Burhanettin Duran: Gücümüzü konsolide ederek reformları hayata geçirmeliyiz

Prof. Dr. Ali Köse’nin moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Hafızanda Ne Var?/Harbi Konuşmalar” programına katılan SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, Türkiye’nin 15 Temmuz’dan sonra dış politikada güç kazandığını ancak bu gücün konsolide edilemediğini ifade etti. Duran “Önümüzdeki dönemin ana hamlesi gücümüzü konsolide etmek ve reformlarla yeni sayfalar açmaktır” dedi.

15 Temmuz Derneği ve Marmara Üniversitesi’nin birlikte düzenlediği, moderatörlüğünü Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Köse’nin yaptığı “Hafızanda Ne Var? / Harbi Konuşmalar” programı önceki gün yapıldı. Programa katılan SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran FETÖ’den 15 Temmuz’a, ABD seçimlerinden kongre baskınına, Yeni dünya düzeninden Türkiye’nin konumuna pek çok konuyu ele aldı.

FETÖ FARKLI YAPI VE İDEOLOJİLERE SIZMAYA DEVAM EDİYOR

2013-2016 yılları arasında FETÖ’nün adım adım nasıl bir suç örgütüne dönüştüğünü anlatan Duran, örgütün en başından beri orduyu ve devleti ele geçirmek üzerine kurgulandığını belirtti. Örgütte en dış halkada Ehl-i Sünnet anlayışının, merkezde ise kendisini peygamberliğe kadar götüren seçkin bir anlayışın hakim olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Burhanettin Duran “Bu totaliter yapı insanların kaderlerini belirlemesiyle, askeri ve istihbari örgütlenmesiyle diğer dini yapılardan ayrılıyor. En önemli farkları ise kendilerini seçilmiş olarak görmeleri ve başkalarının hakkını gaspetmeleridir” dedi.

FETÖ’nün renklendirme yöntemiyle pek çok farklı yapı ve ideolojinin içine sızmaya devam ettiğine dikkat çeken Duran “Benim bu gruba getirdiğim en büyük eleştiri dindar insanların en temel özelliği olan güvenilirlikten uzak olmalarıdır. Bu da durumu bir emniyet meselesi haline getirmektedir. Bu örgüt yalanı ve takiyeyyi bir karakter haline getirdiği için Türkiye’deki diğer dini yapılardan ayrışmaktadır” şeklinde konuştu.

O GECE BOĞAZA BAKIP “ÜLKEM BUNU HAK ETMİYOR” DEDİM

Prof. Dr. Burhanettin Duran 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını da anlattı. O akşam son T.C. Başbakanı Binali Yıldırım ile görüştüğünü ifade eden Duran sözlerine şu şekilde devam etti:

Fahrettin Altun’la Binali Beyin yanındaydık. Oradan çıkıp Anadolu yakasına evime geçtim. Köprünün kapatıldığını duyunca önce güvenlikle ilgili bir durum olduğunu düşündüm ama çok kısa sürede bunun bir darbe girişimi olabileceğini söyledim. Cumhurbaşkanımızın çağrısından sonra eşimle birlikte Kadıköy’deki evimizden çıkıp köprüye yürüdük. Köprüye yürürken kalabalığın içinden çok az bir kesim geri dönüyordu. Bize gitmememiz gerektiğini, insanların öldürüldüğünü söylüyorlardı. Fakat bizim gibi pek çok insan geri dönmedi. Köprüde barikata yakın yere kadar gittik. Uçaklar geçiyordu. Ateş sesleri geliyordu. Yerlere uzanarak korunmaya çalışıyorduk. Oradaki insanlar silahlara, şehitlere ragmen geri dönmediler. Sabah namazı olduğunda Boğaza baktığımda hissettiğim şey benim ülkem bun layık değil, bunu hak etmiyordu. Benim ülkemde böyle bir darbe olamaz diyordum. Hayatımdaki iki önemli şeyden birincisi 1999 yılındaki Marmara depremini Sakarya’da yaşamam, diğeri ise 15 Temmuz 2016’da köprüde yaşadıklarımdı. İlkinde bu milletin cömertliğine, ikincisinde ise cesaretine şahit oldum.

6 OCAK ABD İÇİN YENİ BİR 11 EYLÜL’DÜ

15 Temmuz’un Türkiye’nin dış politikasına önemli etkileri olduğunu belirten Prof. Dr. Burhanettin Duran, son yıllarda Türkiye’nin aldığı insiyatiflerin bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. 6 Ocak 2020’de ABD Kongresi’ne yapılan baskını da değerlendiren Duran “6 Ocak’ta bir kalkışmadan bahsettiler. Bu 15 Temmuz’la hiç kıyaslanmayacak bir olaydı. Ancak Amerikalılar açısından baktığımızda 11 Eylül kıvamında bir krizdi. 11 Eylül’de uçaklar ikiz kuleleri yıktığında saldıranlar Amerikalı değildi. Kongreyi basanlar ise beyaz Amerikalılardı. Bunun ciddi bir kriz olduğu açıktır. Sorumluluğu Trump’a yükleyerek sorunlar ortadan kalkmaz” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE REFORMLARLA YENİ SAYFALAR AÇMALI

Yeni ABD Başkanı Joe Biden’in işinin hiç kolay olmayacağının altını çizen Burhanettin Duran, demokrasi ittifakı için harekete geçileceğini ancak bunun liberal dünya düzenine dönüş şeklinde olmayacağını belirtti. Türkiye açısından denklemin ABD ile AB arasında kurulacak ilişkiyle bağlantılı olacağını vurgulayan Duran “Türkiye’nin demokrasiden uzaklaştığını daha yüksek perdeden seslendirecekler. Ama günün sonunda jeopolitik çıkarlar öne çıkacak. Belirsizliklerin ve büyük güçler arasında rekabetin hızlanacağı bir dünya geliyor diye düşünüyorum. Türkiye’nin reformlarla yeni sayfalar açarak buna hazırlık yapmasının doğru olduğu kanaatindeyim. Ancak reformlarla mücadeleyi sentezlememiz gerekecek. Çünkü Türkiye’nin konumunun ABD ve AB tarafından rahatlıkla kabul göreceğini düşünmüyorum. Türkiye’nin uluslararası gücü yükselmiştir ama konsolide olmamıştır. Önümüzdeki dönemin ana hamlesi bu gücü konsolide etmek olacaktır” dedi.

GÜNÜN VİDEOSU

Zalim ordusu saldırıyor! İsrail Gazze'de “Güvenli Bölge” ilan edilen çadırları vurdu

Gazze’nin Han Yunus şehrinde, İsrail işgal güçleri sivillerin sığındığı çadırları hedef aldı. Bombardımanda çok sayıda masum sivil hayatını kaybederken, yaralıların durumu kritik.