Binali Yıldırım'a Özal ailesinden destek!
AK Parti Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Binali Yıldırım’a Özal ailesinden destek geldi. Semra Özal ve ailesi, ilk kez bir adaya desteğini açıkladı.
Hürriyet'ten İpek Özbey'in haberine göre, 8’İNCİ Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın eşi Semra Özal ve ailesi, ilk kez bir adaya desteğini basın yoluyla açıkladı. Semra Özal, doğma büyüme bir İstanbullu olarak AK Parti İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Binali Yıldırım’la tanışmadıklarını ancak İstanbul’a iyi hizmet edeceğinden emin olduğunu belirtti. “Herkes sosyal medyada fikrini yazıyor, ben de görüşlerimi açıklamak istedim” diyen Semra Özal şunları söyledi: “Tayyip Bey’i çok beğeniyorum. Akıllı, pratik zekâsı olan biri. Onun kendine uygun olarak seçtiği Binali Bey’in de çok doğal, özü sözü bir olduğunu, İstanbul’a layık bir başkan olacağını düşünüyorum.”
TECRÜBELİ BİRİ YÖNETMELİ
Semra Hanım’a, CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu’nu sordum ve kendisinin ANAP kökenli bir aileden geldiğini hatırlattım. Kendisini tanımadığını, genç bir insan olarak ileride mutlaka başarılı olacağını belirtti. Her gün İstanbul Emirgan’da üç saat geçirdiğini, kahvesini denize bakarak içtiğini anlatan Semra Özal, İstanbul’un bir dünya kenti olduğunu, burayı tecrübeli birinin yönetmesi gerektiğini söyledi: “Milletvekilliği, bakanlık, başbakanlık, meclis başkanlığı yapmış biri tüm bu tecrübelerini kente akıtabilir” dedi.
POZİTİF VE HOŞGÖRÜLÜ
Efe Özal da bir anısını anlatarak desteğinin nedenini anlattı: “Devlet ilk olarak babamın da içinde olduğu bürokratları yurtdışına yollamak istiyor. İngilizceleri yok. İlk defa uçağa binip Amerika’ya gidiyorlar. Hostes geliyor, bir şeyler soruyor. Kimse anlamıyor. Bütün herkes hostese ‘No, no, no’ diye cevap veriyor, bir tek babam ‘yes’ diyor. Meğer hostes, ikram soruyormuş. Hepsi aç kalıyor, bir babam yiyip içiyor. Neden biliyor musunuz? O her şeye olumlu yanından bakardı, ‘no’ yerine ‘yes’ demesi bu yüzdendi. Bence Binali bey de öyle. Pozitif ve hoşgörülü.”
Turgut Özal’ın kızı Zeynep Özal, eski günlerle bugünü karşılaştırdı: “Bizim dönemimizin kasetlerini izleyin. Bir zarafet vardı. Açık oturumlara birlikte çıkarlardı. Hoşgörü vardı. Herkes konuşur ama saygısını muhafaza ederdi. Şimdi kalmadı, herkes ağzına geleni söylüyor. Bizim seçimimizde bu ölçülü davranış etkili oldu.”