Canice katledilen Şebnem Şirin'in acılı annesi: Yavruma uyurken kıymış, ölümünü izlemiş!
Denizli'de erkek arkadaşı Furkan Zıbıncı tarafından bıçaklanarak öldürülen 26 yaşındaki Şebnem Şirin'in annesi olayın planlı gerçekleştiğini söyledi. Acılı anne Pervin Tokat, "Neyi, nasıl yapacağını düşünmüş. Telefonuna notlar yazmış, sonrası için güya kendisi de intihar edecekmiş. Yavruma uyurken kıymış. Evladımın acı içinde kıvranarak ölümünü izlemiş." dedi.
Olay, geçen yıl 27 Ekim günü saat 06.00 sıralarında, Kınıklı Mahallesi 6071 Sokak'ta meydana geldi. Furkan Zıbıncı, tartıştığı kız arkadaşı Şebnem Şirin’i mutfaktan aldığı bıçakla 11 yerinden bıçaklayıp, boğazını keserek öldürdü.
Olayın ardından polisin çalışmasıyla yakalanan Furkan Zıbıncı, tutuklandı. Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Furkan Zıbıncı hakkında 'beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
"MELEK KIZIM, HİÇ KİMSEYE KÖTÜLÜK ETMEDİ"
Evlat acısı yaşayan Pervin Tokat, şimdilerde kızından geriye kalan 'Yaman' isimli kedi, yüzme yarışmalarından kazandığı madalyalar ve kemanıyla avunmaya çalışıyor. Kızının hayatının baharında acımasızca katledildiğini belirten Tokat, "Aradan 3 ayı aşkın süre geçti ancak evladımın acısı kor gibi yüreğimi dağlamaya devam ediyor. Bu acının tarifi yok. Melek kızım, hiç kimseye kötülük etmedi. Evimizin önündeki kedilere, köpeklere bile kıyamayıp, tabağındaki yemeği götürüp, onlarla paylaşacak kadar merhametliydi. İnsanları sevdi, doğayı sevdi" dedi.
"KIZIM KENDİSİNDEN AYRILMASIN DİYE İNTİHARA TEŞEBBÜS ETMİŞ"
Kızının Furkan Zıbıncı'dan ayrılmak istediğini belirten Tokat, "Lisenin son dönemlerinde tanışmışlar. Bir dönem arkadaşlıkları olmuş, sonra ayrılmışlar. Şebnem o zaman bana da anlatmıştı. Ailesinin sorunları olduğunu söylemişti. Aradan yıllar geçmiş, tekrar konuşmaya başlamışlar. Bir süre sonra kızım ayrılmak istemiş. 'Ayrıldım 'demiş. Hatta 20 gün öncesinde WhatsApp'taki arkadaş grubunda 'Ayrıldık' diye yazmış. Ancak Zıbıncı, buna rağmen bir türlü peşini bırakmamış. Kendine zarar verip, kestiği bileklerinin resmini Şebnemime atmış. 'Kızım kendisinden ayrılmasın' diye intihara teşebbüs etmiş. Hep takip etmiş, iletişim kurmaya çalışmış, evimizi gözetlemiş. Telefonundan bir hafta kadar öncesinde internette benimle ilgili araştırmalar yapmış. Şebnemimi, arkadaşlarıyla oturup, kalktığı yerlerde takip etmiş. O gece yine takip etmiş, bir fırsatını bulmuş, yanına gelerek konuşmuş. Arkadaşı Sena, kızıma 'Gel bırakayım seni' demiş. Furkan da 'Gerek yok, ben bırakırım onu. Motosikletim burada' diye yalan söylemiş" diye konuştu.
