YILIN RÖPORTAJI İZZET ÇAPA'DAN... Aslı Güder'in 2021 öngörüleri yine çok ses getirecek!
Geleceği çok merak ettiğim zamanlardan birinde tanışmıştım Aslı’yla. O dönemlerde 'gelecek', kelime anlamı gereği umut içerirdi. Biliyorduk ki, hayalini kurduğumuz ne varsa, bir gün mutlaka 'gelecek'ti. Bir nevi oyun gibiydi benim için, ileride yaşanabilecekleri önceden dinleyip yol üstünde hangilerinin gerçekleşip gerçekleşmediğini kontrol etmek.
RÖPORTAJ / İZZET ÇAPA ...
On yıl önce gazeteler için röportaj yapmaya başladığımda, bir yeni yıl arifesinde sevgili spiritüel danışmanım Aslı (Güder) ile kişisel olarak gerçekleştirdiğimiz bu ‘umut jimnastiklerini’ neden bir röportaj haline getirmiyoruz diye düşündüm. Tabii o zamanlardaki gündem ile bugünkünün arasında dağlar kadar fark vardı. Artık her şeyin eskisiyle arasında dağlar kadar fark olduğu gibi. O devirde röportajı yaparken bile saatlerce güler, eğlenirdik; ekonomiden, siyasetten başlar ardından yok hangi sanatçı bu sene evlenecek, kimin albümü patlayacak gibi konular üzerinde konuşurduk. Sonra malumunuz, hepimiz patladık.
Her geçen yıl yaptığımız röportaj biraz daha karardı. Başlıklar gittikçe, korku filmlerinin sloganlarına benzemeye başladı. Gelecek öngörüleri yerini felaket haberciliğine bıraktı. Terör, ekonomik krizler, darbeler, eylemler, silahlı saldırılar, cinayetler… Velhasıl kelam, 4-5 sene önce kabak tadı vermeye başladı gelecekten öngörüler vermek, kimse önünü göremezken.
2019’a girerken yaptığımız röportajda Aslı durup dururken, “Maskeli adamlar görüyorum her yerde. Dünyada herkes maske takıyor” gibi bir cümle kurduğunda büyük bir kahkaha atmıştım, 'Tabii Aslı kesin öyle olur' diye. “Siz gülün isterseniz ama 2020 bir başlangıç yılı olacak ve bundan sonraki 15 – 20 yılda olacakları belirleyecek” diye devam etmişti.
Yazının başlığını da işte bu cümle teşkil etmişti…Tekrar altını çiziyorum, o zamanlar ne koronavirüs diye bir şey vardı ortada, ne de Çin’de o lanet olası yarasa yenmişti henüz. Hikayenin sonrasını biliyorsunuz zaten.
Yaklaşık bir hafta önce Aslı telefonla aradı, “Bu sene kesin yapmayalım” dedi. Ne onun gücü vardı, ne de benim. 'Millet zaten zar zor yaşıyor, var olan minimal umutları yıkmayalım bari' diye cevap verdim. Malum, nesli tükenen bir şey artık umut. Her geçen sene o -maalesef ki- gerçekleşen öngörüyle biraz daha büyük bir felaket tellalına, bense korku filmi senaristine dönüşürken yine kendimizi bu röportaj yaparken bulduk. 'Her şey yeniden iyi olana kadar bir daha yapmayacağız' diye tekrar söz vererek kendimize. Biliyorum ki, bu sene de bazı yerlerde Aslı’nın gözleri dolacak ve “burayı geçelim” diyecek. Yaşarken hiç 'geç' deme şansımız olamayacak şeylere. Buyurun efendim, belki bugünlerden bile daha karanlık olan aşağıdaki satırların arasında küçük bir çiçek bulursunuz. Ve umarım o çiçekler kardelenler kadar güçlü olur da yeniden ‘umut jimnastiği’ yapabileceğimiz günleri görürüz. (Amin)
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük felaket tellallarından Aslı, en başta sorayım da rahat edelim. Doğru söyle 2021’de kıyamet kopacak mı?
