Bugünkü Yunanistan Türk dostluğu için ağlıyordu…

Prof. Dr. Metin Hülagü

Prof. Dr. Metin Hülagü

Bugünkü Yunanistan yakın geçmişte mevcudiyetini muhafaza adına Türkiye Cumhuriyeti’nin adeta gölgesinde sığınmıştı.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk'ün ölüm haberi Yunanistan'da büyük bir üzüntüyle karşılanmıştı. Yunan Hükümeti, Türk-Yunan ittifakına ilişkin Atatürk'ün katı politikasını haleflerinin devam ettirip ettirmeyeceği konusunda derinden derine endişelere sahipti. Bu nedenle, Atatürk'e ve Türkiye Cumhuriyeti’ne Yunan sevgisini göstermek için mümkün olan her fırsattan yararlanılmış ve bu sevginin Türkiye'nin yeni yöneticileri tarafından karşılık bulduğunun bir göstergesi olarak kabul edilebilecek en küçük bir gelişme ve söz minnetle karşılanmıştı. Metaksas Atatürk’ün ölüm haberini alır almaz kamu binalarında bulunan bayrakların yarıya indirilmesini emretmiş ve ayrıca Türkiye Cumhurbaşkanı Bayar'a ve Balkan Antantı Başkanı sıfatıyla Türkiye Dışişleri Bakanı Uras'a Türk-Yunan ittifakının gerekliliğine de işaret eden taziye telgrafları göndermişti.

Metaksas’ın 12 Kasım 1938’de, Türkiye Başbakanı Sayın Celal Bayar'a göndermiş olduğu taziye telgrafında:

Kraliyet Hükümeti, Yunan halkı ve şahsım, dostumuz ve müttefikimiz Türkiye'yi acımasızca kahreden ulusal yasla kendimizi en acı duygularla bütünleştirmiş durumdayız. Tüm Yunanistan'ın ilgisi, en derin özdeşleşmenin tanıklığında asil dost ulusa müteveccihtir.

Yunanistan, şanlı şefin, yiğit askerin ve Türkiye'nin aydın, yeniden kurucusunun anısına saygılarını sunarken, Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk'ün Türk-Yunan İtilafının başlıca kurucusu olduğunu ve iki ülkeyi ortak bir barışçıl iş birliği idealinde birleştiren çözülmez dostluk bağlarını onun kurduğunu asla unutmayacaktır. Yunanistan, asil Türk ulusunun kaderini sonsuza dek belirleyen aziz merhumun yaşayan hatırasını sadakatle koruyacaktır

demekteydi.

Metaxas, Türk Dışişleri Bakanı Rüşdü Aras'a gönderdiği taziye telgrafında ise:

Dostu ve müttefiki Türkiye'yi yas tutmaya sevk eden acımasız kayıptan büyük üzüntü duyarak, Ekselanslarına Yunan halkının Kraliyet Hükümeti'nin ve şahsımın en derin suretteki duygudaşlığını ifade etmek istiyorum. Tüm Yunanistan'ın zihni doğal bir surette, yaşamakta olduğu acımasız imtihan dolayısıyla asil Türk milleti ile hemhâldır. Yunanistan, yaratıcı dehası Türkiye'yi yeniden inşa eden aziz merhumun hatırasını muhafaza edecektir. Yunan halkı, büyük şefin en asil samimiyetle inandığı Türk-Yunan İtilafının aydın kurucusuna saygılarını sunar. Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk iki ülkenin geleceği için sabit bir iş birliğini tesis ederek Türkiye ile Yunanistan'ı bu üzücü zamanda daha da yakınlaştıran bu değerli dostluğu oluşturdu

ifadelerine yere vermişti.

İsmet İnönü'nün cumhurbaşkanı olarak seçilmesi ve kabinenin yeniden düzenlenmesi Yunanistan ile Türkiye arasında telgraf mesajlarının daha fazla surette değişimini sağlamıştı. Yunanistan Başbakanı Türk hükümeti ve siyasilerine göndermiş olduğu gerek taziye gerekse tebrik telgraflarında oldukça cömert bir surette "Kıymetli Türk-Yunan dostluğu" vurgusunda bulunmuştu.

Yunan Başbakanı Metaksas, İsmet İnönü'nün Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı görevine seçilmesi üzerine göndermiş olduğu tebrik telgrafında:

… Ülkelerimizin yakınlaşmasına ve bu tarihi anda Türkiye ile Yunanistan'ı her zamankinden daha fazla birleştiren değerli Türk-Yunan dostluğunun ortak barışçıl bir iş birliği idealinin gelişmesine çok güçlü bir şekilde katkıda bulunan seçkin devlet adamını, Yunanistan'ın denenmiş dostunu selamlıyorum.

demekteydi.

Yunanistan, Atatürk’ün cenaze törenine oldukça kalabalık bir heyet ile iştirak etmişti. Askeri müfreze göndermiş, ayrıca deniz gücü olarak HYDRA adlı destroyerini cenazenin Ankara’ya nakli sırasında hazır bulundurmuştu. Yunan heyetinin başkanlığını ise Metaxas yapmıştı.

Ankara'da bulunduğu süre boyunca Metaksas cenaze törenine katılmasının yanı sıra Türkiye Cumhurbaşkanı, Başbakan ve yeni Dışişleri Bakanıyla bölgesel güvenlik esaslı çeşitli görüşmeler yapmıştı. Zira o günlerde Yunanistan’ın, başta İtalya olmak üzere, bölgesel güçlerin tecavüzüne uğrama endişesi bulunmaktaydı.

Şükrü Saraçoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı görevine atanması Yunanistan tarafından T. Rüştü Aras'ın takip ettiği dış politika prensiplerinden sapmanın ön habercisi olarak değerlendirilmişti. İnönü-Saraçoğlu kombinasyonunun Türk-Yunan iş birliğinin tesisinde Atatürk-Aras yaklaşımından çok daha zayıf bir temele bağlı olduğu varsayımı Yunanistan’ı ulusal birliği ve bağımsızlığı açısından fazlası ile güvenlik endişesi duymaya sevk etmişti.

Diğer taraftan Selanik'te, Yunanistan’a dönüş yolculuğu sırasında Metaksas de şu açıklamada bulunmuştu:

Beni Ankara'ya götüren ve tüm Yunan halkının paylaştığı üzücü durum bir yana, başta yeni Cumhurbaşkanı Sayın İsmet İnönü olmak üzere Türkiye'nin liderlerini görme fırsatım oldu. Sizi temin ederim ki iki ülke arasındaki ilişkiler mükemmeldir. Sıkı bir şekilde birleşmiş -daha doğrusu, ayrılmaz bir biçimde birleşmiş- iki ulus tarihsel seyirlerini birlikte devam ettirmektedirler.

Muhakkak ki Metaksas ile Türk Hükümet yetkilileri arasında gerçeklemiş olan Ankara görüşmeleri klişeleşmiş suretteki fikir alışverişinden daha fazlasını içeriyordu. Bu noktada Metaksas'ın Ankara'dan dönüşünün ikinci günü akşamı, 26 Kasım'da, dış ilişkilere dair basına açıklamalarda bulunması oldukça anlamlıydı.

 

 

Diğer Yazıları