"Beytülmale el uzatanın azılı düşmanı olurum"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki, bugüne kadar hiç kimseyi partisinden, mezhebinden ve ırkından dolayı işten çıkarmadığını söyledi. Özhaseki "Ancak hırsızlık yapan, beytülmale el uzatan var ise onun azılı düşmanı olurum" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki, Hak-İş Konfederasyonuna bağlı Hizmet-İş Sendikasının Kızılcahamam'daki bir otelde gerçekleştirilen 13'üncü Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, göçmenlere kucak açan Anadolu coğrafyasının, son dönemin mazlumlarının sığınma coğrafyası olduğunu söyledi.
Anadolu toprakları üzerinde birçok medeniyet kurulduğunu belirten Özhaseki, "En önemli özelliğimiz ise geçtiğimiz yüzyılın başında ne kadar daralan mazlum varsa, hepsi bu coğrafyaya gelmişler. Allah'a hamdolsun ki etle tırnak gibi olmuşuz. Devletimizi kurmuşuz, bayrağımız dalgalanıyor ve ezanımız okunuyor." diye konuştu.
Özhaseki, Türkiye'nin mevcut durumunun geçmiş dönemlerden daha kötü olduğunu söylemeye kimsenin hakkı olmadığının altını çizerek şunları kaydetti:
"Envaiçeşit oyuna rağmen gittikçe iyiye gidiyoruz ve büyüyoruz. Son birkaç yıl içerisinde geçirdiğimiz operasyonlar, Avrupalı dostlarımız da var burada, kendi ülkelerinin başına gelmiş olsaydı hangisi altından kalkabilirdi? Bunlar sadece kendi topraklarımızdan çıkan fitne ocakları değil. Biz biliyoruz ki, bunların birçoğu dışarıdan destekli. Para verip örgütlüyorlar, istihbarat desteği sağlıyorlar ve başımıza bela olarak salıyorlar."
"BİZİM BİR BEKA SORUNUMUZ VAR"
15 Temmuz darbesine tiyatro benzetmesi yapan siyasilere tepki gösteren Özhaseki, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin darbe girişimi sırasında genel merkez binasından çıkmayarak seçilmiş iradenin yanında durduğunu hatırlattı.
FETÖ'nün İslam'ı kullanarak toplumun duygularını istismar ettiğini belirten Özhaseki, "Bunlar dini bir örgütlenme biçimi olsa modelimiz belli, o da Hazreti Peygamber. Başkasını taklit etmeye gerek yok. Şimdi bunların yaptıklarına bakın. Hazreti Peygamberimiz hayatta olsaydı bunların bir tanesine bile razı olur muydu? Bugünlerde hala bu tehdit devam ediyorsa, demek ki bizim bir beka sorunumuz var." dedi.
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde işçilerle ihtilafa düşmediğini, temel prensiplerinin ise işçinin maaşını geciktirmeden ödemek olduğunu vurgulayan Özhaseki, şöyle devam etti:
"Hiç kimseyi partisinden, mezhebinden ve ırkından dolayı işten çıkarmadım. Ancak hırsızlık yapan, beytülmale el uzatan var ise onun azılı düşmanı olurum. Bir gün olsun işçi kardeşlerim bana dönüp de 'grev' lafını kullanmadılar. Davullu zurnalı törenlerle anlaşarak ve herkesin gönül hoşluğu içerisinde helalleşerek yapıyorduk."
Özhaseki, Ankara Büyükşehir Belediyesinde çalışan işçilerinin tediye ödemelerine değinerek, "Belediye şirket işçilerinin sayısı 20 bine yakın ve tediyeleri sadece 26 gün üzerinden ödeniyormuş. Onlara dedim ki, bundan sonra 52 gün üzerinden ödenecek. 5 binin üzerinde memur olarak sözleşmeli olarak çalışan arkadaşımız var. Sosyal denge tazminatları, sözleşmeleri mevcutta yüzde 50 olarak veriliyormuş. Yüzde yüz olarak ödeneceğini de onların kendilerine anlattım."
"TARİFEYLE PROJEYİ KARIŞTIRAN BİR RAKİPLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Başkent için 11 ana başlıkta kitapçık bastırdığını söyleyen Özhaseki, Ankara'yı yönetmeye talip olanların proje üretmesi gerektiğini ifade etti.
Özhaseki, seçimde kendisine rakip olacak isimlerin elinde proje olmadığını savunarak, "Ben çok sıkıştırınca 'su parası' dedi. 'Onu da zaten Mustafa Tuna yaptı.' dedi. Hayretler içerisinde izledim. Tarifeyle projeyi karıştıran bir rakiple karşı karşıyayız. Ekmek parası, otobüs fiyatları ve su parası nihayetinde bir tarifedir." diye konuştu.
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise programda yaptığı konuşmada, insanlığın ortak değerlerini paylaşan ve bu yönde mücadele eden bir sendikal hareket olduklarını belirtti.
Arslan, bütün Türkiye'yi ilmek ilmek işlemek zorunda olduklarının altını çizerek, "Bu öyle bir sorumluluktur ki, ancak dava derdi taşıyanlar anlayabilir. Bunu bir kuru kalabalık değil, bir dava olarak gördüğümüz için bu mücadeleyi sürdürüyoruz." şeklinde konuştu.
Engellerin mücadeleyle aşılabileceğini vurgulayan Arslan, taşeron işçilerin kadroya geçiş sürecine değinerek, şunları kaydetti:
"Verdiğimiz destansı mücadele ile nihayet bu arkadaşlarımızı büyük ölçüde kadrolarıyla buluşturduk. Bu başarı ısrarlı ve istikrarlı mücadelenin sonucudur. Birlikte başladık ve birlikte başardık. Özellikle 24 Ocak 2015 tarihinde Ankara'nın en büyük otellerinden birinde başladığımız ilk gün, yola çıkarken bir tereddüdümüz yoktu. 'Bu işçileri sendikamıza üye yapacağız.' diye bir şey demedik. Sadece dedik ki, bu mazlumlarla beraber olacağız."