"Bu işin sonu Trump'ı görevden almaya gidebilir"
Akademisyen İktisatçı Prof. Dr. Kaya Ardıç, Türkiye başta olmak üzere birçok ülkeye yönelik ticari savaş başlatan ABD Başkanı Donald Trump'ın kendi sonunu hazırladığını söyledi. SuperHaber'den Hülya Okur'a konuşan Ardıç, "Amerika'nın içinde de bazı kurallar ve kurumlar var, onlar da devreye girip uyarılarını yapıyor. Bu işin sonu görevden almaya bile gidebilir." dedi...
SuperHaber röportaj editörü Hülya Okur, kur operasyonu ile ilgili gündemin nabzını uzman konuklarıyla tutmaya devam ediyor.
Hülya Okur'un sorularını yanıtlayan İktisatçı, Akademisyen Prof. Dr. Kaya Ardıç yaşanan krizle ilgili önemli tespitlerde bulundu.
"Bizi dolar üzerinden vurmak istiyorlar. Bunu kişiselleştirmemek, rövanşist bir tavırla ele almamak lazım." diyen Ardıç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Mütekabiliyet esaslarına göre tepki göstermiyoruz, biz gerekeni yapacağız, a, b, c planlarımız var" sözlerinin yerinde açıklamalar olduğunu ifade etti.
İşin sırrının, sihirli sözcük olan güvende yattığını belirten Ardıç, güven sağlamanın ise çok zor elde edilen bir şey olduğunu söyledi.
Ardıç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın speküle edilmeye çalışılan B ve C planları içinse "B ve C planları bir tehdit değil; BDDK, Merkez Bankası, SPK gibi bir takım kurumlar üzerinden olacaktır." dedi.
Merkez Bankası'nın rezervinin spekülasyonu önlemeye yetebileceğini söyleyen Prof. Dr. Ardıç, Trump'ı sağı solu belli olmayan saatli bir bombaya benzetti. Ancak ticaret savaşlarını tetikleyen Trump'ı asıl tehlikenin ülkesinde beklediğini ifade eden Ardıç, "Amerika'nın içinde de bazı kurallar ve kurumlar var, onlar da devreye girip uyarılarını yapıyor. Bu işin sonu görevden almaya bile gidebilir." dedi.
“ESAS SORUN TÜRK EKONOMİSİNİN KIRILGANLIĞI”
“BERAT ALBAYRAK, GENÇ VE DİNAMİK”
“BÜTÜN MESELE TÜRK EKONOMİSİNE GÜVEN”
Dün Türkiye yatmaya hazırlanırken Asya borsalarında Dolar Türk Lirası karşısında 7.20'lere yükseldi. Türkiye'de piyasalar açılmamışken, haftanın ilk iş günü öncesindeki bu hareketlenme "Su uyur düşman uyumazın" bir göstergesi mi?
Dış İlişkiler konusunda düşmanca bir tavır gözlense bile, diplomatik açıdan buna “düşmanca” sıfatını vermek doğru değil. Çünkü esas sorun, bizim Türk ekonomisinin temel makro ekonomik dengelerindeki zafiyet, kırılganlığı. Farzedelim ki Almanya ile Amerika’nın aralarında ekonomik çatışma olsaydı, Trump Almanya ekonomisine karşı yaptırımlar uygulasaydı Almanya ekonomisi bizimki kadar sarsılmazdı. Bu yaptırımlardan kaynaklanan; sıradışı, anormal, ekonominin temelleri ile alakası olmayan aşırı yükselme var. Bizi dolar üzerinden vurmak istiyorlar. İstediklerini (Papaz konusu) yaptırmak istiyorlar. Burada dış güçler konusunda daha diplomatik davranmak gerekiyor. Bunu kişiselleştirmemek, rövanşist bir tavırla ele almamak lazım. O bakımdan Cumhurbaşkanımız gayet güzel söyledi: Mütekabiliyet esaslarına göre tepki göstermiyoruz, biz gerekeni yapacağız, a, b, c planlarımız var, dedi. Bütün mesele Türk ekonomisine olan güven. İçerideki ve dışarıdaki yatırımcıların Türk ekonomisine duyduğu güven. Onun için Türkiye olarak her şeyden önce güven arttırıcı bir tavır ve tutum içerisinde olmalıyız.
Sayın Albayrak, genç, dinamik bir insan. Var gücüyle, sabaha karşı 02:00’lerde bile devreye girip bir şeyler yapmaya çalışıyor. Benim bir akademisyen iktisatçı olarak, burada gördüğüm, sadece ‘gerekli önlemler alınacaktır ve aksiyon planlarımız var’ demek yerine bunların ne olduğunu, içeriğini söylemek lazım. Önlem ve araçlar içeriği dolu bir şekilde belirtilirse güven arttırıcı bir etkisi olur. Şu anda piyasalarda bir panik havası var, Merkez Bankası'nın aldığı önlemler (zorunlu karşılıkları düşürücü, bankaları rahatlatıcı) gayet doğru önlemler. Keşke daha önce yapsaydı, proaktif olsaydı ama geç de olsa olumlu. Ama bunların beklenen etkisinin olabilmesi için, sadece -cek, -cak şeklinde hedef koyacak, niyet belirtecek şekilde değil de, bu önlemlerin içeriğini de ortaya koymalı.
