Bu belgeler ilk kez yayınlandı: Atatürk'ün ismini neden 'Mustafa' koydular?
Mustafa Kemal'in geçmişi hakkında yeni bilgiler ortaya çıktı
Mersin’de AK Parti Anamur Gençlik Kolları Başkanı Hasan Baki, Mustafa Kemal Atatürk için “Keşke olmasaydı, Türk’e benzemiyor” dedi.
Hasan Baki, "Tarih yazılıyor. Aydınlık, Batı özentili devrim değil, İslam davası devrimidir bu" ifadelerini kullandı.
Baki, hem AK Parti'li vatandaşlar, hem de muhalif kesimlerin ortak tepkileri üzerine istifa etti.
Bu arada Hasan Baki hakkında savcılıkça ’Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek’ suçundan soruşturma açıldı.
MUSTAFA KEMAL HAKKINDA YENİ BİLGİLER ORTAYA ÇIKTI
Bu gelişme üzerine, Atatürk'ün geçmişine ışık tutan yeni bilgiler ortaya çıktı.
Sabah gazetesi yazarı tarihçi Prof. Erhan Afyoncu köşesinde o belgeleri ilk kez Türkiye kamuoyuna aktardı.
Afyoncu, belgelerin, Atatürk'ün soyunun 18. yüzyıla kadar indiğini gösterdiğini belirtti.
İşte o köşe yazısı:
- Atatürk’ün aile kayıtları ilk kez yayınlandı
Selanik’teki arşivlerde bulunup yeni yayınlanan belgeler Atatürk’ün soyuna ait kayıtlardan babasından kalan mirasa ve doğduğu evin nasıl satın alındığına kadar hiç bilmediğimiz bilgilere ulaşmamızı sağladı
Yunanlı tarihçinin 50 yıllık araştırması
Bazı çevreler senelerdir Atatürk'ün ailesine dair belge uydurup, iftiralar atarlar. Son yıllarda ortaya çıkan yeni belgeler bu kesimlere birer tokat gibi indi.
Ali Güler'in başta "Benim Ailem" olmak üzere Atatürk'e dair kitapları birçok yeni bilgiyi bize kazandırdı.
Mehmet Ali Öz'ün "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Soy Kütüğü" isimli eseri ise Ali Rıza Efendi'nin vefatının ardından eşi ve çocuklarına bağlanan aylıkların belgelerini ortaya çıkardı.
Selanik'teki Makedonya Devlet Arşivi'nde senelerce görevli olarak çalışan Vasilis Dimitriadis'in "Bir Evin Hikâyesi, Selânik'teki Mustafa Kemal Atatürk'ün Evi ve Ailesi Hakkında Türkçe ve Yunanca Belgeler" isimli Türk Tarih Kurumu yayınları arasında çıkan eseri ise ilk defa yayınlanan ve bilmediğimiz belgeleri ihtiva ediyor.YARIM ASIRDA HAZIRLANDI
Vasilis Dimitriadis, 1961'de Atatürk'ün doğduğu evle ilgili belge bulabilmek için Selanik'e gelen Türkiye'nin önemli tarihçilerinden rahmetli Faik Reşit Unat ile tanışınca, yıllarını bu konuda araştırma yapmaya harcamış. Sonunda da Atatürk'ün ailesi, doğduğu ev ve akrabaları hakkında birçok belgeye ulaşmış. Kitapta kullandığı belgeler Türk ve Yunan tapu kayıtları ve mahkeme belgeleri olduğu için son derece sağlam ve güvenilir vesikalar.
Kitapta yıllarca süren araştırmanın sonucunda bulunan 80'den fazla Osmanlı Türkçesi ve 16 Yunanca belge kullanılmış. 2010'da yayınlanmak üzere TTK'ya gönderilen kitabın neşri bir türlü gerçekleşmeyince 2013'te bu işi üstlenen Levent Kayapınar'ın çabalarıyla eser yayınlanabildi.
MUSTAFA İSMİ NİÇİN KONDU?
