Birini toprağa verdi, diğerini müebbet hapse...
Osman Aksoy, 2 oğlu da asker olan bir baba. Oğlu Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy, 2012 Haziran’da Akdeniz’de keşif uçuşu yaparken Suriye’nin düşürdüğü savaş uçağında şehit oldu. Ağabeyi yüzbaşı Fatih Aksoy ise 15 Temmuz darbe girişimine katıldığı gerekçesiyle tutuklandı.
Yozgatlı Osman Aksoy ve ailesi 1980’li yılların başında İstanbul’a taşındı. Çocukları Fatih, Sultan ve Hasan Hüseyin İstanbul’da dünyaya geldi. Fatih Aksoy, Hava Harp Okulu’ndan mezun oldu. ‘Kurmay yüzbaşı’ rütbesine kadar yükseldi. Kardeşi Hasan Hüseyin Aksoy da 2009’da Hava Harp Okulu’nu bitirdi. 2010’da 2. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda teğmen olarak göreve başladı.
Hürriyet'ten Toygun Atilla ve Fırat Alkaç'ın haberine göre, Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy, 22 Haziran 2012’de hava pilot Yüzbaşı Gökhan Ertan ile birlikte Akdeniz’de keşif uçuşu yapmak için Malatya’daki 7. Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan havalandı. Saatler 11.58’i gösterdiğinde iki Türk pilotunun yönetimindeki RF-4E Phantom tipi savaş uçağı ile irtibat kesildi. Gece, uçağın Suriye tarafından düşürüldüğü açıklandı. Şehit pilotlara ancak 12 gün sonra ulaşıldı. Malatya’da 7.Ana Jet Üs Komutanlığı’nda ve ardından da İstanbul Ataköy 5. Kısım Camisi’nde şehitler için tören düzenlendi. Devlet zirvesinin toplandığı cenaze töreninde dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan da vardı. Kurmay Yüzbaşı olan ağabey Fatih Aksoy’un da katıldığı törende baba Aksoy oğlunu “Her zaman ayakta duracağız vatanımız için. Allah’ın izniyle ayaktayız, kötü niyetlilere fırsat koymayacağız” sözleriyle uğurladı.
TRT BASKININA KATILMIŞ
16 Temmuz 2016 sabahı, darbe girişimine katılan FETÖ’cü subaylar derdest edildi. Darbe girişiminin İstanbul ayağını organize ettiği belirtilenlerden biri de o dönem İstanbul’da Hava Harp Okulu Komutanlığı’nda bölük komutanı olan hava pilot Kurmay Yüzbaşı Fatih Aksoy’du. Aksoy, 15 Temmuz 2016’da Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın Yalova’daki kampındaydı. İddiaya göre, emrindeki 11 Hava Harp Okulu öğrencisi ile helikopterle Vodafone Park Stadı’na iniş yaptı. Digitürk ve TRT binalarının basılmasında rol aldı. Daha sonra tutuklandı. İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada geçen hafta savcı, Aksoy’la birlikte 93 sanık için ağırlaştırılmış müebbet cezası istedi.
GAZİLER GÜNÜ BULUŞMASI
Baba Osman Aksoy, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ile iki kez karşı karşıya geldi. İlk tanışma 19 Eylül 2016’da Gaziler Günü dolayısı ile İstanbul Valiliği tarafından düzenlenen yemekte oldu. Şehit ve gazi aileleri yemeğe davetliydi. Her devlet görevlisi hazırlanan masalarda şehit ve gazi yakınlarına ev sahipliği yapıyordu. Baba Osman Aksoy da Başsavcı İrfan Fidan ile aynı masadaydı. Masada, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında oğlu Prof. Dr. İlhan Varank şehit düşen Ali Haydar Varank da vardı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Mustafa Varank’ın da babası olan Ali Haydar Varank, şehit ailesi olarak masadaydı. Başsavcı İrfan Fidan, masasındaki tüm şehit ve gazi yakınları ile tek tek ilgilendi, bir ihtiyaçları olduğunda yanına gelmelerini istedi.
Baba Aksoy, 19 Eylül 2016’da şehit aileleri için verilen yemekte tanıştığı İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan’ı geçen hafta makamında ziyaret etti. Başsavcı Fidan ile ilk karşılaşmasında şehit babası olarak tanışan Osman Aksoy bu kez darbeci bir subayın babası durumundaydı. Osman Aksoy, yaşadığı duyguları gözyaşlarıyla İrfan Fidan ile paylaştı. Başsavcı Fidan, görüşmede yaşadığı duyguları Hürriyet’e şöyle anlattı:
BAŞSAVCI: BÜYÜK TRAVMA
“Anadolu insanının evlatlarını ellerinden kopartıp Türkiye düşmanlarının hizmetine sokan bu örgütle mücadelenin önemini, hayatiyetini, yaptığımız görevin sorumluluğunu, ağırlığını bir kez daha hissettim. Bir babanın yaşadığı üzüntüye ve acıya tanıklık ettim. Yaşadıklarına çok üzüldüm. Büyük bir travma, büyük bir dram vardı. Bir babanın çaresizliği, FETÖ’nün evladını elinden koparıp aldığı bir babanın çaresizliği vardı karşımda. İçim burkuldu, içim acıdı.”
‘OĞLUMUN ŞEHİT OLMASINDAN DAHA FAZLA ÜZÜLDÜM’
BABA Osman Aksoy: “Bir oğlum şehit olduktan sonra böyle bir hain örgütün adıyla diğer oğlumun tutuklanmasına çok üzülüyorum. Oğlumun onlarla bir ilgisi yok. Bir delil bulunamadı. Fatih’in tutuklanması diğer oğlumun şehit olmasından daha çok üzdü beni.”