"Bu işi yöneten Türk işadamı Osman Hamdi Bey'in "..........." adlı tablosuna sahip olan kişiydi"

Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler "İhanetin tablosu"nu yazdı. Ortalarda görünmeyen Rıza Sarraf ile ilgili kararın 17 Aralık'ta verileceğini belirten Diler, bunun bile tek başına işin arkasında kimlerin olduğunu gösterdiğini belirtti. Ortadoğu'da son dönemde yaşananları Katar ve Suudi Arabistan'ı Türkiye'den koparma hamleleri olarak niteleyen ve tezgahın şifrelerini anlatan Diler, 15 Temmuz'un finansmanı ile ilgili müthiş bir iddiayı gündeme getiriyor. Darbe girişiminin tüm parasının ABD'den bazı işadamlarına kredi olarak geldiğini dile getiren Ergün Diler, "Bu işi yöneten Türk işadamı ise Osman Hamdi Bey'in "..........." adlı tablosuna sahip olan kişiydi. Bu tablo, son 20 yıl içinde 4-5 kez el değiştirdi. Tablo kimdeyse, Amerika'nın Ankara Büyükelçisi'nin Türkiye'deki eş büyükelçisi de odur." dedi...

Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler'in "İhanetin tablosu" başlıklı yazısı şöyle;
İhanetin tablosu
İçeride medyaya bakınca TERSTEN VURUŞLARLA gelindiğini görüyorum.
Bazı televizyonlar RIZA SARRAF DOSYASI üzerinden savunma amaçlı saldırıya geçmiş durumdalar! Yani Türkiye'nin yanında gibi görünüp karşı tarafın hanesine işlenecek hareketler yapıyorlar. Ortada garip bir var!
Çok uzaklardan başlıyor, İstanbul'a kadar ilerliyor. Emir-komuta nasıl, bilemiyorum! Ama sistematik bir hareket tarzı ile karşı karşıya olduğumuz kesin. Rıza Sarraf olayına da böyle bakın! Amaç Türkiye içinde operasyon yapmak ve sonuç almak.
DOSYALARDA kim var kim yok, bilmiyoruz.
Nasıl iddialarla gelecekler, bilmiyoruz. Ama bir şeyi biliyoruz! Bu davanın kararı 17 ARALIK'ta verilecek! Zaten bu da arkadaki aklın kim olduğuna ilişkin önemli ipuçları vermekte... Buradaki operasyon ABD'ye taşındı ve oradan sonuç almak için gelecekler... Bu kez sadece polisiye ataklarla değil! Ekonomik enstrümanları çok fazla kullanarak! Büyük ihtimal arkadan da terör gelecektir... Bunlar benim yorumum! Bir de başkalarının yorumu var...
Açalım biraz isterseniz...
Daha önce de manşetlere taşınmış olan Hudson Enstitüsü, 23 Ekim'de Washington'da bir konferans organize etti...
Toplantıya katılanlar ABD'nin dış politika konusunda en önemli isimleriydi. Her zaman her yerde konuşacak kişiler değildi.
CIA eski Direktörü Leon Panetta ve David Petraeus ile Trump'ın akıl hocası Steve Bannon... Bu 3 özel ismi bir araya getirmek çok ciddi bir iştir. Önemli bir masa kuruldu ve merkezinde TÜRKİYE'nin olduğu düşünceler, planlar havada uçuştu!
Leon Panetta ve David Petraeus, aynı dili kullandı. Katar'ın çok güçlü bir ülke olduğunu, birlikte hareket ettiği Türkiye'ye de büyük güç kazandırdığını anlattılar. Panetta ve Petraeus Katar'a operasyon yapılmasının önemine dikkat çekerken Türkiye'nin de boş bırakılmaması konusunda uyarılar yaptılar. Panetta ve Petraeus, hala CIA'de ve Pentagon'da saygı görür.
