Tanzanya’da 1960’lı yıllarda Avrupalılar tarafından deneme amaçlı Viktorya gölüne bırakılan ‘Nil levreği’ balıkçılıkla geçinen Tanzanya halkının felaketi oldu.
Levrek, kısa sürede göldeki tüm türleri yok etti. Levreğin gölde normalin üzerinde gelişim sergilediğini fark eden yatırımcılar, levrek üretimine başlaması üzerine halkın geçim kaynağı kesildi.
Bir ülkenin kaderini değiştiren balık!
Sene 1960... Tanzanya’nın en büyük gölü olan Victoria Gölü’ne Avrupa’dan gelen bir beyaz “deneme maksatlı” bir balık bırakıveriyor. Victoria Gölü’ne bırakılan bu balığın adı “Nil levreği”. Bırakıldığı andan itibaren göldeki bütün balıkları yiyerek 200 balık türünü de bir anda yok ediyor. Bu etçil balığın Victoria Gölü’nde yaşamaya başlaması ile birlikte gölün yalnızca ekosistemi değil, Tanzanya halkının hayatı da tam bir yıkım, felaket ve sefalete dönüyor.
Nil levreği bir tatlı su balığıdır.
Afrika ekozonunda çok yaygındır. Nil levreğinin rengi gümüştür, belirgin kara gözlerinin dolayında açık sarı bir yüzük vardır. En büyük tatlı su balıklarından biridir, boyu 2 metreye değin ulaşabilir ve azami ağırlığı 200 kilodur. Amansız bir avcı olarak çevresini domine eder, başka balıklarla (kendi türü dahil), kabuklularla ve böceklerle beslenir.
Uganda, Kenya ve Tanzanya’nın tam ortasında durur dünyanın ikinci büyük gölü olan Victoria Gölü...
Öylece durmaz ama. Nil Nehri’nin kaynağıdır Victoria Gölü. Dünyada eşi benzeri olmayan nice balığın da eviydi bir zamanlar. Hatta her üç ülkenin binlerce balıkçısı oradan çıkarırlardı ekmeklerini balık şeklinde. Bu, 80’lere kadar böyle devam etti. Ne zaman ki katil levrek, diğer adıyla Afrika Levreği Victoria Gölü’ne salındı, o gün bugündür balıkçıların çocukları lastikleri yakıp kokusuyla efsunlandılar, tiner çektiler, balıkhanelerde canlarını kurtarmak için olmadık eziyetlere boyun eğdiler. Victoria Gölü kıyısında yaşamaya çalışan binlerce kadın artık gölden nasiplerini getirecek erkeklerini beklemiyor; bir günlük ekmek veren hangi erkek olursa onlara kapılarını açıyorlar. Talihi yaver gidenler ise Avrupa’ya gönderilecek levreklerin temizlenmesi işini yapıp, ayda 50 ila 70 dolar arasında para alıyorlar. İşten çıkmanın ise iki tehlikesi var: açlık ve kendini satmak!
Bir anda oluşan “balık sektörü” Hintli kalantorların ilgisini çekiyor ve Hindistan’dan kalkıp Tanzanya’da fabrika kuruyorlar.
Hintli fabrika müdürü “Günde en az 500 ton Nil levreği üretiyoruz” diye şişinerek anlatıyor. 500 ton balıkla günde kaç kişinin doyacağı sorulduğunda ise bunu bilmediğini söylüyor. Fabrika müdürünün bilmediği(!) şey, her gün 2 milyon Avrupalı ve Japon’un “beyaz” Victoria Gölü’nün balıklarını yediği gerçeği…