Bakan Soylu'dan flaş 'Açlık grevi' açıklaması! "Biz çocuklarımızı terörist olsunlar diye okula göndermiyoruz"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Trabzon'da katıldığı programda 2 gün önce tutuklanan Akademisyen Nuriye Gülmen ve Öğretmen Semih Özakça hakkında açıklamalarda bulundu... Her iki ismin de terör örgütü DHKP-C ile doğrudan organik bağı olduğunu ifade eden Soylu, "Bu kişiler devletin maaş verdiği, biri öğretmenmiş biri de akademisyen kusura bakmasınlar biz çocuklarımızı terörist olarak eğitsinler diye okula göndermiyoruz.." dedi...
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamasından satır başları;
"Siyaset terör örgütlerinin kuklaları olmamalı. Bir babanın evladını DHKP-C'den korumak için nasıl dövündüğünü, DHKP-C mensupları tarafından nasıl tehdit edildiğini hep bereber tanıklık ettik. Bu kişiler devletin maaş verdiği maaşlar, biri öğretmenmiş biri de akademisyen kusura bakmasınlar biz çocuklarımızı terörist olarak eğitsinler diye okula göndermiyoruz.
"DHKP-C İLE ORGANİK BAĞI VAR"
Bu kişinin DHKP-C ile doğrudan bir organik bağı söz konusudur. Birçok eylem altına imza atmışlar.
Garip olan şey şu; bir kere doktora muayeneye gidiyorlar kendi istedikleri gibi rapor vermedi diye DHKP-C'nin gazetelerinden doktoru linç etmeye çalışıyorlar. 2 siyasi parti bu eylemi masum gibi göstermeye çalışan bir anlayış ortaya koyuyor. Çocuklarımızın eğitimin bu kişiye neden teslim ettiğini sorgulamayacak mıyız?
Semih Özakça; bu kişinin silahlı terör örgütüne üye olma, kemiklerin kırılmasına sebebiyet verecek derecede kasten yaralama suçlarından yürüyen ceza davaları olduğunu kimse neden yazmıyor.
"BİR ÖĞRETMEN İÇİN NORMAL Mİ?"
Açlık grevi eylemine başladığı günden itibaren toplam 14 kez gözaltına alınmış. Bu kariyer çocuklarımızı eğiten bir öğretmen için normal mi?
Elinizi vicdanınıza koyun, böyle davaları olduğunu bildiğiniz bir öğretmene evladınızı emanet eder misiniz? Bu kadar suç kariyeri yüksek bir kişiye öğretmenlik, akla, vicdana uygun bir davranış mıdır? Devletin böyle bir kişiyi memur yapmasını herhalde kimse tasvip etmez. Bu iki kişinin eylemine destek veren DHKP-C ve aşırı sosyalist unsurlarca yurt dışında yapılan gösteri ve eylemler de cabası.
Kanada, Ottowa Parlamentosu önünde eylem yapılıyor bu iki kişi için. ABD'de Beyaz Saray önünde, Fransa'da Paris'te, Belçika'da Brüksel'de. Bunların Türkiye'nin menfaatleri için bir kez Beyaz Saray önüne gittiklerine kimse şahit olmuş değil.
"YAPILMAK İSTENEN ALGI ÇOK AÇIK"
Terör örgütleri el birliğiyle Türkiye'nin dış dünyada yükselmesini engelleyebilmek için ellerinden gelen her şeylerini ortaya koyuyorlar. Ayrıca Yunanistan televizyonu ve BBC'de konuya ilişkin haber ve röportajlar yer alıyor. Batı cephesinde değişen bir şey yok. Yapılmak istenen algı çok açık ve nettir. Terörle mücadelemiz sulandırılmaya çalışılmaktadır. Olay nettir. DHKP-C'ye yönelik bir tutuklama söz konusudur. Hükümetimizden bunların aileleri ile de görüştük. Onlar söylediler; evlatlarımızı bu örgütlerin elinden kurtarın.
Kurul oluşturuldu, orada her şey açık bir şekilde ortaya çıkarılacaktır. Teröre değil destek moral verene bile tahammülümüz yoktur."