Bitcoin, Etherium diye diye dolandırıyorlar
Önce Thodex kepazeliğini yaşadık. Sonra birkaç tane daha benzer kripto para kumpasçısı şirket kepenk kapattı. Binlerce insanın milyarları buhar oldu. Ancak, halen bu ve benzeri sahtekarlara komisyonculuk yapan utanmazlar hiç susmadı.
Thodex'in ünlülerle reklam filmleri, fotoları konuşuldu ama kendine 'dünya çapında iktisatçı' diyen bazı Profesör'lerin sponsoru olduklarından pek kimse bahsetmedi. Başkaca kripto tüccarlarının TV ekranlarında boy gösteren kimlere sponsor olduğu da arada kaynadı. Öyle ki bazıları halen 'kripto komisyonculuğu' yapmaya devam ediyor. Bu işin yerel yolsuzluk ayağı büyümeden 'kanun' yapılmaya çalışılırken, küresel ayağında da 10 gün içinde öyle büyük çöküşler yaşandı ki yok böyle tarihi zararlar...
Bitcoin ve Etherium başta olmak üzere kripto paralardaki ortalama değer düşüşleri yüzde 50-90'ları buldu. Şimdi sizlere kripto çılgınlığının yerel ve küresel hırsızlık hikayesini anlatacağız.
YEREL DOLANDIRICILAR
Türkiye'de kendi kendilerine 'kripto para aracısı' ya da 'kripto borsası' adını verip vatandaşın yasal aracı kurum ya da borsa olduklarını sanmasını sağlayan adi dolandırıcılar tezgahı şöyle kuruyorlar:
Önce üç kuruş sermayeli bir A.Ş. kuruluyor. Bu tüzel kişiliğe birkaç bankada hesap açılıyor. Bir de yazılımcı takımına 'kripto' uygulaması yazdırılıyor. Genellikle adında 'Bit' olan bu şirket ve uygulamalar için reklamlar veriliyor. Sosyal medyada da başta YouTube olmak üzere takipçisi bol çığırtkan tiplere sponsor olunuyor. Bu sponsorluk için hem para hem de her satıştan komisyon veriliyor. Sıradan vatandaş bu 'Bit' kriptocuların ilan ettiği banka hesaplarına para gönderiyor. Gönderilen para kadar sanal değer o 'Bit'in uygulamasına tanımlanıyor. Vatandaşın parası artık resmen kendisinden çıkmış oluyor. Uygulamada kripto para satın aldığını düşünen vatandaş heyecanla aldığı kripto paranın değerini takip etmeye başlıyor. Bu arada 'Bit' şirketinin topladığı para gittikçe çoğalıyor. Bu defa kurumsal medyaya reklamlar ve sponsorluklar için daha büyük bütçeler ayrılıyor. Karşılığında TV ekranlarında sürekli kripto paranın ne kadar kurtarıcı olduğundan bahsediliyor. Bit şirketlerinin topladığı 'başkalarının parası' çoğalıyor. Bir gün geliyor ve anlaşılıyor ki rakamlar büyümüş ve kendini aracı ya da borsa diye yutturan Bit ortakları vatandaşın paralarını kendileri başka hesaplara aktarmışlar. Vatandaş, bir an geliyor sanal uygulamaya giremiyor, girse hesap boş. Büyük küçük binlerce hesaptaki milyarlarca lira buhar olmuş. Buhar edilenlerin bir kısmı da yurt dışına kaçmış. Parayı nereye göndermişlerse oralarda hayatlarını yaşıyorlar. Bütün bu boşluklara rağmen işini düzgün yapan birkaç kripto aracı şirketi de var tabii ki ama böylesine bir yasal boşlukta onların da hangi rakamlara ulaşınca şeytana uyacağını kimse bilemez.
KÜRESEL ANARŞİSTLER
İşin küresel tarafında ise başka bir hırsız çetesi çalışıyor. Sözde insanlığı, küresel finans sisteminden kurtarmak için yola çıkan kahramanları oynuyorlar. Kim ne yapıyor, kime çalışıyor, hangi eroin, silah, terör parası ne kadar buralarda saklanıyor belirsiz. Ama hikayeyi güzel kurmuşlar; emperyalizme karşı mücadele ediyorlarmış. Sonra bir bakıyorsun, en büyük emperyalistler bile buralara vergi kaçırmak için milyar dolarlar gömmüş. Hatta bir tanesi (hemen aklınıza gelmiştir) her twitt attığında bütün kriptolar ya çıkıyor ya düşüyor. Çıksa da düşse de kime yarıyor kimse anlamıyor. Değersiz şeylerin belirsiz piyasası böyle çalışıyor. Belki kripto paraların sayılarının karesi kadar 'şişir-patlat' ya da 'şişir-boşalt' (Pump&Dump) dolandırıcılığı her an yaşanıyor. İş sınırsız, küresel ve failsiz yapıldığı için de sonsuza kadar vampirlerle dolmaya ve kanlar emilmeye devam edecek gibi.
VATANDAŞ ALIN TERİNE SAHİP ÇIK
Bu yazıda tek bir amaç var ki o da, sosyal medya ve kurumsal medyayı başkalarından çarptıkları haram paralarla kullanıp sıradan Türk vatandaşının üç kuruşluk tasarrufunun peşine düşenleri ifşa etmek. Bu sayede de vatandaşımızı uyarmış olmak ve alın teriyle yapabildiği tasarrufunu korumak. Ayrıca, toplamda ülkemizin zaten yetersiz olan tasarruflarının kara paralara karışıp dünyanın bilmem neresine uçmasına da mani olmak. Tabii ki devletimizin bir an önce bu kendine 'aracı kurum ya da borsa' diyen sahtekarlara karşı kanun kural koyması da şart. Nasıl ki bankadaki tasarruflar, kayıt altında ve belirli limitlere kadar TMSF sigortasında ise ve nasıl ki hisse senetleri vatandaş adına Takasbank'ta saklanıyorsa ve bunlara aracılık eden kurumlar son derece güçlü kanunlara ve yaptırımlara tabi iseler, işte öyle bir hukuki zemin bir an önce bunlar için de kurulmalı.
Aksi takdirde daha çok sayıda kripto dolandırıcısı haberi duyarız.