Aman İzzet Bey yapmayın, Allah korusun. Bir de felaket tellalı demesek.
Senin o tanıma çok takıldığını bildiğim için dalga geçiyorum. Ama merak etme zaten her şey normale dönene kadar röportaj yapmayacağımız için bu son deyişim olacak.
O zaman en erken 2024 yılbaşında tekrar görüşürüz.
‘TRUMP BİZANS OYUNLARINA DEVAM EDECEK!’
Ciddi misin sen ya?
Maalesef ki öyle. Hayatımızın tamamen eskisi gibi olması 2023’ü bulacak.
Aman Aslı ya. Valla işte o yüzden yapmak istemiyorum bu röportajları. Hoş, sen 'Amerika seçimlerini de Trump kazanacak' demiştin. İnşallah bu da o tutmayan öngörülerinden biri olur.
Öyle demediğimi bal gibi hatırlıyorsunuz değil mi?
Hatırlıyorum tabii ama bir kere daha anlat istiyorum.
'Trump’ı çok şanslı hissediyorum bu sene' demiştim. 'Ama bu işin sonunu görebileceğini sanmıyorum' diye de eklemiştim. Çünkü küreselcilerin buna izin vermeyeceğini hissediyordum. Öyle de oldu. Bu arada kazanan da Biden değil zaten; tekrar altını çiziyorum Kamala Harris...
Amerika seçimlerinin bir görünen sonucu var bir de görünmeyen. Her ne kadar Biden kazansa da Trump hakkını aramada son derece haklı. Biliyorsunuz benim olayım görünmeyenleri görüp sizlerle paylaşmak. Sözün özü Trump pes etmeyecek. Çılgın duruşundan ödün vermeyecek. Yenilgiyi kabul etmeyecek ve arka planda Bizans oyunlarına devam edecek. Neler yapacağına inanamayacaksınız.
Amerika’yı hareketli bir yıl bekliyor anlaşılan.
Hem de nasıl! Sadece diğer ülkelerle olan ilişkilerinde değil, kendi içinde de büyük olaylar yaşanacak. Bir kere ben bu sene İkiz Kuleler gibi çok büyük bir saldırının yaşanacağını görüyorum. Aynı zamanda muhafazakarlık aşırı derece artacak. İnsanlar üzerinde her geçen gün şiddetlenen baskı, değişik toplumsal sonuçlar doğuracak. Farklı bir özgürlük arayışı ortaya çıkacak. Ve insanlar bunun için savaşacak. Bu sırada İran-Amerika arasındaki ilişkiler çok gerilecek. NATO müdahale edecek ama İran, Irak gibi olmayacak. Türkiye ile Amerika ilişkileri de hiç olmadığı kadar kötüleşecek.
Peki bu 'Amerikan ordusuna çip takacaklar' hurafesi hakkında ne düşünüyorsun?
Bence çoktan takılmıştır! Hatırlasanıza çiplerden yıllar önce bir röportajımızda ilk biz bahsetmiştik. Bu sene Amerika’daki meşhur 51. Bölge çok konuşulacak. 'Trump bu bölgeyle ilgili konuşmaya başladığı için susturdular ve görevden aldılar' diyenler bile var zaten. Bakın size biraz şaşıracağınız bir şey söyleyeyim; hepimizin yer altında bir avatarı var. Sözün özü, bizi klonladılar. Bana deli diyenler olabilir ama hepimiz yedekli üretildik. Bu arada uzaylılar gökyüzünden beklenirken yeraltından çıkabilir. Orada bir yeraltı üsleri var çünkü. Gökyüzünde ise önümüzdeki beş yılda yaşam köyleri kurulacak… Dünya tek devlete doğru evrilecek. Ama 2021’de değil, yedi yıl sonra…
‘BİYOLOJİK SAVAŞ DEVRİNE GİRDİK!’
