Bakan Nebati'den enflasyon açıklaması: Düşmeye devam edecek
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde, "2022 Yılı Değerlendirmesi 2023 Yılı Hedefleri Programı"na katılarak önemli değerlendirmeler yaptı. 2022 yılında bütçe gerçekleşmeleri konusunda çok önemli adımlar atıldığını vurgulayarak enflasyondaki düşüşün devam edeceğini vurguladı. İşte detaylar...
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde, "2022 Yılı Değerlendirmesi 2023 Yılı Hedefleri Programı"na katılarak önemli değerlendirmeler yaptı.
Bakan Nebati'nin konuşmalarından notlar:
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Daha müreffeh ve daha güçlü bir Türkiye için Türkiye yüzyılına kararlı adımlarla ilerlediğimizi tam bir inançla ifade etmek istiyoruz.
Türkiye ekonomi modelinin temel araçlarının TL tasarruflarının özendirilmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi olarak belirlemiştik. Dengeli ve sürdürülebilir bir büyümeyi hedefledik.
2022 yılında TL tasarruflarını artırmak, finansal istikrarı güçlendirmek ve finansal değeri artırmak üzere başta KKM olmak üzere birçok yeni adımı devreye aldık. Böylece kısa bir sürede döviz tevdiat hesaplarında cumhuriyet tarihindeki en büyük düşüşe imza attık.
Finansal istikrarın güçlendirilmesi TL’nin reel olarak değer kazanmasını da beraberinde getirmiştir. TL’ye olan cazibeyi artırmak için 6.6 milyar liraya ulaşan gelire endeksli senet ihraç ettik. DİBS ile stopaj indirimi yaptık.
Finansal sistem dışındaki atıl tasarrufun finansal sisteme dahil edilmesi amacıyla Darphane Altın sertifikalarına bireysel yatırımcılarımız ilgi gösterdi. Bugün de 10 tonluk 2. altın sertifikası ihracına çıkıyoruz.
2022 yılında altın rezervlerimizin 129 ton artırılmasına katkıda bulunduk. Brüt rezervlerimizin de 129 milyar dolar ile son 8 yılın en yüksek seviyesine ulaşmasına katkı sağladık. Brüt rezervlerin 2022 yılında 18 milyar dolar artış kaydetmesinde KKM hesaplarının 1.47 trilyon TL’ye ulaşması, 11 milyar dolar tutarında eurobond ihracı yapmamız etkili olmuştur.
BORSA ŞİRKETLERİNİN PİYASA DEĞERİ YÜZDE 184 ARTTI
Son 1 yılda borsa şirketlerinin piyasa değeri yüzde 184 artışla 6.2 trilyon liraya ulamıştır. Halk arzları vergisel olarak teşvik ederek şirketlerimizin 19.3 milyar liralık ek finansmana erişimine imkan sağladık. Böylece, 2022 yılında 40 yeni şirket Borsa İstanbul’da işlem görmeye başladı.
BES HAKKINDA
Bireysel Emeklilik Sistemini de hızla büyütüyoruz. Ülkemizde özel tasarrufların yükseltilmesi hedefi doğrultusunda 2022 sonunda, Otomatik Katılım Sistemi dahil Bireysel Emeklilik Sistemindeki toplam fon büyüklüğü yüzde 76 artışla yaklaşık 430 milyar TL’ye ulaşmıştır.
18 yaşından küçüklerin BES’e dâhil edilebilmesi ve 2022 yılı Ocak ayında yürürlüğe giren yüzde 30 Devlet katkısı uygulaması neticesinde 2022 sonunda, toplam katılımcı sayısı 1,3 milyon artışla yaklaşık 15 milyon kişiye ulaşmıştır.
KATILIM ESASLI FONLARIN ÖZEL EMEKLİLİK SİSTEMİNDEKİ PAYINI ARTTIRMAK İSTİYORUZ
Sigortacılığın diğer bir alanı olan Türk Katılım Reasürans AŞ’yi kurmak suretiyle katılım ekosistemini daha da güçlendiriyoruz.
