Bakan Ersoy: Çözümünü buluruz...

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ayasofya'nın ibadete açılması ile ilgili Danıştay'ın kararını beklediklerini söyledi. Bakan Ersoy, Ayasofya'nın cami yapılmasının turizme bir etkisi olacağını da düşünmediğini söyledi...

CNN Türk'te Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan'ın konuğu olan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, turizmde yeni normale geçiş ile ilgili olarak ''Temmuz itibarıyla açılmayı hedefleyen tesislerin hepsinin açılacağını düşünüyorum." dedi.

İç pazarda hareketliliğin şu anda yüzde 45'lere geldiğini belirten Ersoy, bu orana iç turizm açısından bakıldığında çok iyi bir oran olduğunu söyledi.

Bakan Ersoy, turizmde sertifikasyon ile ilgili olarak da ''Avrupa'da bu işi bu kadar düzgün ve güvenilir şekilde yapan ilk ülke Türkiye" ifadelerini kullandı ve "Önceliğimiz bütün ülkelerle hava trafiğini başlatmak." diye konuştu.

Galata Kulesi'nin içindeki kapalı alanı boşaltıp müze haline getirmeyi planladıklarını ifade eden Bakan Ersoy, Ayasofya'nın ibadete açılması ile ilgili olarak da Danıştay'ın kararını beklediklerini belirterek, "Mahkemenin kararından sonra turizm açısından endişelenmem. Biz onun çözümünü buluruz." dedi. 

Bakan Ersoy'un programda ilk olarak koronavirüs pandemisi sonrası geliştirilen sertifikasyon uygulaması hakkında bilgi verdi. Ersoy, "Bizim sadece Türk misafiri ikna etmemiz gerekmiyor, yabancı misafiri de ikna etmemiz lazım. Bağımsız, tarafsız firmalar bu açıdan önemli ama ikinci noktası şeffaflık." diye konuştu. Her otele, konaklama tesisine, havalimanına, taşıta özel hazırlanan belgelerin üzerindeki QR kod sayesinde misafirlerin yapılan denetim raporlarına erişilebileceğini ifade eden Bakan Ersoy, turizm tesislerinin bu belgeyi kaybetmemek için çok ciddi çaba sarf edeceğini vurguladı.

ERSOY: İKİNCİ DALGA: EKONOMİ VİRÜSÜ

Bu yıl turistik tesislerin fiyat artırma beklentisi içinde olmadıklarını belirten Ersoy, sertifikasyon uygulamasına başvuru sayısının 500'ü geçtiğini vurgulayarak, "Bu sene açılacak tesislerin yarısının bu sertifikasyona dahil olacağını düşünüyoruz." dedi.

Ersoy, sertifikasyon uygulamasını pandemi sonrası da sürdürmek istediklerini ifade ederek, şöyle konuştu: 

"Pandemiye özgü bazı kriterler kalkacak ama ilave yeni kriterler getireceğiz. Türkiye'yi sertifike edilmiş konaklama tesisleri ve turizm taşıtları, havalimanlarıyla ayrıştırmayı düşünüyoruz. Kuralları ne kadar üst seviyede standardize ederseniz nitelikli turistin ilgisini o kadar çekersiniz."

Yabancı turistlerin Türkiye'ye ne zaman gelişlerinin başlayacağı sorulduğunda Ersoy, "İkinci dalgadan bahsediliyor. Bana göre ikinci dalgası, ekonomi virüsü bunun. Bu bizim beklediğimiz bir şey sonuçta. Ülkeler sınırlı kaynaklarını kendi ekonomilerine aktarmak ve ekonomilerinin dışına çıkmasını engellemek istiyor. Almanya ve diğer ülkelerdeki muadil bakanlıklarla düzenli görüşüyoruz. Sertifikasyon konusunda çok başarılı buluyorlar. Avrupa'da bu işi bu kadar düzgün ve güvenilir şekilde yapan ilk ülke Türkiye." diye konuştu.