“SİHİRLİ SÖZCÜK: GÜVEN”
BDDK, bankaların SWAP işlemlerine sınırlama getirdi. Bu önlem krizin ateşini söndürmeye yeterli mi?
SWAP işlemlerine konulan sınırlama yetmeyecek gibi duruyor. Yetebilir ama güven uyandırılmışsa. İşin sırrı, sihirli sözcük: güven. Güven de kolay değil, zor elde edilen bir şey. Türk ekonomisinde her şeyden önce bu güvenin oluşturulması gerekir. Ekonominin dışında; hukukun üstünlüğü ve demokratik önlemlerin devreye girmesiyle dışarıya karşı olumlu imaj vererek olur.
“B VE C PLANI BİR TEHDİT DEĞİL”
“B VE C PLANI BİR TAKIM KURUMLAR ÜZERİNDEN OLACAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan B ve C planlarımızı devreye sokarız derken BDDK ve MB'nin hamlelerini kastetmiş olabilir mi? Güven perspektifinde ne tür tedbirler, karşı ataklar yapılabilir?
Ssayın Cumhurbaşkanımızın B ve C planı dediği bir tehdit anlamında değil ama bu sadece bizim görevimiz değil söz konusu ülke ise tüccarının da, sanayicisinin de elini taşın altına koyması ve gereken sorumlulukları yerine getirmesi gerekir, anlamında söyledi. Türk sanayi ve tüccarları ile hepimiz aynı gemi içerisindeyiz, onlar da gereken özveriyi göstereceklerdir diye düşünüyorum. B ve C planları; BDDK, Merkez Bankası, SPK gibi bir takım kurumlar üzerinden olacaktır. Sayın cumhurbaşkanı onlara gerekli talimatı vererek B planı da uygulayabilir ama bugün için döviz mevduat hesaplarına el konulacak veya TL karşılığı olarak dönüştürülmeyeceğinin söylenmesi önemli.
“MERKEZ BANKASI'NIN REZERVİ SPEKÜLASYONU ÖNLEMEYE YETEBİLİR”
Merkez bankasından 50 milyar dolarlık döviz depo limitini artırma sinyali verdi. Türk lirası işlemleri için kullanabilecekleri teminat döviz depo limitleri 7,2 milyar Euro seviyesinden 20 milyar Euro’ya çıkarıldı... Bunlar spekülatif ve manipülatif hareketleri önlemeye yeter mi?
Yetebilir ama şöyle Merkez Bankası'nın altın hariç net rezervi: 30 milyar dolar. Dolayısıyla neti 30 milyar dolar olan bir rezerv ile 50 milyar Euro'luk bir kullanım olanağından söz etmek, piyasalara pek inandırıcı gelmeyebilir. Burada daha gerçekçi, somut, net bir söylem gerekir. En azından 30 milyar dolar denseydi daha inandırıcı olurdu.
“TRUMP’IN DURUMU ‘GÖREVDEN ALMAYA’ KADAR GİDEBİLİR”
Trump’a ülkesinden sert sözler yükselmeye başladı… New York Times gazetesi Trump'ın gümrük vergilerine ilişkin aldığı kararların, Dünya Ticaret Örgütü'nde yeni bir krize kapı açtığını yazdı. DTÖ'nün eski Genel Direktör Yardımcısı ve Ulusal Dış Ticaret Konseyi Başkanı Rufus Yerxa da "Eğer ABD, ulusal güvenlik çıkarları için istediğini yapabileceğini söyleyerek DTÖ sisteminin kurallarını yeniden yazarsa, dünyadaki her ülkenin en kritik ulusal güvenlik çıkarının ne olduğuna dair yeni bir tanımla gelmesine hazırlı olmak gerekir" dedi. Bu ABD'deki büyük krizin işaretleri mi, sonuçları hem ABD açısından, hem Türkiye açısından ne olur?
Trump, sağı solu belli olmayan, saatli bomba gibi bir başkan. Son derece tutarsız, ben yaptım oldu şeklinde davranan, Amerika'nın ulusal çıkarlarını gözetmeyen, tutarlı olmayan bir tavır içerisinde. Bunu daha önce Kuzey Kore krizinde de gördük, Çin ile tartışmaları sırasında da gördük. Bu ticaret savaşlarını tetikledi. Ama bir defa Dünya Ticaret Örgütü'nün kurallarına ters düşüyor. Dünyanın en güçlü lideri de olsanız bu kadar keyfi ve tutarsız davranma hakkınız yok. Amerika'nın içinde de bazı kurallar ve kurumlar var, onlar da devreye girip uyarılarını yapıyor. Bu işin sonu görevden almaya bile gidebilir. Zaten Rusya'nın, 2016’daki Amerikan seçimleriyle ilgili yürüttüğü bir soruşturma Trump'ın eli de çok rahat değil aslında o da huzursuz bu durum Amerika'da bir krize sebep olur mu bilemem ama bize yol açtığı zararlar, olumsuz etkiler ortada. Ben bunun sürüp gideceğine inanmıyorum bir yerde normalleşip, olağan trendine dönecektir.
Hülya Okur-SuperHaber ÖZEL