Birleşmiş Milletler, Arakanlı Müslümanları riske attı!

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR), Arakanlı Müslümanların bilgilerini rızaları dışında Bangladeş ile paylaştığını açıkladı. Bangladeş'in de bilgileri Myanmar ile paylaştığı ortaya çıktı. 'BM yüzünden daha da fazla risk altındayız' diyen mültecilere karşın UNHCR'dan 'Bilgi toplama girişimleri, mülteciler için kalıcı çözümler bulunmasını amacıyla yapıldı ve Arakanlı Müslümanları riske atmadı' açıklaması geldi. 

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (UNHCR) Arakanlı Müslüman (Rohingya) mültecilerin bilgilerini rızaları olmadan Bangladeş ile paylaştığını bildirdi.

Merkezi ABD'de bulunan HRW'nin internet sitesinde "BM Rohingya Verilerini Rızaları Olmadan Paylaştı" başlıklı bir açıklama yapıldı.

Açıklamada, UNHCR'nin Bangladeş'teki kamplarda kalan yüz binlerce Arakanlı Müslüman mülteciyi 2018'den bu yana kayıt altına aldığı ifade edildi.

Bu bilgilerin mültecilerin izinleri alınmaksızın Bangladeşli yetkililer ile paylaşıldığı kaydedilen açıklamada, bu ülkenin de bu kayıtlardaki kişilere yardım ve hizmet için gereken kimlik kartlarını çıkardığı belirtildi.

BANGLADEŞ HÜKÜMETİ DE BİLGİLERİ MYANMAR'A VERMİŞ!

Açıklamada, Bangladeş hükümetinin daha sonra aralarında mültecilerin analog fotoğraflar, parmak izi görüntüleri ve diğer biyografik bilgilerinin de olduğu bilgileri Myanmar hükümeti ile olası bir iade için paylaştığı vurgulandı.

UNHCR'den konuyu soruşturması istenen açıklamada, HRW'nin Eylül 2020 - Mart 2021 tarihlerinde Bangladeş'in Cox Bazar kentindeki kamplarda kalan 24 Arakanlı Müslümanın yanı sıra 20 yardım görevlisi, araştırmacılar, yerel aktivistler, gazeteciler ve avukatlarla Arakanlı Müslümanların UNHCR'nin yaptığı kayıtlar hakkında görüştüğü ifade edildi.

Açıklamada, 24 mülteciden 23'ünün, UNHCR yetkililerinin kendilerini yardımlara ulaşabilmeleri adına akıllı kartı alabilmeleri için kayıt altına almak zorunda olduklarını söylediğini ve bilgilerinin Myanmar ile paylaşılması veya ülkelerine iadeye uygunluk değerlendirmesiyle ilgili herhangi bir şey söylemediği aktarıldı.

UNHCR'nin görüşmelerdeki bulgularla ilgili şubat ve nisan aylarında bilgilendirildiği kaydedilen açıklamada, kuruluşun mayıs ayında HRW'ye dönüş yaptığı aktarıldı.

Açıklamada, BM'nin politikaları kapsamında gerekli olan "tam bir veri etki değerlendirmesini" yapmadığına dikkati çekildi.

HRW'nin açıklamasında, ülkeye iadeleri için Myanmar tarafından onaylanan listede yer alan 21 Arakanlı Müslüman mülteci ile görüşüldüğü belirtildi.

Açıklamada bu kişilerden 12'sinin adının 2019'da UNHCR'nin topladığı bilgileri esas alan ülkelerine iadeye uygunluk değerlendirme listesine eklendiği vurgulandı.

'BİRLEŞMİŞ MİLLETLER YÜZÜNDEN DAHA ÇOK RİSKE MARUZ KALIYORUZ'

Açıklamada görüşlerine yer verilen HRW'nin Kriz ve Çatışma Direktörü Lama Fakih, UNHCR'nin Bangladeş'teki Arakanlı Müslümanların bilgilerini toplama uygulamasının onları daha çok riske maruz bıraktığını ifade etti.

Fakih, UNHCR'nin yalnızca menşe ülkeyle paylaşılmak için toplanan verileri, katılımcıların rızalarıyla alabileceğine dikkati çekti.

UNHCR'DAN YANIT GELDİ

UNHCR söz konusu iddiaları kabul etmedi

HRW'nin açıklamasında, UNHCR'nin yanıtına yer verildi.

Buna göre, UNHCR söz konusu iddialarla ilgili olarak görev ve politika ihlali yapıldığını reddederek bilgi toplama uygulamasının tüm amaçlarının mültecilere izah edildiğini ve onlardan rıza alındığını savundu.

UNHCR'nin açıklamasında, 'Bilgi toplama girişimleri, mülteciler için kalıcı çözümler bulunması amacıyla yapıldı ve Arakanlı Müslümanları riske atmadı.' değerlendirmesinde bulunuldu

 

 

 

Birleşmiş Milletler, Arakanlı Müslümanları riske attı! ile ilgili etiketler Mülteci Müslüman Bangladeş Myanmar arakan bilgiler sızdırılmış
GÜNÜN VİDEOSU

Suudi Arabistan'da düzenlenen bir müzik festivalinde Kabe'ye büyük saygısızlık!

Suudi Arabistan'da düzenlenen Riyad Festivali'nde Kabe maketinin dekor olarak kullanılması büyük tepki çekti. Eski Diyanet İşleri Başkanı Görmez olayın fecaat olduğunu vurgulayarak, Suud ulemasının sessizliğini eleştirdi.