Türk Katılım Reasürans AŞ’nin yurtdışı katılım sigortacılığıyla entegrasyonunu artırıyoruz. Katılım esaslı fonların özel emeklilik sistemindeki payının artırmasını destekliyoruz.
ETKİN BORÇLANMA POLİTİKASI
Bahsettiğim TL cinsi tasarrufların çeşitlenmesine ilaveten, stratejik ölçütlere dayalı ve etkin borçlanma politikaları sayesinde kamu borç yönetimi alanında da önemli kazanımlar elde ettik.
2022 yılında bir önceki yıla göre iç borçlanmanın ortalama vadesini 17 ay uzatarak 70 aya yükselttik; maliyetini ise 14,9 puan azaltarak yüzde 10,7’ye düşürdük.
FİNANSMAN KOŞULLARI SIKILAŞIYOR
Küresel finansman imkanlarının sıkılaştığını ve dünyada faiz oranlarının arttığını eminim takip ediyorsunuzdur. Uluslararası sermaye piyasalarındaki gelişmekte olan ülke ihraçlarının bir önceki seneye göre neredeyse yarıya düştüğü 2022 yılında, bizler, hedeflediğimiz 11 milyar dolar tutarında yurtdışı tahvil ihracını başarıyla tamamladık.
Böylece, zorlu piyasa koşullarında en yüksek ihracı gerçekleştiren gelişmekte olan ülke olmayı başardık.
ULUSLARARASI KURULUŞLARDAN DA FİNANSMAN SAĞLAMAYA DEVAM ETTİK
Vatandaşlarımızın yaşam kalitesini iyileştiren ve kritik önem taşıyan kamu projeleri için uluslararası kuruluşlarla yakından çalışmaya devam ediyoruz. Dünya Bankası, çeşitli uluslararası finans kuruluşları ve ticari bankalar vasıtasıyla 3,5 milyar dolarlık yurtdışı finansman temin ettik
ULUSLARARASI GÖRÜŞMELERE ÖNEM VERDİK
Küresel finansal koşulların sıkılaştığı böyle bir dönemde ülkemize yönelik uluslararası yatırımların artırılmasında, birçok ülkeden mevkidaşlarımız ve uluslararası kuruluşların üst düzey yetkileriyle bir araya gelerek Türkiye Ekonomi Modeli ve ülke ekonomimiz hakkında bilgi vermemiz önemli oranda etkili olmuştur. Toplantılarımızı büyükelçiliklerimizde ve uluslararası kuruluşlarda yaptığımızı sizlere hatırlatmak isterim.
HAZİNE DESTEKLİ KEFALET SİSTEMİ VE SELEKTİF KREDİ YAKLAŞIMI
Modelimizin önemli sacayaklarından biri olan selektif kredi anlayışıyla ve Hazine Destekli Kefalet Sistemiyle 116 milyar lira kredi imkânı oluşturduk.
TİCARİ KREDİ BÜYÜMESİNE ÖNCELİK VERDİK
Selektif kredi yaklaşımımızın bir sonucu olarak imalat sanayi öncülüğünde kullandırılan ticari kredi büyümesi 2021 yılının 25 puan üzerine çıkarak yüzde 36,1 seviyesine ulaşmıştır.
BANKACILIK SEKTÖRÜMÜZÜN SAĞLIKLI BÜYÜYEN BİLANÇOSU
Bu yüksek tutardaki ve orandaki ticari kredilerimizi güçlü bankacılık sektörümüz sayesinde işletmelerimize sağlıyoruz.
BANKACILIK SEKTÖRÜMÜZÜN GÜÇLÜ SERMAYE YAPISI VE DÜŞÜK TAHSİLİ GEÇİKMİŞ ALACAK ORANI
Malumunuz, bankacılık sektörümüzün sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 19,3 ile yüzde 8 olan yasal asgari oranının oldukça üzerindedir.
Yabancı para net genel pozisyonu kaynaklı kur riski bulunmayan sektörün tahsili gecikmiş alacak oranı da 2022 yılında azalmaya devam ederek yüzde 2,2 gibi oldukça düşük bir seviyede gerçekleşmiştir.
