"CHP, CHP olalı böyle zulüm görmedi"

CNN Türk'te Başak Şengül'ün hazırlayıp sunduğu 'Akıl Çemberi' programına katılan CHP eski Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, Cumhuriyet Halk Partisi'nde son zamanlarda çeşitli gerekçelerle peş peşe yapılan ihraçlar ve il kongrelerinin tek adayla yapılması zorunluğunun getirilmesi ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

İhraçlarla cumhuriyetçi, Atatürkçü, devrimci, laik insanlar tek tek partiden ayıklandığını ileri süren Ateş, "CHP, CHP olalı böyle zulüm görmedi" diye konuştu. Ateş, tek adayla gerçekleştirilmek zorunda bırakılan kongre sürecini ise önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlık olarak nitelendirdi. 

Tek adaylı kongre kararı ile Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun parti içi hukuku çiğnediğini belirten Ateş sözlerini, "Ön seçimi kaldırdı. Belediye başkanlarını, meclis üyelerini, milletvekillerini istediği gibi atıyor." diye sürdürdü. 

"OTORİTER KAFAYLA DEMOKRATİK KURUMLARI YÖNETEMEZSİNİZ"

Partinin batırılmaya, baraj altına itilmeye çalışıldığı günlerde canıyla başıyla çalışanların devre dışına bırakıldığını ileri süren Ateş, "Otoriter kafayla demokratik kurumları yönetemezsiniz. CHP biat partisi değil ki. CHP CHP olalı böyle bir zulüm görmedi. Öyle bir baskı ki, bu projenin sorumlularının A'dan Z'ye istifa etmesi gerekir. Tek aday olacak il başkanları. Bırakın demokratik hakkını kullansın. Genel Başkan belediye başkanlarını seçiyor. Belediye başkanları baskı kuruyor kendilerine göre bir delege sistemi oluşturuyorlar. Buna rağmen o delege ben kendi başkanımı çıkartacağım diyor. Hayır olamazsın diyorlar." dedi. 

Ankara ve İzmir'de yapılan il başkanlığı seçimlerine ilişkin "Ankara'da seçilen Hikmet Bey'e 645 delegenin 585'i oy verdi. Aldığı oy 315, 181'i de geçersiz oy. İzmir aynı şekilde. İzmir'de 645 delege var. 611'i oy kullandı, il başkanı 358 oyla seçildi." diyen ateş bu sonuçların sebebinin ise delegenin yönetimi protestosu olduğunu söyledi. 

"SAYIN GÜL'DÜR BAŞKA BİRİDİR BİLMİYORUM"

"CHP CHP olalı böyle bir zulüm görmedi." sözünü bir kez daha tekrarlayan Yılmaz Ateş, "Ben belediye başkanlarına rağmen seçildim iki dönem. Taban müthiş tepkili, kızgınlar, dargınlar. Ne var demokratik yarışta. Neyin hazırlığı bu. Niyet okumak istemem ama örneğin 2014'de nasıl CHP dışında bir cumhurbaşkanı adayı getirilip dayatıldıysa, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimi için de bu hazırlık. Sayın Gül'dür başka biridir bilmiyorum. Bu başka türlü izah edilemez." diye konuştu. 

"KATAKULLİ İLE İSİMSİZ DİLEKÇE İLE KUMPAS"

Yılmaz Ateş, CNN Türk'te katıldığı programda 'FETÖ'ye direnemedik' sözleri üzerine ihraç edildiği süreçteki anti demokratik tutumu da şu sözlerle anlattı:

"22 Ekim'de sizin programınıza katıldım, 23'ü oldu. Aynı gün öğle saatlerinde benim hakkımda isimsiz imzasız ihraç edilmem gerektiği konusunda dilekçeler WhatsApp üzerinde dolaştırıldı. Bunun üzerine il başkanını aradım. Siz mi yapıyorsunuz dedim, 'yok efendim, programı izledim disiplini gerektirecek hiçbir eylemde söylemde yok' dedi. Dilekçeyi örgütten sorumlu ve hukuktan sorumlu genel başkan yardımcımıza da gönderdim. Altına da böyle bir dilekçe dolaştırılıyor, genel merkez tarafından organize edildiği söyleniyor bilginize diye yazdım.

