Binali Yıldırım'dan ABD Temsilciler Meclisi'ne mektup!
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne ziyaret gerçekleştiren Binali Yıldırım, ABD ile yaşanan kriz hakkında konuştu. Yıldırım, Senato’ya ve Temsilciler Meclisi’ne mektup yazacağını belirtti. Yıldırım, Almanya’dan Japonya’ya İspanya’dan Kore’ye kadar birçok ülkenin Türkiye’de yatırımı olduğunu da sözlerine ekledi
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Binali Yıldırım, ilk resmi ziyaretini gerçekleştirdiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden dönüş yolunda Milliyet’ten Didem Özel Tümer'in sorularını yanıtladı. İşte o röportaj:
- Meclis yeni dönemde nasıl bir rol üstlenecek?
Meclis’te de, toplumda da beklenti, sistemden de beklenti güçlü Meclis, güçlü hükümet, güçlü Türkiye. Güçlü hükümet tarafı, seçimlerle oluştu. Orada herhangi bir tereddüt yok. Güçlü Meclis tarafını inşa etmek de bize düşüyor.
- Güçlü Meclis’ten ne anlamamız lazım?
Bir ülkenin toplam gücünün bileşenleri var. Sadece yürütme tek başına bunu karşılayamaz. Bizim Meclisimiz parlamenter diplomasiyi çok etkin kullanabilir. Bir süreden beri kullanılıyor. 1915 olaylarında, Kıbrıs ve Kudüs’te, bölgesel anlaşmazlıklarda, Türkiye’nin yurt dışına asker göndermesi gibi konularda, en önemlisi 15 Temmuz’da o darbe girişiminin önlenmesinde Meclis büyük bir görev ifa etti. Meclis temsilde adalet noktasında çok iyi bir noktaya geldi. Verilen oyların yüzde 97’si Meclis’te temsile dönüştü. Bu çok değerli bir şey, bunu çok önemsiyorum. Bunun üzerine bir çok şey inşa edilebilir. İkincisi, Meclis’e yasaları çıkarma yetkisi verildi. Hukuk devletinde yasalar önemli. Eskiden yürütme, Meclis üzerinde bir vesayete sahipti. İstediği şekilde yasaları çıkartıyordu. Şimdi yürütme dolaylı talep eden pozisyona geldi.
UZLAŞI BEKLENTİSİ
Yeni sistemde Meclis’te daha çok uzlaşma, daha az çatışma esasına göre çalışacağız. Bu toplumsal ayrışmayı da önlemiş olacak. Konulara bütüncül bakış, kısa vadeli siyaset mülahazalarından sıyrılıp ülke meselelerinde siyasetin konsolide olmasını da sağlamış olacak. Örneğin Amerika’nın son zamanlarda ülkemize yönelik asimetrik tutumu, uygulamaları, bugün siyasi partiler her ne kadar da iç siyasette hepsi birbiriyle çok yakın durmasa da istisnasız milli bir duruş, siyaset üstü durum sergilediler. Bu da ülkemizi güçlendirdi. İktidarın bu tür mücadelelerde yalnız kalmadığını herkes gördü ve bir şekilde de destek noktasında başka ülkelere bu bir teşvik unsuru oldu. Diyelim ki içeride her kafadan bir ses geliyor. Dışarıdakiler ne yapar, “bunlar kendi içlerinde bile anlaşamıyor, bize ne, bunlarla mı uğraşacağız” derler çıkarlar. Bizim bundan sonraki gayretimiz siyasi partileri ortak akılda olabildiğince, milli meselelerde, birleştirmek olacak.
- Siyasi parti genel başkanları göreve başlamanızın ardından sizi ziyaret ettiler. Bu ziyaretlerde karşılıklı verilen mesajlar neydi?
Ben bakış açımı, nasıl bir yönetim anlayışı sergileyeceğimi kendileriyle paylaştım. Onlar da yeni Meclis’ten, Meclis başkanından beklentilerini ortaya koydular. Olumlu bir ortam oluşacağı kanaatindeyim. Onlara şunu söyledim, birlik beraberlik... Sorunları gidermek için, benim kadar sizin de hassas olmanız lazım. Siz bana yardımcı olursanız, bizim de Meclisimizle ilgili konuları savunmamız çok daha kolaylaşır. Bir kere Anayasa’nın başındaki, tartışılamaz, değiştirilemez hükümleriyle ilgili hiçbir kafa karışıklığı olmaması lazım. Üniter devlet yapısı, ülkemizin devleti ve milleti ile bölünmez bir bütün olduğu gerçeği asla tartışma konusu olmamalıdır.