Ülkemizdeki bankaların Tahsili Gecikmiş Alacak oranının diğer gelişmekte olan ülkelerden daha düşük bir seviyede olduğu bilgisini de sizlere paylaşmak isterim.
DENGELİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME
TL cinsi tasarrufları çeşitlendirerek, yatırım ortamını iyileştirerek ve selektif kredi sağlayarak; Türkiye Ekonomi Modelimiz ile daha dengeli, daha sürdürülebilir ve daha güçlü büyüyoruz. Büyüme potansiyelimizin artması açısından önem arz eden makine ve teçhizat yatırımlarında kesintisiz büyüme süreci 12 çeyreğe çıktı.
2022 yılında küresel pazarlardaki yavaşlama ve paritenin olumsuz etkilerine rağmen ihracatımız 254,2 milyar dolarla rekor seviyeye ulaştı. 2022 yılının ilk üç çeyreğinde gerçekleşen büyümenin yüzde 60’ı makine ve teçhizat yatırımları ile net ihracattan kaynaklanmıştır.
MAKİNE VE TEÇHİZAT YATIRIMLARI DİĞER ÜLKELERE GÖRE DAHA YÜKSEK
Ülkemizdeki makine-teçhizat yatırımları salgın öncesine göre yaklaşık yüzde 68 artarken, ABD ve Avrupa Birliği’ndeki artış sınırlı düzeyde kalmıştır.
Makine teçhizat yatırımlarında dünyadan ayrışan Türkiye, 9 çeyrektir aralıksız büyüme performansıyla da dünyadan pozitif ayrışmaktadır.
2022 yılının ilk üç çeyreğinde kaydettiğimiz yüzde 6,2’lik güçlü ve dengeli büyümeyle G-20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olduk.
Biz bu yüzde 6,2’lik büyüme oranını küresel ekonominin zorlu bir dönemden geçtiği ve küresel resesyon riskinin giderek yükseldiği bir dönemde gerçekleştirdik.
2022 yılında küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü revize edilirken Türkiye’nin büyüme tahmini yukarı yönlü revize edilmiştir.
2022 yılının ilk üç çeyreğinde ülke ekonomimizin performansını diğer ülkelerle kıyasladığımızda çok berrak bir tablo ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde Çin bizim yarımız; ABD ve Almanya ise yarımızdan da düşük bir oranda büyüme kaydetmiştir.
Yüksek büyüme performansımızın etkisiyle 2022 yılında kişi başına gelirimiz 10 bin dolar seviyesini aşacağını öngörüyoruz. Ki bu, Orta Vadeli Program tahmininizin de üzerindedir.
2023 yılında da kişi başına gelirimiz inşallah daha da yükselerek 12 bin doların üzerine çıkacaktır.
Türkiye Ekonomi Modelimiz ile büyümede kırdığımız rekorları sağlam bir zemin üzerine inşa ediyoruz. Bu zeminin önemli bir parçası üretimdir. Nitekim sağladığımız desteklerle sanayi katma değerinin GSYH’deki payı da önemli artış kaydetti. Bu oran 2022 yılının ilk üç çeyreği itibarıyla yüzde 27’yi aşmış durumdadır.
Salgın öncesine göre üretimimizi yüzde 20 artırdık. Bu üretim artışı AB’nin 5 katına, ABD’nin ise 7,5 katına tekabül etmektedir.
Salgın döneminde küresel tedarik zincirlerinde yaşanan sorunları avantaja dönüştürerek üretimdeki başarımızı ihracat artışlarıyla taçlandırıyoruz.
Rusya-Ukrayna Savaşıyla birlikte oluşan tüm kötümser beklentilere rağmen, bacasız sanayide de tarihi zirveleri görüyoruz. Turizmde en yüksek performans kaydettiğimiz 2019 yılında turizm gelirimiz 39 milyar dolar iken, 2022 yılında 51,5 milyon ziyaretçi ile 46 milyar dolar gelir elde etmeyi bekliyoruz.
Rekor tazeleyen ihracat ve turizm gelirleri sayesinde 2022 yılı Kasım ayı itibarıyla enerji ve altın hariç cari fazla 2021 yılına kıyasla 14,3 milyar dolar iyileşerek 51,3 milyar dolara ulaştı. Enerji fiyatlarındaki normalleşmeyle birlikte enerji ve altın dahil cari işlemlerde de tatmin edici rakamlara ulaşacağız.