Atatürk'ün Kemal isminin okuldaki öğretmeni tarafından verildiğini biliyoruz. Ancak asıl ismi olan "Mustafa"nın niçin verildiği şimdiye kadar bilinmiyordu. Aileler eskiden çocuklarına genelde kendi anne ve babaları ile daha büyük atalarının isimlerini koyarlardı. Atatürk'ün dedesinin ismi Ahmed'di. Ancak ağabeylerinden birine bu isim verilmişti. Ali Rıza Efendi oğluna dedesinin ismi olan Mustafa'yı vermiştir. İlk defa bu kitapta yayınlanan belgeler ışığında Atatürk'ün dedesinin Mustafa olduğunu öğreniyoruz ve Atatürk'ün soyu 18. yüzyıla kadar iniyor.
Atatürk'ün dedeleri Manastır'daki Kocacık Köyü'nden gelip Selanik'e yerleşmiştir.
Yapılacak yeni araştırmalarla daha eski tarihlere ulaşılabilir.
Atatürk'ün anne tarafından ise dedesi Feyzullah Efendi, dedesinin babası İbrahim Efendi, dedesinin dedesi ise Molla Hasan Efendi'dir. Kitapta hem anne hem de baba tarafından akrabaları hakkında geniş bilgi mevcut.
Anneannesi Ayşe hanımın 1899'da Atatürk'ün Harp Okulu'na girdiği yıl vefat ettiğini bu eserden öğreniyoruz.
Yine Atatürk'ün teyzesi Fatma Molla'nın kocası Ali oğlu Abdullah'ın ailesi hakkında geniş malumat elde ediyoruz. Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi'nin birçok kitapta anlatıldığı gibi kerestecilikle uğraştığı eserdeki vesikalarla belgeleniyor.
Ali Rıza Efendi'nin mirası
Kitabın en kıymetli belgelerinden birisi Ali Rıza Efendi'nin terekesi. Ali Rıza Efendi 23 Mayıs 1886'da öldüğünde arkasında miras olarak şunları bırakmıştı:
1- Koca Kasım Paşa Mahallesi'nde 35.010 kuruş değerinde bir ev.
2- 45 kuruş değerinde softan bir ceket, bir yelek.
3- 20 kuruş değerinde eski bir pantolon.
4- 40 kuruş değerinde 1 palto.
5- 20 kuruş değerinde 1 sandık.
6- 5 kuruş değerinde Lugat-i Osmanî.
7- 10 kuruş değerinde Muhammed Nuri Şemseddin Nakşibendi'nin Miftahü'l-Kulub (Kalplerin Anahtarı) adlı kitabı.
8- 5 kuruş değerinde 4 parça evrak Ali Rıza Efendi, 23 Mayıs 1886'da vefat etmiş, mirası 13 Nisan 1887 tarihinde mahkeme tarafından kayıt altına alınmıştır. Mirası 35.010 kuruşluk bir ev, 145 kuruşluk eşya ve iki kitaptır.
Nuri Efendi isimli birisine ise 28.800 akçe borcu vardır. Ali Rıza Efendi'nin defnine 500 kuruş harcanır.
28.800 kuruşluk borç için karşılık ayrılır. 553 kuruş dellaliye masrafına, 139,5 kuruş ise vergiye ayrılır. Zübeyde Hanım'a 751 kuruş mihr bedeli ayrılır. Geriye kalan 4.410 kuruştan 551 kuruş eşi Zübeyde'ye, 1.929 kuruş oğlu Mustafa'ya, 964'er kuruş kızları Makbule ve Naciye verilir.
Atatürk'ün dedesinin isminin Mustafa olduğunu gösteren belge.
- Selanik’teki pembe ev
Selanik Belediyesi 1933'te Atatürk'ün doğduğu evi satın alarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna hediye etmeye karar vermiştir.
Ancak hem Türkiye'de hem de Yunanistan'da Atatürk'ün bu evde doğmadığı veya doğsa bile bu evin babasının olmadığı kiralık bir ev olduğu yönünde belgelere dayanmayan iddialar senelerden beri ortaya atılmıştır. Dimitriadis'in eseri Türk tarihinin en büyük kahramanlarından biri olan devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Selanik'te 1881'de doğduğu Pembe Ev'le ilgili çok teferruatlı bilgileri ortaya çıkardı.