- ABD ile yaşanan son krizin ardından muhalefetin Meclis’i acilen toplantıya çağırmanız konusunda bir çağrısı oldu...
Şu anda hükümet, Cumhurbaşkanlığı kendi adımlarını atıyor, alınması gereken tedbirleri alıyor. Tedbirler de olumlu karşılığı buluyor. Ortak duruş derseniz zaten dört parti, HDP hariç, ilk gün bir araya gelerek bir metin yayınladılar. Meclis üzerine düşeni hiç gecikmeden yapmış oldu. Bu aşamada olağanüstü toplantı ihtiyacı gözükmüyor.
Senato’ya, Temsilciler Meclisi’ne yaşanan süreçle ilgili bir mektup yazmayı düşünüyor musunuz?
Onu düşünüyorum. Yakın zamanda bir mektup göndereceğim. Sadece oraya değil. Avrasya coğrafyasında Japonya’dan İspanya’ya kadar ABD yönetiminin bu çıkışı belirli oranda her ülkede tahribat yaptı. Dolayısıyla burada bir ortak şuura, ortak duruşa ihtiyaç var. Japonya’nın Türkiye’de yatırımı var, İspanya’nın Türkiye’de yatırımı var, Almanya’nın yatırımı var, Kore’nin yatırımı var, müteşebbisleri zarar görüyor. Biz tabii ki onlara sahip çıkacağız ama vatandaşı oldukları ülkelerden de bu konuda destek bekliyoruz. Boeing firması niye bir şey yapmıyor? Türkiye önemli bir müşteri. Sesini yükseltmesi lazım. Başkaları da var.
Bu durum bir kriz ama bünyesinde bir fırsatı da barındırıyor. 1974’ü hatırlayın. 1974’teki durum çok daha vahimdi. Elimizde hiçbir şey yoktu. Ondan sonra biz kendi savaş gemimizi yapmaya başladık. Kendi savunma sistemimizi geliştirecek adımları atmaya başladık ve iyi mesafeler kat ettik. Dolayısıyla ABD bu işi daha aymaz bir şekilde sürdürürse bize kısa vadede yük getirir, sorunlar oluşturur. Ama orta, uzun vadede bize büyük bir imkan kapısını açabilir.
- Meclis’in fiziki altyapısına ilişkin projeler olacak mı?
Geçici bir çözümü Meclis açılışına kadar hazırlıyoruz. Her milletvekilinin odası olacak, Genel Kurul’da bir koltuğu olacak. Ama sistemi tamamen yenileme ihtiyacı var. Milletvekillerinin çalışacağı mekânlar için yeni bir projeyi ilerleyen zaman diliminde hayata geçireceğiz. Mevcut Meclis’in tarihi kimliğine zarar veren halkla ilişkiler binasıyla ilgili bir düzenleme de yapmayı hedefliyoruz. Hem güvenlik açısından hem de milletvekillerimizi sağlıklı bir çalışma mekânına ulaştırmak adına. Bunu önceliklerimize göre imkanlarımızı dikkate alarak yapacağız. Meclis binasının ruhuna aykırı bir yapının orada olmaması. O yapı Meclis’in mimarisini de zedeliyor. Meclis personelinin çalışacağı mekanlar yok, orada, burada, zor şartlarda arkadaşlar hizmet etmeye çalışıyorlar. Bir bütünlük yok. Şaşırdım; 7 bin kişi çalışıyor. Güvenliği, hizmetleri, lokantası... 600 milletvekilimize yer bulmakta zorlandık. 7 bin kişi nerede yaşıyor hesap edin.
- İç tüzük değişikliği yapılırken ne dikkate alınmalı?
Yasalar komisyonlarda olgunlaşacak, A’dan Z’ye ihtiyaçları dikkate alarak, bütün paydaşlarla görüşerek, konuşarak yasayı oluşturacak ve savunacak. Milletvekili bunu kendisine iş edinerek her türlü detayı hazırlayacak. Bunun için ne lazım, mutfak lazım. Biz bunun için Kanun Kararlardaki (TBMM Kanun ve Kararlar Başkanlığı) uzmanların sayısını artıracağız. Dolayısıyla milletvekilleri oylamalarda sadece evet - hayır türünden bir faaliyet yürütmeyecek, daha fazla yasamanın alt yapısını oluşturan, şekillendiren, kanun metinlerini geliştiren bir görev üstlenecek. Milletvekili artık ‘bu benim hazırladığım yasa’ diyecek, her türlü soruya cevap verebilecek. Sistemin değişmesinden kasıt, Meclis’in yasa yapmada birinci derecede rol almasıdır.”