Barzani ile PKK anlaştı... Gazeteci Zentürk o yazısını hatırlattı!
ABD, Suriye’nin kuzeyindeki Mesut Barzani’ye yakın ENKS’yi (Suriye Kürt Ulusal Konseyi) PKK/PYD’ye destek vermeye ikna etti. İki grup arasında yürütülen görüşmelerde anlaşma sağlandı. Bu gelişmelerin ardından Gazeteci Ardan Zentürk haftalardır, ABD-Fransa'nın Suriye'nin kuzeyindeki planı yeniden yaşama geçirmeye çalıştığını söylediğini ifade ederek, 21 Kasım 2019 tarihinde kaleme aldığı 'Harekatı tamamlamak zorundayız…' başlıklı yazısını hatırlattı.
Yakın bir döneme dek ‘terör örgütüne muhalif Kürt hareketi’ olarak bilinen Barzani destekli ENKS, Washington-Paris hattının direktifi sonucu PKK ile ittifak kurdu. İki grup arasında ABD arabuluculuğuyla yürütülen görüşmelerde nihai anlaşma sağlandı.
"HAREKATI TAMAMLAMAK ZORUNDAYIZ"
Bu gelişmelerin ardından Gazeteci Ardan Zentürk, sosyal medyada üzerinden 'Barış Pınarı Harekatı'yla ilgili kaleme aldığı yazısını paylaştı.
"Haftalardır ABD-Fransa'nın Suriye'nin kuzeyindeki planı yeniden yaşama geçirmeye çalıştığını aktarıyorum
PKK-ENKS (Barzani) bu yönde önemli adımlar attı, ortaya bir anlaşma çıkardılar
21 Kasım 2019 tarihli yazım
Yarım kalan harekatlar tehlikelidir"
Zentürk'ün 21 Kasım 2019 tarihinde kaleme aldığı yazısı şöyle;
"Harekatı Tamamlamak Zorundayız...
Barış Pınarı Harekatı, sekiz gün sürdü, 108 yıllık planının çökmesine neden oldu.
Planın çökmesi, ortadan kalkması anlamına gelmiyor.
Emperyalizm, saldırganlığı ve gasp etmeyi kurumsallaştırmış bir kavramdır.
Kişilerin görev süreleriyle sınırlı çalışmaz, sabırlıdır, yıllara uzanan yeniden yapılanmayı gerçekleştirir, kendisine göre uygun bir zamanlamayla tekrar kapınıza dikilir.
Anti-emperyalist mücadelede en tehlikeli seçenek, “püskürtme harekatını” yarım bırakmaktır.
Mesela, 1974’te Kıbrıs’ta, Girne-Lefkoşe hattı eksenli bir üçgen toprakla yetinseydik, yaniGazimağusa’ya kadar tanklarımızla inip, o stratejik sınırı çizmeseydik, bugün çoktan geri dönmüştük!..
Amerikan yönetimi, dönemin “Bağlantısızlar Bloku” liderliğine oynayan ve bu arada Sovyetler Birliği’yle sıcak flörtü olan Başpiskopos Makarios’tan kurtuluş formülünde Türkiye’nin harekatını o üçgenle sınırlı görüyordu, çünkü “yarım kalmış harekatın” o alandan itilebileceğini çok iyi biliyordu.
14 Ağustos’ta başlayan ve yalnız üç gün süren 2’nci Harekat, Türk birlikleri ve mücahitlerinin etrafında yığınak yapan, tacizlere başlayan Rum kuvvetleriyle, adaya Gurka birliği sokup Türkiye’yi dengeleyecek askeri düzenlemelere kalkışan İngiltere’ye ve 6’ncı Filo’yu hareketlendiren ABD’ye net cevaptır.
Kimse bir yere gitmiyor, göndereceğiz…
Barış Pınarı bölgesinde şu anda yaşanılan fiili durum benzer niteliktedir.
“Gideceğim” diyen Amerika, askeri yığınak yapıyor.
Amerika’dan doğan boşluğu dolduran Rusya, PKK-YPG ile askeri üslerde devir teslim törenleri düzenliyor.
Türk askerini ve Suriye Milli Ordusu’nu Tel Abyad-Rasulayn hattında sıkıştıran mutabakatlar, PKK-YPG’nin kalan geniş coğrafyada yeniden yapılanmasını, yığınaklarını tahkim etmesini, daha da vahimi, Rus ve Amerikan ordularıyla birlikte çalışma zemininin güçlenmesine neden oluyor.
Ruslarla birlikte 5 km. derinlikte yapılan devriyelere bölgedeki ayrılıkçı terör gruplarından gelen “sivil görünümlü” tacizler aslında net bir alarmdır! Yarın askerlerimizin aynı rotalarda silahlı saldırıyla karşılaşmayacağının hiçbir garantisi de yoktur.
Barış Pınarı ile kontrol altına alınan topraklar, sınırımız boyunca bir terör devletinin kurulmasının beline vurulmuş ağır darbedir ama Amerika ve Rusya’nın gerek Baas rejimi güçlerine gerek PKK-YPG unsurlarına gösterdikleri aşırı “şefkat”, bu coğrafyanın Türkiye açısından zamanla “Vietnam Sendromu”na dönüşmesine neden olabilir.
Çaresi, toplanıp geri dönmek değildir, Anadolu’yu kaybederiz.
Çaresi, Lefkoşa’dan Gazimağusa’ya yol bağlar gibi, 2. Harekat ile Türkiye ve Suriye Milli Ordusu için güvenli stratejik sınıra ulaşmaktır.
Bu kadar yakınımızdaki dar bir alanda kısa paslaşmalarla vakit kaybetmemiz mümkün değildir..."
ARDAN ZENTÜRK'ÜN YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