"ADAPTE OLMAK ZORUNDAYIZ"

Bugün itibarıyla Almanya'dan Türkiye'ye uçakların ve Alman yolcuların gelmeye başladığını söyleyen Ersoy, Türkiye'ye gelen turistleri nelerin beklediğine ilişkin ise şunları söyledi:

"Normalleşme süreciyle birlikte dünyada uygulanan sistemlere adapte olmak zorundayız. Yabancı misafir olarak Türkiye'ye geldiğiniz zaman, özellikle turist kabul eden Antalya, Bodrum, Dalaman, İzmir, İstanbul ve İzmir havalimanlarımızda Sağlık Bakanlığımızla birlikte test merkezleri kurduk.

Girişte sağlık denetiminden geçiyor, vücut ısınız ölçülüyor. Ateşiniz 37,8 derecenin üzerindeyse ve semptomlardan bir tanesini taşıyorsanız, şüpheli görüntünüz varsa o zaman sizi teste tabi tutuyoruz. PCR testi, çok hızlı, bir saat içinde sonuçlanan bir test. Negatifse zaten sorun yok. Pozitifse o zaman tedavi görmeniz gerekiyor."

Kovid-19 tedbirlerine ilişkin turizm sektöründe yapılanlar hakkında yurt dışında ilgili kişileri bilgilendirdiklerini belirten Ersoy, bununla ilgili şunları söyledi:

"Önceliğimiz karşılıklı olarak bütün ülkelerle hava trafiğini başlatmak. Çok sayıda Türk kökenli vatandaşımızın Avrupa'da yaşamasından dolayı da Avrupa ile farklı ilişkilerimiz var. Onlar zaten normal olarak yılda 1-2 kere Türkiye'ye geliyor. Bunların da bir trafiği var ve bu trafik kesilemez ki, bu trafik başladı. İkinci Avrupa ülkelerinin özellikle Türkiye'de çok ciddi turizm yatırımları var. Onlar da ticaretin başlamasını istiyorlar."

"60 ÜLKENİN BÜYÜKELÇİLERİNİ ANTALYA'YA DAVET ETTİK"

Turizm sektöründe tesislerin yaz sezonuna ilişkin çalışmaları hakkında da bilgi veren Ersoy, sözlerine şöyle devam etti:

"Kurumsal işletmeler veya zincir oteller için de şöyle bir kolaylık var; tesislerinin yarısını açıyor, diğer yarısı için izleyip görmek istiyor. Otellerin tesislerini açmaları yönünde tavsiyeler var. Bu önümüzdeki senenin hazır olması açısından da önemli. İkincisi sizin korumak zorunda olduğunuz yetişmiş personeliniz var. Bu personeli kaybetmemek açısından da önemli. Hayata geçirilmesi lazım ama 'Ne ön görüyorsunuz?' diyorsanız bu iş başlıyor, başladı. Haziran ayı itibarıyla artarak devam edecek, temmuz ayında ciddi bir şekilde yabancı trafikte de artış olacak ve yavaş yavaş ağustos ayı gibi biz birçok ülkeyle trafiği tamamlamış olacağız.

Mayıs ayında biz ilk operasyonu başlattık. Türkiye'ye en fazla misafir veren 60 ülkeye mektup yazdık. Bu mektuplarla birlikte iki tane ek dosya gönderdim. Dosyalardan biri Türkiye'nin başlattığı sertifikasyon programıydı, ikincisi ise hastane altyapımızla ilgiliydi. Sonra o ülkelerin Türkiye'deki elçileriyle tek tek görüşerek bu uygulamaları anlattık. Aynı anda bizim o ülkelerdeki Türk Büyükelçilerini bilgilendirdik ve onlarda bulundukları ülkelerdeki makamlarla görüştüler. Ardında da Dışişleri Bakanımızla beraber telefon diplomasisi başlattık."