ENFLASYON OVP TAHMİNLERİMİZİN ALTINDA
Küresel emtia fiyatlarındaki artış, 2021 yılı sonundaki kur hareketi ve tedarik zincirlerindeki kırılmaların sonucunda maalesef 2022 yılını yüksek bir enflasyon ile geçirdik.
Diğer taraftan, 2022 Kasım ayında düşüşe başlayan enflasyonun bu eğilimi Aralık ayında artarak devam etti. Böylece, yılsonu tüketici enflasyonu OVP’de hedeflediğimiz rakamın da altında gerçekleşerek yüzde 64,3 oldu. 2023 yılında enflasyondaki düşüş devam edecektir.
ÜFE-TÜFE MAKASI DA DARALIYOR
2022 yılı Aralık ayı itibarıyla sadece tüketici enflasyonunda değil üretici enflasyonunda da gerileme gördük. Böylece TÜFE-ÜFE makası oldukça daraldı. Bu fark 2022 yılı Ekim ve Aralık ayları arasında 72 puandan 33,5 puana geriledi. Bu suretle üretici fiyatlarının TÜFE üzerindeki baskısı giderek azalmaktadır.
TAHIL KORİDORUNUN ETKİN İŞLEMESİNE KATKI SAĞLADIK
Enflasyonun son dönemde gerilemesinde,küresel düzeyde emtia fiyatlarındaki normalleşme de etkili oldu. Bu normalleşmede Sayın Cumhurbaşkanımızın izlediği Lider Diplomasisi sayesinde tahıl koridorunun açılmasının etkisi yüksek oldu. Biz de tahıl koridorunun etkin işlemesinde üzerimize düşeni yaptık.
Kritik önem arz eden alanlarda faaliyetlerin aksamadan devam etmesi amacıyla sigorta teminatı bulunamayan riskler ile özellik arz eden riskler için Özel Riskler Yönetim Merkezini (ÖRYM) aktif hale getirdik.
Bu merkez, Bakanlığımızın kefaletleri ile başta tarım ithalatçıları olmak üzere,özel havayolu şirketlerine,enerji sektöründe hizmet veren kuruluşlara ve armatörlerimize sigorta teminatı sunmuştur.
Bu ve benzeri adımlarla sadece enflasyonun düşüşüne katkı sağlamadık, aynı zamanda vergi politikalarımız yoluyla enflasyonun vatandaşımız üzerindeki olumsuz etkilerine karşı önemli adımlar attık. Bu kapsamda, 2022 yılında 290,4 milyar TL vergi gelirinden vatandaşlarımız lehine vazgeçtik.
Büyüme, yatırım ve ihracat artışları sayesinde ülkemizde istihdam edilen kişi sayısı Kasım itibarıyla 31,6 milyon kişiyle tarihi yüksek seviyeye ulaşmıştır.
İstihdam artış hızı ABD ve Avrupa Birliğinde salgın öncesi döneme göre yüzde 1,5’e ulaşmazken, ülkemizde yüzde 12’lik artış kaydedilmiştir.
Hedefimiz sadece istihdam artışı sağlamak değil, aynı zamanda tüm kesimleri de işgücü piyasasında daha etkin kılmaktır. Çünkü biz insan odaklı politikalar uyguluyoruz.
Buna göre, 2022 yılı Kasım ayı itibarıyla kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 36,4 ile en yüksek seviyesine ulaştı ki bu tüm zamanların en yüksek seviyesidir.
Gençlerimizi de pek çok yönden çeşitli program ve projelerle destekliyor, genç girişimcilerimize uygun imkanlar sunuyor ve gelir vergisi istisnası tanıyoruz.
Uyguladığımız bu ve benzeri politikalar ile genç işsizlik oranı Kasım itibarıyla 2016 yılı Mart ayından bu yana en düşük seviyesine inmiştir.