Aslı Allah aşkına, n’olur bir 3-4 sene kafa dinleyelim bari. Bu kadar insanı kaldırmazken dünya, bir de üzerine klonlar mı? Gel biz, bildiğimiz konulardan başlayalım. N’olacak bu koronanın durumu?
Koronavirüs aslında dünyada yeni bir çağ başlattı. Biyolojik savaş devrine girdik. İlk gün de söylediğim gibi bu virüs aslında bir biyolojik silah. Mart ayında koronanın kimler tarafından nasıl ve ne şekilde yapıldığı ortaya çıkacak. Ve şunu öğreneceğiz ki bu virüsün ilacı da, aşısı da daha önce zaten varmış. Çünkü bu virüsü yapan kişiler, virüsü yaparken onları da üretmişler.
Peki sen bu aşı olayına ne diyorsun? 'Asla aşı olmam'cı mısın, yoksa 'olalım kurtulalım'cı mı?
'Aşılar yapılmasın' diyemem ama ilaçların daha tedavi edici olacağını öngörüyorum ben. Geçen yıl da söylediğim gibi virüs büyük mutasyonlara uğrayacak. Bu çıkacak ilacın, virüsün hücrelere girişini engelleyecek kadar güçlü olacağına inanıyorum. Bu arada mutasyona uğrayan virüs bu sefer çocukları daha çok etkileyecek. Ocak ayında Almanya, Amerika ve Türkiye’den bu konuda iyi haberler alabiliriz. Hatta hayvandan üretilen bir ilacın çok etkili olacağını duyacağız. Ve muhtemelen yarasadan…
‘RUHSAL PANDEMİ KAPIDA!’
'Başladığı gibi' mi 'bitecek' diyorsun….
Bu virüs belki biter ama biyolojik savaş devri devam edecek. Nasıl biyolojik silahlar varsa, savunma araçları da olacak. Aşı da öyle bir şey. Artık ülkeler birbirlerini sağlık üzerinden vuracak. Devletlerarası yaptırımlar, tehditler; ilaçlar, aşılar üzerinden olacak.
Bir de üzerine nükleer savaş çıkarsa tamamdır.
Dünyada hiçbir devlet nükleer silah kullanmaya cesaret edemez. Çünkü ellerindeki nükleer silahların sadece yüzde 10'u kullanılırsa bildiğimiz anlamda medeniyet yok olur. Bu yüzden sadece tehdit unsurudur nükleer silahlar. Bir de şunu unutmamak lazım; nükleer silahları olan devletler arasında dehşet dengesi diye bir şey var. O da şu… Ola ki Putin, Moskova’dan düğmeye bassa, aynı anda Washington’dan da silahlar havalanır. Putin’in silahları Washington’u vurduğu anda, Amerika’nın silahları da Moskova’yı vurur. İşte bunun adına dehşet dengesi deniyor.
Dehşet verici bir açıklama oldu. Peki bu korona dehşetinden ne zaman kurtulacağız tam olarak? 2021 de evde mi geçecek?
Özellikle mayıs ayına kadar, en az altı ay daha çok dikkat etmeliyiz. Ben 2022 Nisan’ına kadar belli aralıklarla dünya genelinde karantinaların devam edeceğini görüyorum. Tam olarak kurtulmamız ise 2023 ortaları diyebilirim.
Valla bana artık hiç bitmeyecekmiş gibi gelmeye başladı, sanki artık hayat eskisi gibi olmayacak.
Kolay kolay eskisi gibi olmayacak zaten. 1999’a dönmek en az 2023’ü bulabilir. Bu hastalık ileride tamamen mutasyona uğrayarak domuz gribi gibi olacak ya da kuş gribi gibi... Ben domuz ya da kuş diyorum ama belki başka hayvan isimleriyle adlandıracaklar. Ama bu hastalık mutlaka mutasyona uğrayacak. Ama en fenası asıl o zaman başlayacak, ruhsal pandemi.
Başında, sonunda pandemi olan her şeyden gına geldi.