Pembe Ev'le ilgili ilk kayıt Eylül 1875 tarihlidir. Bu kayıt evin 1875'ten önce yaptırıldığını ortaya çıkarıyor. Hatice Zarife Hanım Aralık 1877'de evin 52/72 hissesini 9.600 kuruşa Ali Rıza Efendi'ye satar. Evin geriye kalan hissesi olan 20/72'sini ise 1878 Mart'ında Zübeyde Hanım 3.900 kuruşa satın alır. Böylece Koca Kasım Paşa Mahallesi Muhtar Sokak numara 38'de bulunan dokuz oda bir mutfaktan oluşan evin tamamı Atatürk'ün ailesinin olur. Mustafa Kemal de ailenin dördüncü çocuğu olarak 1881'de bu evde dünyaya gelir.
Ali Rıza Efendi, Atatürk'ün doğduğu evin yanına beş odalı yeni bir ev yaptırır. Ancak kısa bir süre sonra 23 Mayıs 1886'da vefat eder. Mirası eşi Zübeyde, oğlu Mustafa ile kızları Makbule ve Naciye arasında paylaştırılır.
Ali Rıza Efendi'nin ölümünden sonra Zübeyde Hanım kocasından alacaklı olduğunu iddia eden Nuri Efendi'yle mahkemede hesaplaşmak zorunda kalmıştır. Nuri Efendi, 1884'te Ali Rıza Efendi'ye 30 bin kuruş borç verdiğini, ancak sadece 1.200 kuruş alabildiğini iddia etmiştir.
Evin satılarak alacağının karşılanmasını istemiştir. Zübeyde Hanım, borcu ödediğini ispat edince 17 Ocak 1888 tarihli mahkeme kararıyla ev satılmaktan kurtulur.
Ali Rıza Efendi öldüğünde üç çocukla dul kalan Zübeyde Hanım eşinin vefatından bir süre sonra kardeşi Hüseyin Ağa'nın yönettiği Lankaza'daki çiftliğe gidip, evini kiraya vermiştir. Ancak kiracıların sekiz aylık kirayı ödememeleri üzerine yine mahkeme kapılarına gider ve mahkemeden kiranın ödenmesi yönünde karar çıkartır. Bu arada ikinci evi de satmıştır.
1899'da annesi Ayşe Hanım'ın vefatı üzerine Selanik'te Ahmed Subaşı Mahallesi Papaz Ahmed Çeşmesi'ndeki 3.000 kuruş değerindeki evi kızları Zübeyde ve Fatma hanımlara miras olarak kalır. Ayrıca anneanneleri Emine Molla'dan da Muid Alaeddin Mahallesi Acı Çeşme Sokağı'nda bulunan 12 bin kuruşluk bir ev daha miras olarak iki kız kardeşe kalmıştır. Atatürk dayısının çiftliğinden döndükten sonra bir müddet anneannesinin evinde yaşamıştır.
Bu ev bugün ayakta değildir. Kitapta Atatürk'ün Selanik'teki mülkleriyle ilgili bilgi de mevcut. Atatürk Şubat 1908'de teyzesinin Koca Kasım Paşa Mahalesi'nde bulunan iki evinin dörtte üç hissesini satın almış.
Selanik'in kaderi Balkan Savaşı'yla değişmiştir. 1912'de Yunanlılar'ın eline geçen şehirdeki Türkler'in önemli bir kısmı Selanik'i terk ederler. Zübeyde Hanım da Selanik'i terk ederek İstanbul'a taşınır. Türkler'in mülklerine Yunanistan tarafından el konulur. Pembe Ev, 1936'da Selanik Belediyesi tarafından satın alınıp, Atatürk'e hediye edilir.
1953 yılında ise ev özgün haline getirilip, içine eşya konularak Atatürk Müzesi olarak ziyarete açılır.