Henry’nin incelenen kafatası ve aslına uygun geliştirilen çizimi
Örneklerden görüldüğü üzere rahat bir uyku çekmek için muktedir olmak yetmiyor. Hatta yönetici sınıftansanız öldükten sonra çekeceğiniz var. Ölüp gittiniz, aklı evvelin teki çıkıp suikast dedi. Hadi aç tabutu, bedenden doku al, testlere maruz kal. İnanmasınlar. Bu sefer başkası açsın bedeni saçtan, dişten yeni örnek alsın, yine testler testler. Sağlıklıyken vermediğin örneği ölünce alırlar adamdan. Haa bu eğer şanslıysanızolacaklar. Yaşarken çok insanı gıcık etmiş bir liderseniz daha fena. Sırf zevkine otopsi isteyen kurum çıkar. Elek gibi yaparlar bedeni tövbeler olsun.
Bakınız Fransa Kralı IV. Henry’nin başına gelenler. Ya da başından geçenler demek daha doğru. Devrim sırasında bir fanatik tarafından bıçaklanan kral, Paris yakınındaki Saint Denis Bazilikası’na gömülmüş. Fransız Devrimi sırasında soyluların, özellikle de bu bazilikada gömülenlerin mezarlarının açılabileceği hükmü verilmiş. Zevkü sefa içinde yaşayan, kafalarına göre ülke yöneten yönetici kadroya duyulan nefreti düşünün.
Mezarı açan cumhuriyetçiler IV. Henry’nin başını kesmiş. Başından gelenler geçenler derken demek istediğimiz netleşmeye başlamıştır. Bitti mi? Noooğn! Devrimciler Henry’nin sakalı ve bıyığından parçalar keserek yüzlerine götürüp onun taklidini yapmışlar. Kralın kafası sonrasında yüzlerce yıl elden ele gezdi. 14 Mayıs 1610’da öldürülen kralın kafa en son 2008 yılında bir emeklinin evinde bulundu.
British Medical Journal’da yayınlanan araştırmaya göre “Olağanüstü garip seyahatlerin” ardından ve 4. Henry’e ait olduğu kesinleşen kafanın, gayet iyi durumda korunduğu ve hala saç ile sakalından izlere sahip bulunduğu belirtildi. Ne demiş ünlü Fransız varoluşçu Sartre: En ce temps il n’y a pas de Sultan, de dictature ne soit pas si confiant, il n’y a ni Şah ni Padişah. Bu devirde kimse sultan değil hükümdar değil, kadar güvenme hiç kendine kimse şah değil padişah değil…