Gerçekten öyle. Ama bu süreç beraberinde psikolojik sorunları da getirecek. İster istemez insanlar tedirgin. Bir daha uzun süre maskeni çıkartamayacaksın mesela, kolonyasız gezemeyeceksin. Yani korona hafiflese bile travmalar devam edecek. Ve hatta intiharlar başlayacak. Depresyonlar, panik ataklar kolay kolay geçmeyecek. Yani ruhsal pandemi kapıda! Anti-depresan kullanımı da korkunç boyutlara ulaşacak.
Off Aslı gerçekten daha fazla devam edemeyeceğim diyalog formatında bu röportaja. Gel sen aklındakileri madde madde söyle bana, sonra da herhalde dediğin gibi 2024 yılbaşında görüşürüz. Yeniden umutlanabileceğimiz en yakın zamanda.
‘DEPREMLER SADECE TOPRAKLARDA DEĞİL, HÜKÜMETLERDE DE OLACAK.’
DÜNYA
Dünya üzerinde muhafazakarlığın güç kazanacağı bir sürece hızla gidilecek. Irkçı, ayrımcı, faşizan söylemler inanılmaz derecede artacak. Buna karşı, 2021 aslında tam bir ‘özgürlük savaşı’ yılı olacak. İnsanlar üzerindeki baskıdan kurtulmak için özgürlük arayışına girecekler.
Irkçılık ve cinsiyet ayrımcılığı giderek daha da artacak. İnsanlar bütün hassas ve duygusal yanlarıyla ilgili protestolar çıkartacaklar. İnsanların tahammül sınırlarına mayın döşenmiş gibi her şeyi protesto edecekler sadece finansal nedenlerle değil.
Paris’te, Washington’da, Londra’da şiddet olayları ve protestolar giderek artacak. En barışçıl ülkelerden biri olan Kanada sokak gösterilerine sahne olmaya başlayacak. Almanya’da şiddet olayları gittikçe artacak.
3. Dünya Savaşı'nın ayak seslerini duyacağız bu yıl. Batı ve Doğu arasındaki denge bozukluğu, ülkelerdeki adaletsizlikler, terör olayları ayaklanmaları tetikleyecek.
2023 yılından sonra su savaşları yaşanacak. Ülkemiz bu esnada bir hedef haline gelse de, zararlı çıkmayacağız. Hatta dünyada en şanslı ülkelerden biri olduğumuzu bir kere daha anlayacağız.
Trump, Biden ile savaşını kendi medyasıyla yapmaya başlayacak.
Putin yeniden güçleniyor. Kendi yakın adamlarından birinden büyük bir ihanet görecek. Bundan sonraki dönemde Avrupa’yı hedef alacak. Dünyada yeni bir savaşın pimini tetikleyecek. Putin sağlığına dikkat etmeli, özellikle damarlarına.
Sahnenin arkasındaki tüm güçlerin küresel üst akıllarının maskelerinin düştüğüne tanıklık etmeye hazır olun. Hiçbir şey gizli kalmayacak artık. Maskeyi taktıranların hepsinin maskesi düşecek…
Çin tüm dünyaya toprak altından gelen enerji, siber saldırı ve sağlık açısından tehlike yaratmaya devam edecek. Çin- Amerika arasındaki gerginlik sürecek.
Dünyada depremler, iklim değişiklikleri, yanardağ patlamaları yaşanacak. Japonya’da tsunami ve deprem, California’da deprem görüyorum. Himalaya Dağları’nda, İran’da, Kuzey Hindistan’da da deprem ihtimali var.
Mart ayından sonra özellikle Doğu Akdeniz meselesi nedeniyle Türkiye ile ABD arasında adeta savaş rüzgarları esecek. Özellikle de denizler üzerinde savaş gemilerini göreceğiz. Bu da bize askeri sanayide değişiklikler yapmamız gerektiğini hatırlatacak. Kendi silahlarımızı yapmak ve ordumuzu güçlendirmek isteyeceğiz. Fakat şunu da söylemek lazım; bu gerilimde herkes Türkiye ile Rusya’nın yakınlaşacağını bekliyor. Ama böyle bir şey olmayacak. Amerika da dost değil, Rusya da, Putin de! İkisi de kendi oyununu oynuyor. Hiçbirinin derdi Türkiye değil…
Kim Jong, bu kez ibreyi Çin’e çeviriyor. Çin için yeni sorunlar yaratacak. Başına bela olacak. Bazı gizlilik açıklarını ortaya çıkaracak.