Bu bağlamda ikinci bir aşamaya geçecekleri bilgisini de veren Bakan Ersoy, "Tesisler açılmaya, sertifikasyon sistemi uygulanmaya başlandı ve 19 Haziran'da bu 60 ülkenin büyükelçilerini Antalya'ya davet ettik. Şu anda 43'ten fazlası onay verdi. Aynı şekilde bu ülkelerin Türkiye'deki yerleşik basın temsilcilerini de davet ettik. Havalimanından başlayarak Türkiye'nin sertifikasyon sisteminin nasıl çalıştığını yerinde göstermek istiyoruz. Uçakta, tesislerde, alışveriş merkezlerinde nasıl, hastane altyapımız nasıl bunları kendileri gözlemleyip karar verecekler ve nasıl istiyorlarsa öyle raporlayacaklardır. Biz hazırız uygulamayı da yerinde canlı gösteriyoruz." diye konuştu 

"İÇ TURİZM YÜZDE 45-50'LERDE"

Konaklama tesislerinde fiyatların dövize endeksli olduğunu hatırlatan Bakan Ersoy, "Salgın öncesi kurun durumu göz önüne alınarak erken rezervasyonlarını yapmış olanlar için bir fiyatlama vardı. Kurlar artmış olsa dahi o fiyat farkları yansıtılmadı. Yani ilk açıklanan Türk lirası fiyatları üzerinden revize yapılmadı. Yabancıyla kıyasladığınız zaman yerli misafirler daha ucuza gelmiş oldu. Yani kasım ayında açıklanan fiyatlar neyse aynı fiyatlarla devam ediliyor şu anda baktığınız zaman. Benim gözlemlediğim birçok tesiste öyle ama zaten bu sene otelcinin esas hedefi -konaklama tesisleri için söylüyorum- bunu tekrar bir başlatıp sistemin çalıştığını gösterebilmektir." dedi. 

Ersoy, 1 Haziran sonrasındaki hareketliliğe ilişkin ise şunları söyledi:

"İç pazarda hareketlilik başladı, çok düşmüştü. Kapıları kapattık, her şeyi kapattık. Şehirlerarası yasakları zaten biliyorsunuz. Yüzde 2-3'lere düşmüştü hareket. Şu anda yüzde 45-50'lere geldi. İç turizm hareketi başladı. İleriye dönük de ölçümlüyorum anlık diye bakmayın. Rezervasyon akışlarını alıyoruz biz. Rezervasyon akışlarıyla geçen sene bugünü kıyasladığınız zaman yüzde 45’lere geldi. Bu demektir ki, haziran sonuna kadar geçen seneki rakamları iç turizm hareketleri yakalayacak. İç turizm açısından bakarsanız çok iyi."

DEV PROJELERDE SON DURUM

Beyoğlu Kültür Yolu Projesi'yle ilgili bilgi veren Ersoy, "İlk aşamasını geçen hafta gerçekleştirdik. Belli duraklar belirlemiştik. Galataport, Galata Kulesi, Doğan Apartmanı’nın önünden, Tarık Zafer Tunaya... Narmanlı Han bitmişti zaten. Atlas Pasajı, Emek Sineması... Şimdi ilave birkaç şey daha ekledik, Mısır Apartmanı, Mehmet Akif Ersoy'un Müze Evi, Fransız Konsolosluğu, Taksim’deki cami altında gerçekleştirilecek olan kültür merkezi ve AKM'ye bağlanan bir sistem. Orada çok hızlı hareket ediyoruz, Tarık Zafer Tunaya'yı hizmete aldık. 7 Haziran diye söz vermiştik. Orası çok amaçlı bir salon. İçinde bir tiyatro var, yaklaşık 100 koltuklu. Bir de 97 koltuklu sineması var. 140 metrekarelik çok amaçlı bir salonu ve iki de küçük salonu var. Düzenli tiyatrolar sergilenecek." dedi.

Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde hem Devlet Tiyatrolarına bağlı birimlerin hem de özel sektörün eserlerinin sergileneceğini belirten Ersoy, çok kötü durumda ve uzun süre kapalı durumda olan merkezin A'dan Z'ye yenilendiğini söyledi.

Ersoy, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nin Galata Mevlevihanesi'ne bitişik olduğunu da belirterek proje hakkında şu bilgileri verdi:

"Eskiden de Galata Mevlevihanesi'nin sınırları içerisindeymiş. Orasını da aslında bir vakıf diye düşünebilirsiniz. Onun içinde de bir sinema salonumuz var. Gündüzleri çocuk sinemaları, akşamları da sanatsal filmlerin yönetmenlerinin kısa metrajlı filmlerini gösterelim dedik. O alanda ihtiyaç var. Onlar salon bulmakta zorlanıyor. Bu amaçla kullanacağımız bir yer. Özel galeriler ve diğer sergiler için çok amaçlı salonu var. Galeriler ve güzel sanatlarda bu sıkıntı var şu anda. Onlara çok iyi şartlarda kullandırabileceğimiz çok amaçlı salonlar yaratmaya çalışıyoruz. Hepsinin ihtiyacını karşılayacak bir kültür sanat merkezi halinde hizmete girecek."

BEYOĞLU'NU CANLANDIRACAK PROJELER

Ersoy, İstiklal Caddesi'nin sembol yerlerinden olan Atlas Pasajı'nın da proje içinde yer aldığını ifade ederek, "Orada çok yoğunlaştık. Beklentinin çok üzerinde bir bina çıktı. Orayı renove ettikçe altından şaheserler çıktı." dedi.

Galataport'un cazibe merkezi oluşturduğunun söyleyen Ersoy, "Orası sadece bir liman olmaktan çıktı. Yaşam merkezi. Hem yerli hem yabancı turisti etkileyen bir çekim trafiği oluştu. Bu trafiği Galata Kulesi veya oradan Doğan Apartmanı’nın önünden Tarık Zafer Tunaya’dan Beyoğlu’na bağlamak, Beyoğlu’nda da birçok kültür noktası yaratarak AKM’ye kadar bağlamak. Böylelikle Beyoğlu’na eski canlılığını getirmeye çalışıyoruz." ifadesini kullandı.

GALATA KULESİ'NİN AÇILIŞ TARİHİ BELLİ OLDU

Bakan Ersoy, Galata Kulesi’nde de ciddi bir renovasyona başladıklarını ifade ederek şunları söyledi:

"Geçen hafta itibarıyla projelendirmeleri tamamlandı. Haziran ayı içinde ihaleleri bitiyor. Hedefimiz 15 Eylül. 15 Eylül’de Galata Kulesi’ni yeni yüzüyle açacağız. İçinde kafeterya, restoran, mutfak ve idari ofisler var. Böyle kullanılmaması lazım. Galata Kulesi İstanbul’un ilk orijinal meydanlarından birinde. Ceneviz Meydanı. O aslında yangın kulesi. Biz onun içini komple soyuyoruz. Kule özelliğini koruyoruz ama içindeki o bin metrekarelik kapalı alanı boşaltıp, müze haline getiriyoruz.

Kule, cazibe noktası olarak insanları çekecek. Kulenin üzerinden gördüğünüz diğer kültür varlıklarımız, arkeolojik değerlerimiz ve tarihi yapılarımızın detaylarını, içerideki müzede göreceksiniz. Biraz dijital, modern bir teknoloji müzesi haline de getiriyoruz. Çevresi zaten kafe, restoran. O esnafın işi. Seyir terasından merdivenle inerken bütün bu müzeyi dolaşarak ineceksiniz. Yani cazibe noktası, sizi İstanbul’un diğer cazibe noktalarına yönlendirecek."

