Sibirya, yüzölçümü bakımından Rusya'nın ardından ikinci sırada yer alan Kanada'nın toplam alanından daha büyük bir coğrafyaya yayılmakta. Tarihi Sibirya bölgesinin yanı sıra Ural Dağları'ndan Pasifik Okyanusu'na kadar yayılan geniş araziyi kapsayan günümüz Sibirya toprakları toplamda 13 milyon kilometrekarelik bir alana yayılmış durumda. Diğer bir kıyaslamayla Sibirya tek başına tüm Avrupa kıtasından daha geniş bir coğrafyayı teşkil etmekte.
Burası tarih kaynaklarında bahsi geçen Türklerin ilk yurdu!
Ural Dağları'ndan neredeyse Pasifik Okyanusu'na kadar uzanan geniş bir coğrafyayı kapsayan Sibirya, Türklerin tarih sahnesine ilk çıktığı coğrafya olarak da biliniyor. Zengin yer altı kaynakları sayesinde günümüzde Rusya ekonomisinde büyük öneme sahip olan Sibirya, 13 milyon kilometrekarelik bir alanı kapsamaktadır. Dünyada en çetin kış koşullarının hüküm sürdüğü bölgelerden biri olan Sibirya, doğal güzellikleriyle de büyüleyici bir görselliği sahip.
Tarihsel olarak Baykal Gölü ve etrafındaki toprakları kapsayan Sibirya, Türklerin ilk yaşadıkları coğrafya olarak bilinmekte. Bu bölge, Çin kaynaklarında ve çeşitli bilimsel araştırmalarda Türklerin atalarının yaşadığı ormanlık alanlar olarak bilinmekte. İlk Türkler, bu coğrafyadan Çin, Orta Asya ve Avrupa'nın içlerine doğru tarih boyunca yayılmıştır.
Günümüzde 30 milyon civarında insanın yaşadığı Sibirya'nın en önemli kenti Novosibirsk'tir. Obi Nehri kıyısında yer alan Novosibirsk, Rusya'nın Moskova ve St. Petersburg'dan sonra en kalabalık üçüncü kenti konumundadır. Şehir merkezinin nüfusu yaklaşık iki milyondur.
1893 yılında kurulan Novosibirsk, Trans-Sibirya tren yolunun da önemli duraklarından biridir. Ortalama sıcaklığın sıfır dereceyi pek aşmadığı Novosibirsk'te uzun geçen kış döneminde hava sıcaklıkları eksi 40 dereceleri görüyor. Hatta bu dereceler kimi zaman daha da soğuk seviyelere de inmektedir.