YÜKSEK ORANDA BÜYÜMEMİZE RAĞMEN BORÇLULUĞUMUZ ARTMIYOR
Türkiye Ekonomi Modeli ile bir çok makro ekonomik göstergede rekorlar kıran ülkemizin brüt dış borç stoku 440 milyar dolar seviyelerinde yatay seyretmiştir.
GSYH’ye oran olarak ise brüt dış borç stokumuz gerilemeye devam ediyor. 2022 yılı üçüncü çeyrek itibarıyla 2021 yılına göre söz konusu oran yaklaşık 2,2 puan azalmıştır.
TOPLAM BORÇLULUĞUMUZU DA AZALTIYORUZ
2022 yılında toplam borçluluğumuzu da azalttık. Böylece, diğer ekonomilerle aramızdaki makas ülkemiz lehine daha da açılmıştır. Biz 2021 yılına kıyasla toplam borçluluğumuzu GSYH’ya oran olarak 23 yüzde puan azaltırken, gelişmekte olan ekonomilerde bu oran artış kaydetmiştir.
Hane halkı, reel sektör, kamu ve finansal sektörün borçlarının GSYH’ye oranında da birçok ülkeye göre oldukça sağlam durumdayız.
Şimdi de kamu maliyesinin en önemli göstergesi olan bütçe gerçekleşmelerini sizlerle paylaşacağım. Peşinen ifade edeyim; 2022 yılı bütçe sonuçları yüzümüzü güldürüyor. Geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor.
Makro göstergeler açısından son derece başarılı bir yıl olan 2022 senesinde toplam bütçe giderimiz 2 trilyon 941 milyar lira, bütçe gelirimiz ise 2 trilyon 802 milyar lira olarak gerçekleşti ve bunun sonucunda bütçe açığımız yılın tamamında sadece 139,1 milyar lira
Ayrıca, toplamda 171,8 milyar lira faiz dışı fazla Dolayısıyla, küresel ekonomide sert türbülanslar yaşanırken, ülkemiz 4 yıllık aradan sonra 2022 yılında yeniden faiz dışı fazla vermeyi başardı.
Böylece, bütçe öngörümüzden 139,3 milyar, OVP hedefimizden ise 322,1 milyar lira daha düşük bir bütçe açığıyla seneyi kapatmış bulunuyoruz.
Orta Vadeli Programda 131,4 milyar lira faiz dışı açık tahmininde bulunmuştuk. 2022 yılında sağladığımız yüksek bütçe performansıyla bu açığı telafi ettiğimiz gibi 171,8 milyar lira faiz dışı fazla vermeyi de başardık. Bu durum mutluluğumuzu ikiye katladı.
SON 20 YILIN EN İYİ BÜTÇE PERFORMANSLARINDAN BİRİNİ YAKALADIK
Bildiğiniz üzere bütçe açığımız GSYH’nın yüzde 3,5 seviyelerinde gerçekleşeceğini öngörmüştük. OVP’de ise bu oranı yüzde 3,4 olarak revize etmiştik. Bazı uluslararası kuruluşlar ise bizim tahminlerimizin çok çok üzerinde yüzde 5-6 ları bulan bir bütçe açığı
OVP’de ilan ettiğimiz Gayri Safi Yurtiçi Hasıla rakamı esas alındığında, bütçe açığının GSYH’ye oranının yüzde 1 olarak gerçekleşeceğini görüyoruz.
Ancak, öyle ki GSYH gerçekleşmelerinin OVP beklentilerimizden daha yüksek seviyede olacağına ilişkin öncü göstergeler, bütçe açığımızın da yüzde 1’in altında gerçekleşeceğini işaret ediyor.
2022 yılındaki tüm zorlu koşullara rağmen son 20 yılın en iyi bütçe performanslarından birini yakaladık. Bu yüksek performans, kesinlikle çok önemli bir başarıdır.
BÜTÇEDE BİRÇOK EKONOMİYE GÖRE OLUMLU PERFORMANS GÖSTERDİK
Küresel ve bölgesel gerginliklere, emtia ve fiyatlar genel seviyesindeki artışlara rağmen bir yandan vatandaşlarımızı ve ekonomimizin tüm paydaşlarını güçlü bir şekilde desteklerken diğer yandan mali disiplinden geri adım atmadık.