Tayland yükselişe geçecek, ekonomide boyut atlayacaklar.
Biden görev süresini tamamlayamayacak.
Amerika ile İngiltere’nin ilişkileri iyice güçlenecek. İngiltere Hükümeti, BBC kanalıyla ilgili büyük sorunlar yaşanacak. Hatta kapanabilir bile…
Prens Charles çok büyük ruhsal sorunlar yaşayacak. Yani Diana’nın intikamı onun peşini bırakmayacak ve geçmiş sırları ortaya çıkacak. Kraliyet skandallarla sallanacak.
Dünya liderlerinden birine suikast düzenlenecek.
Bütün ayaklar baş, başlar ise ayak olacak. Sanki dünyadaki büyük bir kum saati tersine çevrilecek gibi.
Yaşlı insanların ölümlerinden çokça bahsedeceğiz. Bu da sanki dünya üzerindeki nüfusu azaltma projesinin bir şekilde başarıya ulaşacağını gösteriyor.
Afrika’da özellikle Nijerya’da da sular durulmayacak. Afrika yer altı zenginliklerinden dolayı dış güçlerin oyununa maruz kalıp, hep arkadan vurulmaya devam ediyor. Maalesef kan dökülmeye devam edecek.
Kraliçe kendi ailesinin problemleriyle uğraşmaya devam edecek.
Melania Trump, tak sepeti koluna herkes kendi yoluna diyor. Gün sayıyor kısacası; ilk fırsatta bırakıp kaçacak Trump’ı.
Kudüs- Filistin sorunu gündeme gelecek.
Eğitim anlayışı tamamen değişecek. Tüm dünya genelinde okulların çoğu açılmayacak, açılsa bile 2 gün okul, 3 gün ev şeklinde part-time gidilecek.
Her geçen gün başka bir taciz haberiyle sarsılacağız.
Bu yıl uyanacak çok yanardağ göreceğiz.
Çin’e başka ülkeler ambargo uygulayacak.
Dünyaca ünlü bir lider, cinsel yöneliminin farklı olduğunu açıklayacak.
Bütün ülkelerde evsiz sayıları rekor düzeye çıkacak.
Londra’yı fareler basacak. Sağlık sorunlarını da beraberinde getirecek.
Dünya genelinde yedi yıl boyunca üretimin olduğu her alanda kıtlık yaşanacak. Özellikle et ve et ürünlerinde büyük sıkıntılar yaşanacak. Zaten bir süre sonra sağlık açısında tehdit olduğunu açıklanacak. Et ve et ürünleriyle bulaşan bu hastalığa yakalanmamak için, vegan beslenme daha çok tercih edilecek. Hatta kişisel tarım hiç olmadığı kadar gündemde olacak.
Barajlarda sular bitecek ve orada oluşan sineklerden ne yazık ki yeni virüsler oluşacak.
Çernobil kadar çok konuşulacak büyük bir patlama olacak.
2000 doğumlular şimdi 20 yaşında. Onlar bir 10 yıl sonra dünyayı yöneten kuşak olacaklar. Bütün büyük değişimler de 2000 ve sonrasında doğanlar tarafından yapılacak. 2020’de doğan biri dünyanın kaderinde etkili olacak.
Dünyada çok fazla sismik hareket yaşanacak. Bir de bir adada deprem görüyorum. 2021’den 2027’ye kadar İstanbul’da depremler olabilir. Özellikle 2022 Mart ayında daha dikkat etmemiz gerekir.
İngiltere’de Boris Johnson, örümcek ağı gibi tüm ülkeyi saracak ve İskoçya ile yakınlaşacak.
