Boğaziçi Üniversitesi Rektörü skandal olay sonrası ilk kez konuştu: Bir yerden düğmeye basıldı

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci İnci, bir öğrencinin makam aracının üzerine çıktığı olaylar sonrası ilk kez konuştu. Çıkan olayları vandallık olarak niteleyen Prof. Dr. İnci, "Ne olduysa bir şekilde bir yerden düğmeye basılmış gibi. Rektörün arabasının önünü kesmek, üniversitede huzursuzluk çıkarmak, böyle olaylarla karşılaştık maalesef" dedi.

Eski rektör Melih Bulu görevden alındıktan sonra olayların bir nebze durulduğu Boğaziçi Üniversitesi'nde tam da yüz yüze eğitimin başladığı günlerde öğrenci eylemleri yeniden başladı. 30 yıla yakın bir süredir Boğaziçi Üniversitesi'nin hocası olan Prof. Dr. Naci İnci'nin rektör atanmasıyla birlikte kampüs normalleşmeye başlamıştı. Ancak olaylar yine patlak verdi. Geçtiğimiz hafta bir öğrenci Rektör İnci'nin makam aracının üzerine çıktı.

Ağustos ayında rektör olarak atanan Prof. Dr. Naci üniversite olan olayların içyüzünü anlattı. Sabah gazetesinden Ceyda Karaaslan'a konuşan İnci, makam aracına çıkan öğrencinin davranışa yönelik ''Çok üzüldüm'' diyerek "İfade özgürlüğüne sonuna kadar saygılıyız. Biz onu teşvik de ediyoruz. İfade özgürlüğü ayrı. Ama zorbalık ve vandallık ayrı. Bu yapılan zorbalıktır. Bunun ifade özgürlüğüyle zerre alakası yoktur. Bunu hiçbir şeyle açıklayamazsınız. Çünkü bunun bir gerekçesi de olamaz" dedi.

Rektör İnci öğrenci eylemlerinin arkasından başka güçler olduğunu belirterek ''Akademisyenlerimiz de yönetim görevlerine gelmek istemiyorlar. Çünkü ciddi bir mahalle baskısı var. Korkuyorlar'' diye konuştu. İnci, kampüsün imara açılma iddialarına, hukuk fakültesiyle ilgili eleştirilere de yanıt verdi ve gelecek hedefleriyle ilgili konuştu.

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci İnci'nin açıklamalarından satır başları şöyle:

BİR YERDEN DÜĞMEYE BASILDI

Benim rektörlüğe atanmamla birlikte bir sakinleşme oldu. Kampüs normal hayatına dönmeye başladı. Sonra kampüs açıldı. Eğitim öğretime başladık. Ne olduysa bir şekilde bir yerden düğmeye basılmış gibi. Rektörün arabasının önünü kesmek, üniversitede huzursuzluk çıkarmak, böyle olaylarla karşılaştık maalesef.

BOĞAZİÇİ'NE YAKIŞMAZ:

Bunun zorbalık olduğu, vandallık olduğu aşikar. Bunu hiçbir şeyle açıklayamazsınız. Siz rektörü bu şekilde durdurarak ne yapmaya çalışıyorsunuz? Eğer güvenlik önemleri alınmazsa bir sonraki adım nedir? Bu Boğaziçi Üniversitesi'ne yakışır bir şey mi?

ARKASINDA BAŞKA GÜÇLER VAR:

Rektörün makam aracına çıkıp tepinmek her şeyden önce insani bir davranış değil. O protesto falan değil ki. Bu bırakın Boğaziçi Üniversitesi öğrencisini herhangi birinin yapmaması gereken bir şey. Ve herhangi bir kişiye de yapılamaz bu. Kabul edilebilir bir şey değildir. Eğer bu seviyeye getirilmişse, öğrenciler eğer bu hale getirilmişse o zaman bu bir yere dayanıyor. Yani bunun arkasında bir şey var bir arayüz. Bu bir projenin parçası. O zaman bir proje var. Buradan bir şey çıkarılacak. Daha büyük bir boyuta ulaşacak.

17 DİSİPLİN SORUŞMASI VAR

Yapılan şey bir disiplin suçudur. Hocasının önünü kesen, hakaret eden bu öğrencilerin tarif edilmiş disiplin suçları var. Disiplin yönetmeliğinde bunu söylüyor. Şunu yaparsa karşılığı budur. Yazıyor zaten. Biz bu tutanakları alıyoruz ve dekanlıklara gönderiyoruz. Bu öğrencinin 17 tane soruşturma tutanağı var ama hiç ceza almamış. Örneğin, kimliğini başkasına kullandırtmış. Kendi yerine başkasını kampüse sokmuş. Soktuğu kişi kimdir?

DEKANLAR CEZA VERMİYOR:

Danıştay rektörün disiplin yetkisini iptal etti. Rektör disiplin cezası veremiyor, soruşturma açamıyor. Kim disiplin amiri? Dekanlar, yüksek kurul üyeleri, enstitü müdürleri. Dekana gönderiyorsunuz, örneğin bir fakültenin dekanına 149 tane disiplin soruşturması göndermişiz. Bunların sadece 30-35 tanesine cevap verilmiş ve hiçbirisine suç olmasına rağmen, yönetmelikte tarif edilmesine rağmen hiçbir ceza verilmemiş. Dekanlar ceza vermiyor. Neden? Siz ceza vermediğiniz zaman iyilik yapmıyorsunuz. Dedim ya bir mahalle baskısı var. Dekanların ceza vermemesi de o mahalle baskısının bir sonucu. Ceza verseydiniz bunlar devam etmezdi.

LİSELERE İNMİŞLER

Bir bakıyorsunuz kapıda başka üniversitelerden gelenler var. 12 kişi gözaltına alınıyor. Bunların 4'ü Boğaziçi Üniveristesi'ne kayıtlı,8'i başka üniversiteye kayıtlı. Bir bakıyorsunuz bir lisede bir whatsapp grubu kuruluyor, Boğaziçi adına mesajlaşmalar oluyor. Liselere yapıyorlar bunu. Ne alakası var. Boğaziçi'ndaki eylemelere destek verilmesinin lisedeki öğrenciyle ne alakası olabilir.

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.