Fikirleri güçlüdür ve dikkate alınır.
Panetta ve Petraeus, Ekim ayının ilk günlerinde Pentagon'a davet edildi.
Kimselerin bilmediği bu davette, "Türkiye'nin bölgedeki etkinliğinin azaltılması için ne gibi adımların atılması gerekir?" diye soruldu.
Petraeus, "Türkiye, Ortadoğu'nun Müslüman yapısı nedeniyle her zaman etkindir. Bunu biliyoruz. Türkiye'yi Müslüman ülkeler arasından dışarıya atacak adımlar gerekiyor. Arabistan ve Katar burada çok önemli. Türkiye, Katar'la tahmin edilemeyen boyutlarda bir yakınlık içinde. Eğer Türkiye Katar'la ilişkilerini sıcak tutmaya devam ederse, bu bizim için büyük bir sorun olur.
Katar'ı köşeye sıkıştırıp, Türkiye'den uzaklaştırmalıyız. Çünkü Türkiye'ye, "Katar'dan uzak durun" şeklinde bir baskı yapmamız imkansız.
Ancak Katar'a bu uygulanabilir.
Arabistan ise, Türkiye'den kopma işaretleri vermekte.
Türkiye ile yakın ilişkiler içinde olan bazı prensler var. Bunları oyun dışına ittiğimiz anda, Türkiye Arabistan'dan kopacaktır" dedi.
Ne zaman?
EKİM ayının ilk günlerinde...
Panetta da aynı ifadeleri kullandı:
"Türkiye'yi bölgede etkisiz hale getirmek istiyorsanız, Suudi Arabistan Kralı Selman'la arasını açmalısınız.
Ancak Selman, Türkiye için olumsuz bir görüşe sahip değil. Katar operasyonu bu nedenle iyi oldu. Arabistan ve Türkiye karşı karşıya geldi. Suud ailesinde Türkiye ile ilişkileri güçlendirmek isteyenler bloke edilmeli. Veliaht Prens Muhammed bin Nayif, ABD ile yakın ilişkiler içinde gibi görünse de gerçek böyle değil.
Türkiye ile Suudi Arabistan'ı daha da yakınlaştırmak istiyor.
Onun görevden alınması bizim için çok önemli. Bununla birlikte Suud ailesinde bize karşı duran bazı isimlerin servetlerine el konulmalı..." İki önemli isim bunları söyledi...
EKİM ayının başlarında...
Yaklaşık 1 ay sonra da Suudi Arabistan'da prenslere operasyon yapıldı.
Şimdi Türkiye, Arabistan'la artık ortak bir noktada buluşamaz. Katar konusunda da baskıların artacağı döneme girildi.
Katar'ın uluslararası para transferlerinde ambargonun yaşanacağı dönem başladı ya da başlamak üzere... Amaç Katar'ı düşünmeye itmek!
Ancak Katar'ı köşeye sıkıştırmak isterken pençe de yiyebilirsiniz. ABD bunun farkında ve o nedenle adımlarını Körfez ülkeleri üzerinden atıyor.
Panetta, YPG operasyonundan önce Türkiye'ye ekonomik yaptırımların daha uygun seçenek olduğunu düşünüyor. ABD de hem Petraeus'un hem de Panetta'nın açıklamalarını dikkate alıyor. Trump'ı yönlendiren Bannon ise artık uzakta gibi görünse de fikirleri hala geçerli. Türkiye'nin tehlikeli olduğundan söz ediyor. Zaten kim ABD çıkarlarının karşısındaysa o tehlikelidir! Bunu bilmeyen yok sanırım... İran ve Katar'la ilgili açıklamaları Petraeus ve Panetta ile kopya gibi. Bannon, silahın gücüyle çok daha aktif olunacağı fikrini benimsediği için Türkiye'ye operasyonun YPG üzerinden yapılmasını istiyor. Çünkü YPG ile başlayacak kaosun bölgede İran'ı da zor durumda bırakacağına inanıyor. YPG'nin Türkiye'den sonra ikinci hedefi Bağdat merkez olacak.
