Bahçeli CHP'ye ateş püskürdü: Terörün krikosu!
MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında, HDP'li milletvekillerinin tutuklanması konusunda CHP'nin yayınladığı bildiriye tepki gösterdi.
MHP liderinin konuşmasının satırbaşları şöyle:
TERÖRLE MÜCADELE
"15 Temmuz'un artçı sarsıntıları sürmektedir. Devlet kurumlarının FETÖ virüsünden temizlenmesi için geniş çaplı harekete geçilmiştir. TSK, IŞİD ve PYD'ye karşı Suriye toprakları içinde askeri operasyonlar yapmaktadır. Yangın giderek yayılmaktadır. PKK saldırıları tırmanmıştır. Bölücü hainler türkiye'nin içini karıştırmak için yeni tezgahlar peşindedir. Türkiye adeta sırat köprüsünden geçmektedir.
Irak ve Suriye'de yaşananlar endişe vericidir. Fırat Kalkanı'nın ilk aşamasının hedeflerine büyük ölçüde ulaşılmıştır. ÖSO'nun şimdiki hedefi El Bab'dır. Askeri operasyonda şehit düşen evlatlarımıza rahmetler niyaz ediyoruz. El Bab'ın Türkiye için stratejik önemi büyüktür. Üç sözde kantonu birleştirip, terör koridoru oluşturmak isteyen PYD'nin önünün kesilmesi için El Bab önem taşımaktadır. PYD, El Bab'ı ele geçirerek kantonları birleştirme peşindedir. PYD'nin buraya yerleşmesi bağımsız Suriye Kürt devletinin güvelenmesini teşkil edecektir. Dört parçalı büyük Kürdistan'ın ayaklarını oluşturacaktır. Türkiye buna izin vermeyecektir. Her türlü caydırıcı tedbirleri alması meşru müdafaa hakkımızın gereği olacaktır. Fırat'ın batısına geçen PYD unsurlarının Menbiç'ten çıkarılması önem taşımaktadır.
ABD, PKK ile özdeş olan bu terör örgütüne silah vermekte, terörü ödüllendirmektedir. Bu dostluk ve ittifakla bağdaşmamaktadır. ABD, PYD'de destek vererek, PKK terörüne ortaklık yapmaktadır. Suriye'de ABD'nin stratejik ortağı olarak görülen PYD'nin IŞİD'in bulunduğu Rakka'ya operasyon yapılması endişe vericidir. IŞİD'in Rakka'dan çıkarıldıktan sonra Rakka'ya girecek YPG ve PYD unsurları buradan çıkmayacaktır. ABD siyasi miyopluk içindedir.
PKK Kuzey Irak'tan sonra başta Sincar olmak üzere Kerkük, Telafere sızmakta bu bölgelere yayılmaktadır. Barzani PKK'ya müzahir davranmaktadır. İran'a bağlı Şii milisler Türkmenler için bir diğer tehdittir. Türkiye'nin Irak ve Suriye'de vazgeçemeyeceği güvenlik endişeleri tartışmasız gerçektir. Kuzey Irak'ta bağımsız Kürt devleti kurulması için adımlar atılması, Türkmenlerin yurdunda baskı altına alınıp tehdit edilmesi, PKK'nın Türkiye'ye saldırı için üs olarak belirlemesi, Suriye kaynaklı terörle mücadele ve Türkmen kardeşlerimizin varlığının teminat altına alınmasıdır.
Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit eden gelişmeler karşısında fiili askeri güç kullanımını da içeren caydırıcılık politikası izlemesi kaçınılmazdır. Gerektiğinde askeri harekat yapılmalı, terörden arındırılmış güvenlikli bölge oluşturulmalıdır. MHP, hükümetimizin alacağı güvenlik tedbirlerini destekleyecektir.
HDP'LİLERİN TUTUKLANMASI
HDP milletvekilleri hakkında yapılan hukuki işlemler için başlatılan karalama kampanyalarını Türk milleti ibretle izlemektedir. Cumhuriyeti kurmakla övünen CHP'nin bu kampanyanın başını çekmesi ve bölücü hainlere destek olması siyasi tarihimize kara leke olarak geçmiştir.
Demokratik meşruiyet zemininde siyaset yapan partilerin, bu koroya katılması izahı zor bir garabet olmuştur. CHP'nin bölücülerin avukatlıklarına soyunması maruz görülemeyecektir. Seçilmişlerin terörle içiçe olması her şeyden önce millete ihanettir. Hukuk herkes için geçerlidir. Hukuka saygı göstermek demokasiye saygının asgari düzeyidir.
