu organizasyonu düzenleyenler o olgunluğa dahi izin vermedi."