Toplu hayvan ölümleri ve katliamları yaşanacak.
Almanya’nın terör olayları çok desteklediği gerçeği, belgelerle açığa çıkacak. Almanya’nın savaş taktikleri arasında diğer ülkelerde terörü desteklemek olduğu ortaya çıkacak.
TÜRKİYE
Bütün dünyada sınır değişikliklerine şahit olacağız. Ancak bu değişiklikler Türkiye’nin lehine olacak. 2023’e kadar sıkarsak dişimizi tüm dünya Türkiye’nin önünde düğme ilikleyecek. Sınırların genişlemesi, ülkelerarası toprak anlaşmalarını gündeme getirecek.
Türkiye’de 14 Mayıs'tan sonra virüs etkisi bitecek. Ekimde geri geldiğinde kontrol edilebilir olacak aynen bir domuz gribi gibi. Aşı ve ilaçlarla kontrol edilebilecek. 2022 Nisan’a kadar ara ara karantinalar devam edecek.
Aşıları taşımada lojistik sıkıntılar olacak.
Ali Babacan ve Mansur Yavaş arasında bir kavga bile olsa bu Türkiye için önemli olmayacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan özellikle Mansur Yavaş’ı tehlikeli buluyor. Kendine rakip olarak görebilir ama Ali Babacan onun açısından bir tehlike oluşturmuyor.
Ali Babacan’ın konuşamadığı çok şey var. Yol alacak belki ama engeller var önünde. Siyasi geleceğinde hayal ettiğini bulamayacak.
AK Parti ile MHP arasında sorunlar yaşanacak. Devlet Bahçeli’nin sağlık sorunları yaşayacağına inanıyorum.
Türk siyasetinde yeni bir sisteme geçilebilir.
Ekrem İmamoğlu’nun siyaset alanındaki başarısı çok başka bir seviyeye geçecek, inanılmaz yükselişler yaşayacak.
Birçok siyasi partide genel başkan değişimlerine şahitlik edeceğiz.
Macron, Türkiye ile arasında kriz varmış gibi göstererek suni gündem yaratıyor. Kendince sempati toplamaya çalışıyor. Lider özelliklerine sahip değil. Özünde bir lokma, bir hırka ile yetinecek zayıf bir adam.
Türkiye sismik olarak hareketli olacak. Özellikle Mart 2022’ye dikkat edilmesi gerekiyor.
2021'de ilaç sıkıntısı yaşanacak. Yeni akıllı ilaçlar çıkacak.
İstanbul Boğazı büyük önem kazanacak. Geçiş hakları konusunda yeni anlaşmalar ya da düzenlemeler yapılacak.
Yunanistan Türkiye’yi tahrik etmeye devam edecek, Ege’de sular hiç durulmayacak.
Kanal İstanbul projesinin yapılacağını görüyorum çünkü izin verilmek zorunda kalınacak.
İleride dünyayı 12 ülke yönetecek bunlardan bir tanesi Türkiye.
‘HERKESİN KADERİNE RAZI OLACAĞI, BEKLENTİLERİN SIFIRA İNECEĞİ ÇOK ZOR BİR DÖNEME GİRİYORUZ!’
EKONOMİ
Dünya ekonomisi alt üst olacak. Eğer korona bir dalgaysa, bu ekonomik kriz adeta bir tsunami olacak. Özellikle finans ve bankacılık alanında büyük sorunlar görüyorum.
Türkiye ekonomisinde A ve B opsiyonlarını kullandık, artık C seçeneğine doğru yaklaşıyoruz. 2023’e kadar Türkiye ekonomisi çok iyi olamayacak maalesef. 2025 sonrasında ise inanılmaz iyi olacak. Daha önce de bunu söylemiştim ama ülkeler kendi dijital paralarını çıkaracak. Türkiye’nin de bu konuda öncü ve başarılı bir girişimi olacak. IMF önümüzdeki günlerde en çok bu dijital birimlerle ilgilenecek.