Anayasayı ve hukuku yok sayarak suç işleyen herkes adalet önünde hesap verecektir. Burada Kandil hukuku değil, Türkiye Cumhuriyeti hukuku geçerlidir. Hiç kimse unutmasın ki, tarihte Türkiye'ye ihanetin cezasız kaldığı görülmemiştir. Tepki seli tüm Türkiye'yi sarmıştır. PKK'ya kullanacağı malzeme vermek teröre hizmet etmekten başka anlam ifade etmeyecektir. Siyasi çalışmarını askıya almaları kendilerinin bileceği iştir. Kimse onların yasını tutacak değildir.
"TERÖRÜN KRİKOSU"
Anayasayı ve hukuku yok sayarak suç işleyen herkes, adalet önünde hesap verecektir. 'Kanunları tanımıyorum' diyenleri yargı önüne çıkartmak devletin asli görevidir. Burası Türkiye'dir. Burada, Kandil hukuku değil Türkiye Cumhuriyeti devletinin hukuku geçerlidir. Hiç kimse unutmasın ki tarihte Türkiye'ye ihanetin cezasız kaldığı hiç görülmemiştir. Teröre bulaşanlara sahip çıkanların, teröristlerin maşalarının koruyuculuğu rolünü siyasi misyon olarak benimseyenlerin, demokrasi ve hukuk devletinden bahsetmeleri, olsa olsa bir kara mizah örneği sayılabilecektir. Kendileri gibi düşünmeyenleri payandalık yapmak ve yedek lastik olmakla suçlayanların, şimdi terörün krikosu ve terör çığırtkanlarının megafonu olmaları, kendileri açısından hazin bir tecelli olmuştur.
DARBE GİRİŞİMİ SORUŞTURMALARI
15 Temmuz sonrası devlet kurumlarında iki süreç harekete geçirilmiştir. Cumhuriyet tarihinin en büyük idari tasfiyesi ve soruşturması yürütülmektedir. Emniyet, yargı, bürokraside sinsi bir şekilde örgütlenmişlerdir. Üniversitelerde yuvalanmıştır.
Nihayet kanlı terör eylemlerini icra kabiliyetine kavuşmuştur. Gülen çetesi Türkiye'yi 8 ayaklı ahtapot gibi sarmıştır. Gülen çetesi devletin tüm kurumlarını habis bir kanser uru gibi sarmıştır. Türkiye felç olmuştur. Devlet organlarının Gülen çetesinden temizlenmesi ve yeniden yapılandırılma süreci zor ve sancılı olacaktır.
15 Temmuz sonrası FETÖ'nün 8 ayağından 7'sinde devlet önlemlerini almıştır. 8'inci ayak açıkta kalmıştır. 15 Temmuz darbesinin siyasi kadroları ve FETÖ'nün siyasi bağlantıları ve uzantıları olmak üzere iki konu esrarını korumaktadır. Bunların hala aydınlığı kavuşmaması manidardır, garabettir. Bunlar açığa çıkarılmadıkça FETÖ aydınlanamayacaktır.
Darbe talimatını Gülen'in verdiği açıktır. Bunu Türkiye'de yönetecek üst düzey kadroları belli değildir. Yurtta Sulh Konseyi'nin kimlerden oluştuğu bilinmemektedir. Askeri yönetim komutanları bellidir, bunların emrinde görev yapacağı konsey üyeleri meçhuldür. TRT ve bankalar gibi kuruluşlarda görev yapacakların listesi ele geçirilmiştir ancak siyasi partiler üzerindeki sis perdesi kalkamamıştır. Gülen'in ve darbeyi planlayanların siyasi kadroları belirlemeyi unutmuş olmaları akla ziyandır. Bunlar hala bilinmiyorsa ortada çok vahim bir durum var demektir. Darbe soruşturmaları sakat kalacak, FETÖ'nün temizlenmesini beklemek hayal olacaktır.
15 Temmuz sonrası başlatılan soruşturmlarda FETÖ'nün her kurum ve kuruluştura, il ve ilçede yuvalandığı, sızmadığı yer kalmadığı, ağ oluşturduğu ortaya çıkmıştır. Bu FETÖ'nün devleti ele geçirdiğini göstermektedir. Siyaset kurumuna ilgi duymamış, bulaşmamıştır.