ABD, Mesut Barzani'ye referandumu yaptırarak Bağdat'ın gücünü test etti.
Korkak bir atak sergileyen Bağdat, Peşmerge ile birleşecek olan YPG'nin saldırıları karşısında etkisiz kalacak.
Ağır kayıplar veren Bağdat merkez de İngiltere ekseninden çıkıp İran'ı pas geçerek ABD'ye yakınlaşmaya başlayacak. Eldeki verilerle vardıkları sonuç bu!
Planları da bu!
Referandum planı yüzde 1000, hatta yüzde 10000 başarılı bir şekilde ilerliyor.
Amaçları hem KUZEY'leri birleştirmek hem Türkiye'nin bu oluşuma karşı çıkışını budamaktı! Bunu yaptıklarına inanıyorlar.
Hem de büyük başarıyla...
Konuştukları bu! Zaman her şeyi gösterecektir... Unutmayın burası ORTADOĞU...
24 saat bazen bir ömür gibidir. Çok uzundur!
Neyse...
Daha önce de defalarca yazdım.
ABD, Türkiye'ye ekonomik bir darbe ile çullanmak istiyor. Eğer bunda sonuç alınamazsa doğrudan saldırı planına başvuracaklar. Bu da bölgede büyük kayıplara neden olur. Çünkü ekonomik yaptırımların çok ama çok etkili olması gerekiyor ki YPG saldırılarından sonuç alınabilsin! Yani PARA ve SİLAHI bize karşı kullanacaklar. Niyetleri, planları bu!
GLADYO'nun bütün planları ile hareket geçme kararı verdiler!
YALNIZ!
Erdoğan'ın bölgede bazı bilinmeyen adımları var. Washington bu konuda bir hayli rahatsız. Çünkü Erdoğan, bölge için hala çok güçlü bir figür. ABD'nin Erdoğan'a karşı hayata geçirdiği ani atakların yüzde 20'sini uyguladığı birçok lider şu anda siyaset yapamıyor. Ancak Erdoğan hala güçlü ve hala çok etkin. Ve giderek de güçleniyor! Güçlenecek de!
Geçmişte birkaç milyar dolarla Türkiye'de iktidarları değiştiren ABD, 100 milyar dolara yakın para kaybetmesine rağmen hala Erdoğan'sız bir TÜRKİYE fotoğrafına ulaşamadı.
Attıkları her adımda karşılarına ERDOĞAN dikildi! Kaçamadılar! Kaçsalar da yakalandılar! 15 Temmuz darbe girişiminin tüm parası, ABD ile yakın ilişkiler içinde olan işadamları tarafından sağlandı. Bu para o işadamlarına Amerikan kredisi olarak verildi.
Bu işi yöneten Türk işadamı ise Osman Hamdi Bey'in "..........." adlı tablosuna sahip olan kişiydi. Bu tablo, son 20 yıl içinde 4-5 kez el değiştirdi. Tablo kimdeyse, Amerika'nın Ankara Büyükelçisi'nin Türkiye'deki eş büyükelçisi de odur.
PARA ve SİLAHLA geleceklerini yazıyorum. Bilelim diye... Sonuç alacakları yok. Alamazlar da... Ama karşımızdakilerin ne yaptığının bilinmesi gerekiyor! Uyanık olmamız gereken zaman diliminden geçiyoruz...

NOT: BBC, Rakka'da ABD'nin YPG ve DEAŞ ile ortaklığını meydana çıkardı. Büyük, hem de çok büyük haberdi!
Ancak DÜNYA MEDYASI buna sessiz kaldı! Garip değil mi? Rothschild ailesi neden yayınlara izin vermedi? Bilen var mı?

GÜNÜN VİDEOSU

Zalim ordusu saldırıyor! İsrail Gazze'de “Güvenli Bölge” ilan edilen çadırları vurdu

Gazze’nin Han Yunus şehrinde, İsrail işgal güçleri sivillerin sığındığı çadırları hedef aldı. Bombardımanda çok sayıda masum sivil hayatını kaybederken, yaralıların durumu kritik.