Muş'ta Başkan Ayhan Çelik: “KDK kararları uygulanmalı”
AFAD Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Ayhan Çelik, Kamu Denetçisi Kurumunun (KDK) AFAD il müdürlüklerinde 7/24 esasına göre görev yapmakta olan enformasyon memurları ile arama kurtarma teknisyenleri için fazla çalışma karşılığı izin veya ücret ödenmesiyle ilgili vermiş olduğu tavsiye kararlarının uygulanması gerektiğini belirtti.
Açıklamalarda bulunan Ayhan Çelik, Kamu Başdenetçisi tarafından AFAD il teşkilatlarında görev yapmakta olan enformasyon memurları ile arama kurtarma teknisyenlerinin başvuruları üzerine haftalık çalışma saatlerini aşan kısımlarla ilgili izin verilmesine ilişkin tavsiye kararlarına uyulması gerektiğini belirtti. AFAD il müdürlüklerinde çalışma sisteminden kaynaklı fazla çalışmaların izin ya da ücret olarak verilmemesi üzerine faklı tarihlerde Kamu Denetçisi Kurumuna (KDK) başvuruda bulunulduğunu ve taleplerinde haklı olduklarına dair kararlar verilmesine rağmen birçok AFAD il müdürlüklerinin karara uymadıklarını dile getiren Çelik, KDK’nın tavsiye kararlarına uyulması gerektiği ve iller arasında uygulama birliğinin sağlanması açısından önem arz ettiğini kaydetti. Tavsiye kararlarını uygulamamakta ısrar eden illerde mahkeme yoluna gidileceğini ve bununda ek maliyet getireceğini söyleyen Çelik, dava yoluna gidilmeden KDK tavsiye kararına uyulması ve uygulama birliğinin sağlanması açısından AFAD Başkanlığı tarafından il müdürlüklerine talimat verilmesi gerektiğini ifade etti. Genel Başkan Ayhan Çelik, “KDK’nın özellikle 31.08.2018 tarih ve 14806 sayılı kararı ile 20.05.2019 tarih ve 4874 sayılı Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç imzası ile verilen tavsiye kararlarında; Anayasanın 2’nci maddesinde devletin temel nitelikleri arasında hukuk devleti ilkesine yer verilmiş olup, hukuk devletinin temel ilkelerinden biri ‘belirlilik’tir. Bu ilkeye göre, hukuki düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey yasadan, belirli bir kesinlik içinde, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Ayrıca, idarenin işlem tesis ederken hukuka bağlı olması ve hukuk kuralları içinde hareket etmesi, hukuk devletinin bir diğer ilkesidir. Bu kapsamda, bir idari işlemin belli bir sebebe dayanması gerekmekte olup, idari işlemin dayanağı olan sebebin açıkça kanunlarda gösterilerek bağlı yetkinin bulunduğu durumlarda idarenin, kanunun koyduğu sınırlar içinde kalması, sebep ve konu yönünden kanun ile belirtilen koşullara uyması gerekir. Devlet memurlarının çalışma saatlerine ilişkin düzenlemeler çerçevesinde, genel olarak haftalık çalışma süresi 40 saat olarak belirlenmiş olmakla birlikte, kamu kurum ve kuruluşlarına günün 24 saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde görev yapan memurların çalışma saatlerine ilişkin düzenleme yapma yetkisinin verildiği, belirlenen normal çalışma saatlerini aşan sürelerin ise fazla çalışma olarak değerlendirildiği, fazla çalışmaların ise izin veya ücret olarak karşılanmasının öngörüldüğü, fazla çalışmanın ücretle karşılanmasına ilişkin ilgili kanunlar ve toplu sözleşme hükümleri çerçevesinde kapsamın sınırlı olarak belirlendiği ve bu belirlenenler dışında fazla çalışmanın karşılığında izin verilmesinin gerektiğini. Ayrıca, Fazla Çalışmanın Uygulama Esaslarını Gösterir Yönetmelik ile fazla çalışma ve nöbet hizmetlerine ilişkin tanımların yapıldığı, söz konusu tanımlar ile fazla çalışmanın genel olarak haftalık çalışma süresi olan 40 saatin üstünde veya farklı düzenlemeler ile belirlenen çalışma sürenin üstünde çalışılan süre olarak nöbet hizmeti ise güvenliğin veya hizmetin devamını temin amacıyla, normal çalışma saatleri içinde veya dışında yapılan çalışma olarak tanımlanmış olup, farklı nitelik ve içerikleri nedeniyle nöbet hizmetlerinin fazla çalışma sayılamayacağı düzenlenmiştir. Başvuruya konu olaya ilişkin mevzuat hükümleri gereğince afet ve acil durum yönetimi merkezleri bünyesinde görev yapan personelin 24 saat esasına göre çalışma saatlerinin belirlendiği görülmekle birlikte, söz konusu personelin 24 saat esasına göre çalışma süreleri dikkate alınarak haftalık çalışma sürelerinin hesaplanması gerektiği ve belirlenen haftalık çalışma süresini aşan kısımlarının ilgili mevzuat gereğince nöbet hizmeti olarak değerlendirilemeyeceği, bahsi geçen yönetmelik hükümleri ile fazla çalışma ve nöbet hizmetleri her ne kadar farklı nitelik ve içerikte değerlendirilse de ilgili personelin haftalık çalışma süresi olarak öngörülen süreyi aşan kısmının fazla çalışma olarak değerlendirilmesinin 657 sayılı Kanun hükümleri açısından daha isabetli olacağı kanaatine varılmıştır. Fazla çalışmaları nedeniyle izne hak kazanan devlet memurunun, fazla çalışma yaptığı günleri izleyen yakın bir zamanda bu izinleri kullanması, dinlenme gereksinimi bakımından önemli olup ilgili mevzuat hükümleri bu açıdan değerlendirildiğinde, fazla çalışma kapsamında hak kazanılan izinlerin fazla çalışmanın yaptırıldığı yıl içerisinde kullandırılmasının yerinde olacağı, ancak izin sürelerinin parça parça ya da toplu olarak ve ilgili idareler tarafından uygun görülecek zaman ve sürelerle kullanılabileceğinden ilgili idarelerin de takdir yetkisinin bulunduğu göz önüne alınırsa, fazla çalışma yapılan yıl içinde kullanılmayan izin sürelerinin izleyen yılda da kullanılabileceği ve bu hakkın izleyen yıl içerisinde en kısa sürede kullandırılmasının yerinde olacağı değerlendirilmekte olup, aksi yönde yapılacak uygulamanın da Anayasamızın angarya yasağını düzenleyen 18’inci maddesi ile ücretin emeğin karşılığı olduğu hükmüne yer veren 55’inci maddesine aykırılık teşkil edeceği değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, başvuranın hak kazandığı ancak kullanamadığı izin haklarının kullanımın sağlanmasının, hakkaniyet ilkeleri açısından yerinde olacağı ve toplu sözleşme hükümleri çerçevesinde 2018 yılı itibariyle ilgili personele de fazla çalışma ücreti ödenmesine ilişkin hüküm yürürlüğe girmiş bulunsa da, bu kapsamda yer almayan dönem ve personel hakkında yapılacak uygulamaların da yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde sağlanmasının hukuken yerinde olacağı sonucuna varılmıştır denilmektedir. Sonuç olarak bahse konu olan çalışma sisteminden kaynaklı KDK’nın kararlarına il müdürlüklerinin uyması ve yapılan fazla çalışmaların ücret/izin ile karşılanarak personellerin mağdur edilmemesi ve iller arasında uygulama birliğinin sağlanması gerekmektedir” dedi.