"AKM SADECE BİR BİNA DEĞİL, BİR KONSEPTTİR"

Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, tarihi bölgenin, yuvarlak bir alan içinde olduğuna dikkat çekerek, şunları aktardı:

"Dairenin içerisinde uygunsuz, oraya aykırı bir yapı var. O yapıyı da kamulaştırma çalışmalarını başladık. Yokuşta biliyorsunuz orası. Yokuşu da doğal bir amfi tiyatro haline getireceğiz. Bize bağlı kültür kurumları orada aktiviteler gerçekleştirecek. Bir kültür sanat meydanı şeklinde de olacak. Oradan yürüyerek Tarık Zafer Tunaya’da sergiler, tiyatrolar vs. göreceksiniz. Sizi Beyoğlu’na bağlamaya çalışıyoruz."

Çalışmaların hepsini yıl sonuna kadar bitirmeye çalıştıklarını ifade eden Ersoy, sözlerine şöyle devam etti:

"Eylül sonuna kadar Atlas Pasajı’nda hem bir sinema müzesi hem de çok güzel bir sinema salonu yapıyoruz. Bundan sonra Yeşilçam’ın galalarını orada yapacak, o eski atmosfere gideceğiz. AKM’nin inşaatını da yıl sonuna tamamlayıp içerisine bir kültür sokağı oluşturuyoruz. AKM sadece bir bina değil, bir konsepttir. Onunla ilgili birçok hukuki ve yasal düzenlemeler de yapıyoruz. AKM İstanbul’un sanat merkezi olacak. Yönetimi de orada olacak. Bizim hedefimiz yıl sonuna kadar inşaatını bitirip yönetim kadrolarının binaya yerleşmesi. İçinde yönetimli hayat başlayacak."

Ersoy, dünyanın sayılı binalarından biri olduğunu belirttiği AKM'nin rekor bir hızla yapımın devam ettiğini söyledi.

- "TURİZM GEREKÇE OLARAK GÖSTERİLMESİN"

Ayasofya'nın ibadete açılmasıyla ilgili soruya ise Ersoy, hukuki sürecin devam ettiğini hatırlatarak cevap verdi.

"Türkiye bir hukuk devleti, Danıştay'ın vereceği karara göre hükümet gerekli uygulamaları alır." diyen Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, Ayasofya'nın ibadete açılmasının turizme etkilerine ilişkinse şunları söyledi: 

"Mahkemenin kararından sonra turizm açısından endişelenmem. Biz onun çözümünü buluruz. Onu da çok güzel yönetiriz. Turizm bir gerekçe olarak gösterilmesin. Bizim çok iyi yönetebileceğimiz bir süreç. Başarılı da oluruz. Ama dediğim gibi şu anda yorum yapmak için erken."

Danıştay'ın kararının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin alacağı kararlara göre gerekli düzenlemelerin yapılacağını ifade eden Ersoy, "Önden yapılan spekülasyonlara pek inanmıyorum da güvenmiyorum da." dedi.

AKM ile Taksim Camisi'nin de yıllarca konuşulduğunu ve şu an çok güzel eserlerin yapıldığını dile getiren Ersoy, "Siz konsantre olup çözüm ararsanız çözüm var, başarılı çözümler var. Herkes rahat etsin." diye konuştu. 

Bakan Ersoy: Çözümünü buluruz... ile ilgili etiketler Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy Ayasofya turizm AKM Galata Kulesi taksim cami galataport
GÜNÜN VİDEOSU

Kerkük'te PKK'dan taşıma nüfus oyunu! Binlerce kaçak Kürt getirdiler...

Irak’ta 27 yıl aranın ardından ilk kez nüfus sayımı yapıldı. Genel nüfus sayımında usulsüzlük iddiaları gündeme bomba gibi düştü. PKK'nın Kerkük'ün demografik yapısını değiştirmek için Kerkük'e getirdiği binlerce kaçak Kürt'ün şehri terk ettiği görüntüler ortaya çıktı.