Bakanlıktan Paksoy kardeşlerin beraatine itiraz
İstanbul Beyoğlu’nda Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun 10 yıl önce apartman boşluğuna düşerek ölmesine ilişkin Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden yargılanan tutuksuz sanıklar Mahmut Emre Paksoy ile Can Paksoy’un beraatine Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı itiraz etti.
Boston Üniversitesi’nden mezun olan Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun (24), 2010 yılında Paksoy Holding’in veliahtları Can ile Mahmut Emre Paksoy’un oturduğu Beyoğlu’ndaki 10 katlı binanın havalandırma boşluğunda ölü bulunmasına ilişkin davada sanıklar delil yetersizliğinden beraat etmişti. Yargıtay’ın 23 Mayıs 2018’de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın müdahillik haklarından yararlandırılmadan hüküm kurulduğu gerekçesiyle kararı usulden bozmasının ardından yargılamaya yeniden başlanmıştı.
İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesince yeniden yapılan yargılamada davaya ilişkin görüşünü açıklayan duruşma savcısı Can Paksoy’un ‘Kasten öldürme’ suçundan müebbet hapse mahkum edilmesini ve tutuklanmasını talep etmiş, Emre Paksoy hakkında ise beraat verilmesini istemişti. Davanın, 5 Şubat’taki karar duruşmasında mahkeme, sanıklar Can Paksoy ve Mahmut Emre Can’ın hakkında her ne kadar ‘Kasten öldürme’ suçundan dava açılsa da, mahkumiyetleri için kesin delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatlerine hükmetmişti.
Davaya müdahil olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın avukatı Hatice Boz, karara itiraz etti. İtiraz dilekçesinde, "Sanıkların ‘Kasten öldürme’ suçundan cezalandırılmalarına ve hükümle birlikte tutuklanmalarına karar verilmesi gerektiği halde sanıklar hakkında beraat yönünde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir” ifadelerine yer verildi.
Dilekçede, “Sanıkların aşamalardaki verdiği ifadeler, baştan beri çelişkili, kendi içerisinde tutarlı olmayan ve tamamen suçtan kurtulamaya yönelik beyanlardır. Sanıkların çelişkili savunmaları, dosya kapsamına, olayın oluş şekline, hayatın olağan akışına tamamen aykırı olup, ATK raporları, otopsi raporu, Biyoloji İhtisas Dairesi’nin raporları, maktulün hayattan koparılmadan önceki yaşamı, müştekilerin aşamalardaki tutarlı ve samimi beyanları, sanıklara geçmişe dayalı husumetlerinin olmaması durumları birlikte değerlendirildiğinde sanıkların savunmaları tamamen çürütülmesine rağmen tüm dosya dikkate alınmadan sanıklar hakkında beraat yönünde hüküm tesis edilmesi usul yasa ve hakkaniyet gereği bozmayı gerektirir” diye belirtildi.
(İHA)