İstanbul Boğazı’nda 50’den fazla yalı yeni sahibini beklerken, boğazın en gözde yalılarından biri olan 23 odalı ve 8 banyolu 130 yıllık Tophane Müşiri Zeki Paşa Yalısı rekor ücretle satışa çıkarıldı. Yurt içi ve yurt dışından ünlü isimlerin ilgi göstermesi beklenen yalının satış fiyatı ise 550 milyon TL olarak belirlendi. İstanbul Boğazı Avrupa Yakası Rumelihisarı’nda bulunan yalı, 19. yüzyılın ikinci yarısında birçok önemli binada imzası olan Fransız mimar Alexandre Vallaury tarafından Sultan II. Abdülhamit dönemi nazırlarından Müşir Zeki Paşa için yapıldı. Yalıyı diğer yalılardan ayıran en önemli özellik ise mimarisinin şato görünümünde olması. Barok üslupta olan 5 katlı yalıya hem bahçeden hem de deniz tarafından girilebiliyor.
Boris Johnson'ın dedesinin İstanbul'daki evi satışa çıktı!
İstanbul Boğazı'nın incilerinden şato görünümlü Tophane Müşiri Zeki Paşa Yalısı 550 milyon TL’ye satışa çıkarıldı. Yalıda bir dönem, İngiltere'nin yeni başbakanı Boris Johnson'ın dedesinin de kaldığı ifade edildi.
SON KALAN SAHİL SARAYLARINDAN
510 metrekare oturumlu yalı, 4 kat + bodrum kattan toplam 2 bin 489 metrekare kapalı kullanım alanına sahip. Her katta 5’i deniz manzaralı toplam 6 oda, 1 büyük orta salon (sofa) 1 banyo, 1 tuvalet, 1 mutfak bulunuyor. 4 bin 32 metrekarelik bahçesi ve 110 metrelik rıhtım boyu ile Boğaz’ın en görkemli ve son kalan sahil saraylarından biri olan asansörlü yalıda, 4 araçlık kapalı otopark da yer alıyor. Yalıya özellikle Körfez ülkelerinden ilginin olması bekleniyor.
"DÜNYANIN EN PAHALI 10 EVİNDEN BİRİ"
Saffet Emre Tonguç, bu yalıyla ilgili şunları söyledi:
"Boğaz, dünyanın en önemli su yollarından bir tanesi ve bence adeta dünyanın gerdanlığı gibi. Bu gerdanlığın üzerinde de birbirinden güzel yalılar yani inci taneleri var. Toplam 600 yalı bulunuyor, 366 tanesi de tarihi nitelik taşıyor. Tophane Müşiri Zeki Paşa Yalısı da bunlardan bir tanesi ve dünyanın da en pahalı 10 evinden bir tanesi olarak geçiyor. Ben bir seyahat yazarı ve aynı zamanda bir tarihçi olarak her sene boğazda turlar yapıyorum. En keyifli anlattığım yalılardan bir tanesi bu. Çünkü hikayesi de çok ilginç. Öncelikle mimarından bahsetmek istiyorum. Alexandre Vallaury yapıyor. Alexandre Vallaury, İtalyan asıllı bir mimar. Geliyor İstanbul’a ve çok güzel binalar yapıyor. Mesela İstanbul Arkeoloji Müzesi, Pera Palas, Salt Galeri’nin olduğu bina, İstanbul Erkek Lisesi, Eski adıyla Haydarpaşa Lisesi onun eserlerinden. Hatta çok ilginç ki Bağlarbaşı’ndaki Abdülmecit Efendi Köşkünü de yine Alexandre Vallaury yapıyor ki Abdülmecit Efendi’yi de hikayenin bir parçası olarak daha sonra duyacağız zaten."
"HAYATININ SON YILLARINI BU YALIDA YOKLUK İÇİNDE GEÇİRDİ"
Tonguç, "Peki kim bu Tophane Müşiri Zeki Paşa? Müşir Mareşal demek. Zeki Paşa, ikinci Abdülhamit döneminde askeri okullarda yöneticilik yapmış. Aynı zamanda, bugün İstanbul Modern’in olduğu yerde bir kışla varmış, o kışlanın da mareşalliğini yapmış ve burada bu evi yapmaya başlıyor fakat bir süre sonra para bitiyor, ikinci Abdülhamit’ten para dileniyor. ’Padişahım, merhamet dileniyorum, sizden para istiyorum çünkü inşaat yarım kaldı. Harabe şeklinde oturuyorum’ diyor. Neyse inşaatı bitiyorlar. İktidarının son yıllarında iktidarını sürdürebilmek için ikinci Abdülhamit, bazı adamlarını gözden çıkarmak zorunda kalıyor. Bunlardan bir tanesi de Zeki Paşa ve bu çerçevede bu güzel yalıdan ayrılmak zorunda kalıyor Zeki Paşa ve Büyükada’ya sürgüne gidiyor. Hatta bir dönem Rodos ve Viyana’da da sürgün hayatı yaşıyor. Ve hayatının son yıllarını da bu yalıda maalesef yokluk içerisinde geçiriyor." dedi