"EVLADIMIN ACI İÇİNDE KIVRANARAK ÖLÜMÜNÜ İZLEMİŞ"
Furkan Zıbıncı'nın kızını öldürmeyi planladığını ifade eden Pervin Tokat, "Neyi, nasıl yapacağını düşünmüş. Telefonuna notlar yazmış. Sonrası için güya kendisi de intihar edecekmiş. Yavruma uyurken kıymış. Ne olduğunu anlamasına dahi izin vermeden saldırmış. Kızım bağırmış, çığlık atmış, yardım istemiş. Belki durur, bıçağı bırakır umuduyla 'Sen böyle biri değilsin yapma' demiş ama olmamış. Kurtulmak ve kaçmak için 'Bırak da son kez öpeyim' demiş. Ancak yine de bırakmamış. Evladımın acı içinde kıvranarak ölümünü izlemiş. Kızımı kalleşçe, vahşice öldüren o cani, kendi canına kıyamamış elbette. Parmak izlerini silip, telefonunu temizlemiş, SİM kartını atmış, korkakça kaçmaya davranmış. Sonra kendini kurtarmak için poliste mahkemede adi yalanlar söylemiş. Gerçekler ortaya çıkmayacak sanıp, 'Şebnem bana saldırdı. Benimle evlenmek istiyordu, tartıştık' demiş. Kızımın yüreğinin temizliğinin, cesaretinin, mertliğinin kırıntısı bile onda yok. O bıçağı karşısındakinin gözüne bakarak tutabilecek erkekliği, adamlığı bile yok. Ancak kendisini savunamayacak, uykuda olan savunmasız bir kıza saldıracak kadar alçak. Telefonuna yazdığı gibi intihar edebilecek yüreği zaten yok. Tıpkı dediği gibi sadece bir boşluk bu dünyada. İyi ki intihar edememiş. Hemen ölmesin zaten, uzunca yaşasın da hayatının sonuna kadar bu kahpeliği vicdanını yakmaya devam etsin" ifadelerini kullandı.
"TANIKLARIN İFADESİNE GÖRE POLİS BİNADA IŞIKLARI YANAN TEK DAİREYİ BULAMAMIŞ"
Pervin Tokat, kızının öldürülmesinde ihmali olanların belirlenmesini de istedi. Cinayetin ardından 'kavga' ihbarı olay yerine gelen polisler hakkında görevi ihmal suçundan suç duyurusunda bulunduklarını vurgulayan Tokat, ancak savcılığı takipsizlik kararı verdiğini belirtti. İddianamede ve tanık ifadelerinde anlatılanlarla olay yerine gelen polislerin ifadelerinin örtüşmediğini söyleyen Tokat, avukatı aracılığı ile karara itiraz ettiklerini kaydetti. Kızı Şebnem'in çığlıklarının karşı binadan duyan kişilerin 112 Acil Çağrı Merkezi'ni aradığını aktaran Pervin Tokat, "Polis telsiz kayıtlarında sabah 05.58'den itibaren bu olayla ilgili konuşmalar var. Tanıkların ifadesine göre, polis binada ışıkları yanan tek daireyi bulamamış. Binanın üst katında üniformalı başka bir polisle karşılaşmışlar. Durumu sormuşlar, cevap alamamışlar. Savcılık bu polisin kim olduğuna dair hiçbir işlem yapmamış, ifadesini de almamış. Tanıklara göre, uzun süre dairenin kapısını çalmışlar. Fakat kendi beyanlarına göre, daireyi bulamayıp, ses olmayınca da ayrıldıklarını söylemişler" dedi.
"SAVCILIK KAMERA KAYITLARINI DA ALMAMIŞ"
Olayın zamanına ilişkin tutarsızlıklar olduğunu da belirten Tokat, "Tanıklar, polis gittikten sonra zanlının çıkıp gittiğini söylüyorlar. Zanlı kamera kayıtlarına göre saat 06.12'de olay yerinden çıkıp, kaçıyor. Savcılık ise polislerin 06.13'te binadan ayrıldıklarını söylüyor. Böyle bir durumda polislerin gözü önünde zanlının çıkıp gitmiş olması lazım. Avukatımız aracılığıyla savcılıktan polis ekibi kaçta gelmiş, kaçta gitmiş belirlenmesi amacıyla kamera kayıtlarının alınması talebinde bulunduk. Savcılık kamera kayıtlarını da almamış. Tüm bunlara rağmen savcılık, polisler hakkında görevlerini ihmal ya da eksiklik olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı veriyor" diye konuştu.
"AMASIZ, FAKATSIZ DESTEK VE DAYANIŞMA BEKLİYORUM"
Kadın örgütlerinden, hukuk camiasından, çeşitli sivil toplum kuruluşlarından ve Türkiye'nin her köşesinden bugüne kadar çok kıymetli dayanışma ve taziye mesajları aldığını belirten Pervin Tokat, "Avukatlarımız hukuki süreçleri takip ediyor. Kamuoyundan olayın gerçek suçlusunun kim olduğu ve Şebnem'in ve dahası hiçbir kadınımızın erkek cinayetlerini haklı kılacak en küçük bir kabahatleri olmadığı konusunda amasız, fakatsız destek ve dayanışma bekliyorum. Şebnemimin ve öldürülen diğer kadınlarımızın hatıralarına sahip çıkmak, haklarını savunmak ve geleceği, güvenliği için, suçlulara caydırıcı cezalar verilmesi için bu desteği istiyorum" ifadelerini kullandı.