Ortaklar ayrılacak, büyük şirketlerin iflasına tanıklık edeceğiz. Küçükler bu sürece dayanamayacak. Yeni bir ekonomik düzen kuruluyor. Değişime dayanamayan tüm kurumların varlıkları sona erecek. Büyük yatırımcılarda da o heves olmayacak.
Yatırımda altın, özellikle ocaktan sonra gümüş, 2021 Haziran’dan sonra ise bitcoin çok değerlenecek. Hazirana kadar Borsa oynanmamalı. Bitcoin hazirana kadar alınabilir sonra çok yükselecek.
Çalışma ücretlerinden yaşanan düşüş, aynı zamanda her şeyin pahalılaşması nedeniyle ‘karın tokluğuna kürek mahkumluğu’ yapacak herkes uzunca bir süre. Bu modern çağda 'yeni kölelik anlayışı' olarak geçecek.
Vatandaşlık maaşı diye yeni bir ödenek çıkacak. Ülkeler, vatandaşları ayaklanmasın diye ek ücretler ödemeye başlayacaklar.
Azla yetinmeyi öğreneceğiz, ihtiyaçlarımız hiç olmadığı kadar azalacak. Herkes bugünü kurtarmanın derdine düşecek. Herkes kaderine razı olacak, beklentiler sıfıra inecek.
Bütün madenlerin değerleneceğini öngörüyorum. Özellikle de gümüş.
Eğlence sektörü tamamen bir bitiş yaşamayacak ama can çekişecek.
Vergi düzenlemeleri, vergi borçları, dış borçlar gündemi fazlasıyla meşgul edecek.
Bu dediğime inanmak zor biliyorum ama Alman ekonomisinde ciddi sorunlar görüyorum.
İki uçta yaşayacağız. Ya çok pahalı şeyler tüketilecek ya da en ucuz. Orta direk kalmayacak, orta segment ürünler satılmayacak. Tatile gidemeyen insanlar online lüks alışverişe vuracak kendini.
2023 ve sonrasında Türkiye'de yeraltı madenleriyle ilgili zenginlik yaşanacak.
Bankacılık sistemindeki sorunlar nedeniyle bankada para tutmak yerine toprak ve ev yatırımlarına yönelmelerini tavsiye ediyorum. 2023’ten sonra ev fiyatları inanılmaz derecede yükselecek.
Herkes kasasında, evinde nakit para tutsun. Nakit sıkıntısı yaşayabiliriz.
Yurt dışından ikinci el araba ithal edebiliriz.
ORTADOĞU
Suudi Arabistan’da savaş çanları çalıyor. İran ile aralarındaki gerilime dikkat. İsrail ile anlaşma yavaş yavaş ilerleyecek ama sonunda olacak.
Asıl büyük kavga İsrail ve İran arasında kopacak. Türkiye öncelikle İsrail olmak üzere Suriye ve Mısır’la yakınlaşacak 2021’in ilk altı ayında. İkinci altı ayında ise büyük kavga Suudi Arabistan ile İran arasında yaşanacak.
Suudi Arabistan’da Prens Muhammed bin Salman tahta yürüyecek.
İngiltere’yle Suudi Arabistan arasında bazı belgeler ortaya çıkacak.
TEKNOLOJİ
Çok büyük siber saldırılar olacak. İngiltere'nin bazı bankalarına, hükümet sistemlerine, Silikon Vadisi'nde büyük firmalara. Öyle ki, bu bütün teknolojiye olan güveni sarsacak. Kimse parasını bankalarda tutmak istemeyecek. Siber saldırılar kasıp kavuracak. Siber pandemi geliyor!
Tesla en az kendisi kadar güçlü bir markayla anlaşma yapıp birleşecek. Elon Musk tehlikeli bir adam, üstelik tehlikeyi insanlığı riske atarak yapıyor. Açıkçası enerjisi beni korkutuyor… Bill Gates de en az onun kadar tehlikeli ama günün sonunda bu dahi olarak nitelendirdiğimiz kişiler birbirine düşecek. Bu insanların aslında boş oldukları ortaya çıkacak. Çünkü proje olan bu kişileri ünlü yapanlar, gerçekleri gündeme servis edecekler.
