Başbakan ilk kez açıkladı: "Kredi garanti fonu desteğe devam edecek!"
Başbakan Binali Yıldırım, İslam Ülkeleri İhracat toplantısında "2017'nin ilk yarısında yüzde 5'in üzerinde bir büyüme sağlandı. Bunu da buradan ilk defa açıklıyorum Kredi Garanti Fonu aldığımız bir kararla sürekli hale getirilecek. " dedi.
Yıldırım'ın konuşmasından satır başları şöyle;
Bugün gelişmiş Batı ülkelerinde yükselen İslam korkusu, İslam düşmanlığı ile şiddet, nefret üreten ülkeler, Müslümanların şefkatine, merhametine, adaletine; ekmek kadar, su kadar muhtaçtır ve ihtiyaç duymaktadır. Bölgesel ve küresel barışa tüm gayretiyle katkı sağlamak isteyen Türkiye başta olmak üzere komşularımız ve diğer bütün ülkeler için çok daha fazla gayret göstermemiz gerekiyor. İnanıyoruz ki yarına, gelecek nesillere, torunlara bırakacağımız en büyük servetimiz; daha adil, daha barışçıl, daha yaşanabilir bir dünya olacaktır.
KREDİ GARANTİ FONU DESTEK VERMEYE DEVAM EDECEK
Türkiye'nin geçmiş 15 yılının artısı ile eksisi ile her şeyin sorumlusu bizim iktidarımızdır.15 yılda 3 kat büyüdük. İhracatçı sayımız 2 kat arttı. Bunu ticaret rakamlarıyla da açıkça görüyoruz. 2017'nin ilk yarısında yüzde 5'in üzerinde bir büyüme sağlandı. Türkiye, Çin ve Hindistan'dan sonra en fazla büyüyen ülke konumuna geldi. 4 ay bir zaman diliminde bu noktaya nasıl gelindi, burası önemlidir. Buraya gelmemizin arkasındaki en önemli sebeplerden bir tanesi zamanın ruhunu iyi okumaktan geçiyor.
Bazen 1 gün, 1 saat geç kaldığınız karar telafisi imkansız bir tarife dönüşebilir. Özellikle kredi garanti fonunun devriye alınması suretiyle, reel sektörümüz, iş alemimiz, kredilendirilmesi konusunda çok büyük rahatlık sağlanmış 220 milyar lira kaynak işletmemize aktarılmıştır. Piyasalardaki nakit sıkıntısı giderilmiştir.
Kredi Garanti Fonu aldığımız bir kararla sürekli hale getirilecek. Kredi Garanti Fonu açtıktan sonra takibe düşen alacaklarda azalma oldu. Mütemadi yapıyoruz. Bundan böyle Kredi Garanti Fonu sürekli olarak dönen kredilerde kullanmak suretiyle piyasaya, işletmelerimize, üretim yapan firmalarımıza kaynak temin etmeye devam edecek.
TERÖR KÜRESEL BİR BELADIR...
İhracatçılarımıza 2017'de 3 milyar nakit destek verdik.AB'ye ihracatımız ilişkilerimizle gerilmeye rağmen yüzde 8 arttı. Yaklaşık 6 milyar dolar'a yükseldi. Refah daha çok üretim, istihdam ve adil paylaşımla gelecek.Bu alçak darbe girişimi ülkemizin kalkınma yönündeki hızlı yükselişine darbe vurmuştur. Başka bir ülke olsa belini doğrultamazdı. Allah'a şükür biz altından kalktık. Terör küresel bir beladır. Terör konusunda çifte standart terörle mücadelede en büyük yanlıştır.
Terör ile İslam'ı yan yana telaffuz etmek, hem İslam'a hem de Müslümanlara yapılabilecek en büyük hakarettir. O yüzden biz bütün gelişen ülkelere, gelişmiş ülkelere de diyoruz ki 'Bırakın bu çifte standardı. Dürüstçe, samimi bir şekilde oturalım terörle mücadele edelim. Bununla da kalmayalım, terörün köklerine inelim, kaynağına inelim.
Terör küresel bir beladır. Terör konusunda çifte standart terörle mücadelede en büyük yanlıştır. Terör ile islam'ı yanyana telaffuz etmek, islam'a ve müslümanlara en büyük hakarettir. Teröre karşı ortak tutum şarttır. Bu mücadele kararlılıkla sürdürülmeli.
Değerli katılımcılar, doğrudan yatırımcının ekonomiye birkaç aylık persfektifle bakmadığını, bakılmaması gerektiğini, 15 yıllık öngörü ile yapılması gerektiğini hepiniz biliyorsunuz. Bu firmalar için de böyle, ülkeler için de böyle. Hesabını bilmeyen kasap, elinde kalır masat. Bu laflar boşa söylenmemiş. Bu lafı dünya ekonomisi için de söyleyebilirsiniz veya kasap Hasan Amca için de aynı şeyler geçerli. Her şey ekonomi, her şey hesap kitap.
Sınırlarımızın hemen yanında yaşanan problemleri düşünün. Türkiye'de son 15 yılda uyguladığımız mali disiplin sayesinde ekonomik istikrar sağlanmıştır.
Küresel anlamda ses duyurabilmek için, ekonomi ile siyaseti ile ben de varım diyebilmesi için daha fazla işbirliğine ihtiyaç var. Kavgaları anlaşmazlıkları değil, ortaklıkları birliktelikleri ön plana çıkarmak gerekiyor. Bölgemizin en çok yatırımda tercih edilen ülkesi haline geldik. Bakın 1984-2002 yılları arasında dünyada kriz yok ama Türkiye sadece 15 milyar dolar doğrudan yatırım çekebilmiş. 2003 yılından bugüne kadar ise 186 milyar dolar uzun vadeli doğrudan yatırım getirebilmiş bir ülkedir.