Ülkemiz, bütçe açığının GSYH’ye oranında, gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ekonomiye göre çok daha olumlu bir performans göstermiştir.
FAİZ HARCAMALARININ BÜTÇE İÇİNDEKİ PAYINI AZALTTIK
Bu yıl sadece bütçe açığını düşürmekle kalmadık, mesnetsiz bazı iddiaların tam aksine faiz harcamalarının bütçe içindeki payını da azalttık.
2022 yılı başlangıç bütçesinde yüzde 13,7 olarak öngörülen faiz giderlerinin bütçe içindeki payını yüzde 10,6’ya düşürdük.
MALİ DİSİPLİNDEN ASLA VAZGEÇMEDİK
Şimdi gelelim 20 yıllık dönemde kamu maliyesinde gerçekleştirdiğimiz başarılarımıza. Yıllardır koruduğumuz sağlam duruşumuz sayesinde 2002 yılında yüzde 11,1 seviyesinde devraldığımız bütçe açığının GSYH’ye oranını, 2022 yılında yüzde 1’e düşürmüş durumdayız.
2002 yılında faizin bütçe içerisindeki payı yüzde 43 iken 2022 yılında bu oran yüzde 10,6’ya düşmüştür. 2002’de toplanan her 100 liralık verginin 85,7 lirası faiz harcamalarına giderken 2022 yılında sadece 13,2 lirası faiz harcamalarına gitmiştir.
Uyguladığımız mali disiplin ve etkin borç yönetimi sonucunda AB tanımlı Genel Yönetim Borç Stokunun GSYH’ye oranı 2002 yılında yüzde 71,5 iken, 2022 yılı üçüncü çeyrek itibarıyla yüzde 34,8’e kadar düşürdük. Bu oran 2021 yıl sonuna göre 7 puan gerilemiştir. Mezkur oranın yılsonunda OVP tahminimizin de altında gerçekleşeceğini öngörüyoruz.
Hatırlatmak isterim ki AB üyesi ülkelerin borç stokunun GSYH’ye oranı ise tam yüzde 86,4 45.
BÜTÇE GİDERLERİ OVP TAHMİNLERİMİZİN ALTINDA GERÇEKLEŞMİŞTİR
Şimdi, bütçe gerçekleşmelerinin biraz detayına girmek istiyorum. Giderlere baktığımızda, gerçekleşmeler OVP tahminimizin 192 milyar altında kalırken, faiz hariç giderler ise 173 milyar lira altında gerçekleşmiştir.
BÜTÇE GİDERLERİNİN EN FAZLA ARTTIĞI KALEMLER
Bütçe giderlerinin geçen yıla kıyasla en fazla artış gösterdiği harcama kalemlerinin; cari transferler, personel giderleri, yatırım harcamaları ve borç verme alanlarında olduğunu görüyoruz.
Peki, bu alanlarda neden bu kadar artış meydana geldi kısaca bu hususlara değinmek istiyorum.
BÜTÇE GİDERLERİNİN EN FAZLA ARTTIĞI KALEMLER
Kamu görevlilerimizin ve emeklilerimizin aylıklarında önemli artışlar yaptık. Sağlık hizmetlerinde verimliliği artırmak hedefiyle kayda değer düzenlemeler gerçekleştirdik.
Mahalli idarelere aktardığımız kaynakları artırarak vatandaşlarımıza yerelde sunulan hizmetlerin de kalitesinin artırılmasını sağladık.
Ülkemizin büyüme potansiyelini artıracak yatırımlara daha fazla kaynak ayırdık. Yüksek oranlı enerji sübvansiyonları sağladık.
Tarım sektörü yatırımları, kredi sübvansiyonları ve müdahale alımları ile tarımsal KİT destekleri için ilave harcamalar yaptık. Sosyal amaçlı harcamalara ayırdığımız kaynağı daha da artırdık. Bizler şeffaf bir şekilde 85 milyonun her birinin alın teri olan vergileri, yine milletimizin hizmetine sunmak için gecemizi gündüzümüze katarak çalışmaya devam edeceğiz.