Elon Musk bitti derken yeniden başlayacak. Yeni gökyüzü ile ilgili bir proje ile karsımızda olacak. Yakında uçan arabaların ilk prototiplerini görebiliriz. Bu adam dünya düzenine karar veren güçlerin etkisi altında. Ama bu sene başkaldıracak bu güçlere…
YouTube’da hem bağlantısal hem de gizlilik ihlalleriyle ilgili büyük sorunlar manşetlerde olacak.
Üç boyutlu telefonlar gelecek. Konuştuğumuz kişi sanki yanımızdaymış gibi görüşmeler yapacağız.
Vücut ısısıyla çalışan otomobiller çıkacak.
Göz retinamız yeni kimliğimiz olacak.
Mark Zuckerberg’in bu sene de başı gizlilik ve veri paylaşımıyla ilgili büyük sorunlarla belada olacak.
Genlerimiz yavaş yavaş değişime uğrayacak. Renk, boy, pos ölçülerinde değişimler olacak. Boylar uzayacak; göz ve saç renklerinde farklılıklar çok daha artacak.
Uzaylılar bizimle iletişime geçecek. Cep telefonlarımızdan uzaylı sesi duyarsak şaşırmayalım. Gökyüzünden beklemeyin, yer altında üsleri olduğu ortaya çıkacak. Amerika’da 51. Bölge'den çok fazla haberler, sinyaller alacağız. Trump bu konuda çok önemli açıklamalar yapabilir hükümeti sarsmak için.
SPİRİTÜELİZM
Dinler birleştirici olmayacak. Yeni bir ortak dünya dini çıkacak.
2021’de hafızamıza reset atacaklar. Hiçbir şeyi eskisi gibi algılamayacağız.
Neredeyse herkes ruhunun tükendiğini hissedecek. İstekler, arzular minimuma inecek. Kimse hiçbir şey yapmak istemeyecek.
Aşk, seks, evliliğe olan inanç hepsi birden yere çakılacak. Bu kavramlar artık eskisi gibi algılanmayacak.
İnsanlar cinsel kimliklerini paylaşma konusunda inanılmaz rahatlayacaklar. Özellikle aileler bu durumu artık tuhaf karşılamayacak.
Dünyada eril enerji azacak. Kadınlık hükmetmeye başlayacak.
Doğum oranlarında inanılmaz büyük düşüşler yaşanacak.
2020’nin tek güzel şeyi: Bir yaş daha yaşlanmadık, yaşamış saymayın.
Hepimiz 2020 sınavımızı verdik; isyan mi ettik, yorulduk mu, yardım mı ettik, yolda mi kaldık, ne yaptık? 2021, 22 ve 23’te de sınav devam ediyor. Sonra mezun mu olduk, sınıfta mı kaldık, ödül mü, bonus mu, ceza dönemi mi gelecek göreceğiz. Benden söylemesi, şimdi sırada doğanın intikamı var.
Bu sene ahlaki bozulma, alkolizm intiharlar artacak. Anti depresan kullanımı artacak.
2021 paylaşım ve birlikte olma yılı. Zaten elimizde olanlar çok azalacak, kalanları paylaşmak zorunda kalacağız. Tabiri caizse ekmeği bölüşüp yiyeceğiz. Paylaşmayı öğreneceğiz. Necip Fazıl’ın o ünlü sözünü hatırlatalım herkese: ‘Eğer tadını bilirseniz, ekmeği paylaşmak ekmekten lezzetlidir…’
Evde kedi besleyenlerin çok şanslı olacağına inanıyorum. Sanki kedilerin enerjisi bu kolektif karanlığın eve girmesini engelleyecek
Geleceği merak etme, nasıl olsa gelecek. Ama geçecek olanı iyi düşün, çünkü aklından silinmeyecek... Balzac