Boş tartışmalar ve 19 Mayıs
Güzel, önemli, anlamlı, hep birlikte olacağımız günlerin içini boşaltmakta mahiriz.
Bayramlar, kurtuluş günleri, festivaller, fuarlar, yılın belli bir günü veya anı ortak bir anıyı, kıvancı veya üzüntüyü yad edeceğimiz günler bizleri birbirimize yaklaştırır, kaynaştırır.
Binlerce yıllık bilinen tarihi olan, bu uzun tarihi içinde hiç devletsiz kalmayan bir milletin elbette acı tatlı pek çok ortak hatırası vardır…
Bu hatıraların saygıyla korunması ise milli tarihimize, kültürümüze, medeniyetimize bir borcumuzdur.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle bir kez daha gördük ki, işi istismar etmek, suistimal etmek, tarihimizle ve milletimizle olan hesaplarını bir şekilde görmek isteyen bir değil birden çok güruh var.
Bunların varlığına rağmen milletin hissiyatı ayakta. İzanı ve irfanı ile olayları takip ediyor, provokasyonları, aşağılık hesapları hep boşa çıkarıyor…
Mustafa Kemal Paşa’yı Anadolu’ya Sultan Vahdettin gönderdi diye başlıyorlar bazıları sözlerine. Ekliyorlar hemen akabinde Damat Ferit’i… Onun da imzası vardı diye…
Gönderdi de niye gönderdi, Samsun’dan tüm Anadolu’ya yayılan özgürlük meşalesini tutuştursun diye mi gönderdi, yoksa Anadolu’da yer yer baş veren düzensiz istiklal girişimlerini bastırsın diye mi?
Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Samsun’a Bandırma Vapuru ile geldiler ama gemileri yakarak geldiler.
Ne aile, ne makam, ne rütbe düşüncesi vardı akıllarında.
Tek hedefleri vardı vatanın kurtuluşu, milletin istiklali. Düşmanın vatan topraklarından temizlenmesi.
Damat Ferit denilen oyuncak adam, Mustafa Kemal ve arkadaşlarını ortadan kaldırmak için o kadar çok çaba sarf etti ki, açın tarihi okuyun, vesikalarını tetkik edin ve öyle konuşun…
Samsun’dan başlayan istiklal meşalesini istiskale ve küçümsemeye kimsenin hakkı ve gücü yoktur.
Anadolu Mustafa Kemal’in etrafında 1919’dan beri halkalanmaktadır.
Aradan geçen 101 yıl içinde bu halka hiç azalmamış, kırılmamış, bozulmamıştır. Aziz Türk milleti aynı ruh ve şuur içinde hareket etmektedir.
Tüm şehitlerimiz ve gazilerimiz tıpkı 1049’da Dandanakan’da, 1071’de Malazgirt’de, 1453’de İstanbul’un fethinde, 19 Mayıs 1919 Samsun’dan başlayan 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet ile taçlanan zaferlerde olduğu gibi aynı ruhla, aynı şuurla Türklüğün ve Anadolu’nun yani ebedi Türk yurdunun var olması için ölüme meydan okumaktadır.
Akif’in dediği gibi, “toprağı sıksan şüheda kanı fışkıracak” bu coğrafya, o şehitler ve gaziler sayesinde bizim vatanımızdır.
Ölüme meydan okuyan şehitler ve gaziler defterinde ise Damat Ferit’ler, Ali Kemal’ler yoktur.
Damat Ferit’ler, Ali Kemal’ler bu ülkeye sadece fitne tohumu ekmiştir.
Bir de Atatürk suiistimalcileri var. Fırsattan istifade kendi hastalıklı ideolojilerine Atatürk’ü kalkan yapmaya kalkışan zihniyet.
Hemen Mustafa Kemal Paşa’ya sol, sosyalist, komünist ve ihtilalci bir kimlik kazandırmak ve darbeci, anti demokratik tavırlarını onun gölgesinde sinsice götürmeye uğraşanlar…
Mustafa Kemal Atatürk mücadelesini bir milli meclis eliyle yürütmüştür. Meşruiyete önem vermiştir. Demokrasi ve çok sesliliğin önünü açmıştır. Hiçbir zaman komünist, sosyalist olmamış, onlara hiç hoş bakmamıştır. Fırsat da vermemiştir. Hiçbir peyki, mandayı kabul etmemiş, milli ve bağımsız bir ülke peşinde koşmuştur. Zaferi Cumhuriyet rejimi ile bütünleştirmiştir. Buradan onların antidemokratik, mandacı, peykçi anlayışlarına hiçbir kapı aralanmaz. Bunu da çok iyi bilirler ama yine de hep aynı maske arkasında gezmeyi çok severler…
Buna bir de tüccar sınıfı eklenince, iş bambaşka bir boyut kazanıyor… Tatlı karlarına, işlerini görüp büyük kazançlarına malzeme yaptıkları Atatürk’ü güya seven bu güruh ise ilk iki grubun meşruiyet için en büyük referansları… Bunlara da sorsan hepsi solcu, hepsi sosyalist ve paylaşımcı. Milletin Atatürk sevgisi 1881 özel baskılı kitap ve 1881 tl fiyat ile sömürmek gibi cinlikleri ise muhteşem…
Malum bir de 12 Eylül zihniyeti var. Darbelerini Atatürk ile perdelemiş ve onun Türk gençliğine armağan ettiği 19 Mayıs bayramının önüne “Atatürk’ü anma” ekleyerek, her türlü anti demokratik duruşlarını, işkence ve zulümlerini yine Atatürk üzerinden onaylatma çabasına girmişlerdi…
Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, şehitlerimiz, gazilerimiz, zaferlerimiz bizimdir.
Bu fırsatçı, kendi nam ve hesaplarına iş görenlerin değildir.
Önümüzde Ramazan bayramı var. Bu mübarek bayramın da istismar edilmemesi dileği ile kutluyorum.