Genel merkez böyle bir şey varsa gereğini direkt kendisi yapar. Öyle katakulli ile isimsiz imzasız dilekçe ile işlem yapılıyor. Bu bir kumpas. Bir cevap alamadım."

25'inde il başkanlığından arandığını savunmasının istendiğini, 7 gün süre verildiğini ancak savunması alınmadan işlem yapıldığının da altını çizen Ateş, "Çünkü bu kararı genel merkez dayatıyor" dedi.

SEVİGEN'İN İHRAÇ GEREKÇESİ A HABER'E KATILMAK AMA YASAK KARARI ORTADA YOK

"Bu haksız sadece bana mı yapıldı hayır" diyen Ateş, görevden alınan isimlere ilişkin örnekler verdikten sonra Mehmet Sevigen, İrem Çiçek ve Ümit Kocasakal'ın ihracının istenmesine ilişkin ilginç detayı paylaştı.

CNN Türk'e çıkan Çiçek ve Kocasakal'ın yanı sıra Sevigen'in de A Haber'e çıkması nedeniyle ihracının istendiğini belirten Ateş, Sevigen'in A Haber'le ilgili alındığı söylenen yasak kararını araştırdığını ancak hala bulamadığını söyledi.

İNCE'NİN 'GENEL MERKEZ'DE ÇETE VAR' SÖZÜ

"Bu CHP'de taşınır bir durum değil" diyen Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu niye bize yapılıyor. Örneğin Muharrem İnce il başkanlığımızı yapmış, Grup Başkanvekilliğimizi yapmış, cumhurbaşkanlığı adaylığımızı yapmış. "Genel merkezde çete var" dedi. Sayın Muhrrem İnce, genel başkanı ziyaret ediyor, hoş sohbetler ediyorlar. Sayın İnce çete var dedi orada oturuyor, Genel Başkan orada oturuyor, çete diye nitelediği MYK orada oturuyor herhangi bir işlem yok"

"HERKES POST KAVGASINA DÜŞTÜ"

İhracına neden olan sözlerinin hala arkasında olduğunu belirten Ateş, "Benim karşıma çıkıp diyebilirler mi, 'Hayır kardeşim 2010'da yapılan Anayasa değişikliği doğrudur. İyiki bu Anayasa değişikliği yapıldı, iyi ki FETÖ devleti ele geçirdi, iyiki FETÖ bu kadrolarını oluşturdu" diyebilirler mi? 'İyiki MİT operasyonuna kalktı' diyebilirler mi? 'İyiki 15 Temmuz darbe girişimine kalkıştı' mı diyecekler? Benim görüşümün karşı tezi o. Bunu söylüyorlarsa bu da bir düşünce. Katılmam ama o onun düşüncesidir. Ben diyorum ki, bir genel başkan yardımcısı olarak görev yaptığım yönetim direnemedi. Niye direnemedi herkes post kavgasına düştü. Baykal gidecek birileri bir yerlere gelecek. MYK değişecek, birileri oraya gelecek. Grup başkanları birileri oralara gelecek havasıyla böyle bir dayanışma olur mu? Ben buna sitem ediyorum. Buna isyan ediyorum." ifadesini kullandı. 

"BU PARTİNİN KIRMIZI ÇİZGİSİ NE ZAMAN FETÖ OLDU"

Yaşanan onca olaya rağmen hiçbir işlem yapılmazken kendisinin FETÖ dediği için ihraç edildiğini belirten Yılmaz Ateş, "Bu partinin kırmızı çizgisi ne zaman FETÖ oldu. FETÖ dedim diye nedir bu yapılan işlem, nedir bu yapılan zulüm." diye konuştu. 

Ateş, partideyaşanan ihraçların ise sistematik olduğunu ise "Partiden atılanlara bakın cumhuriyetçi, Atatürkçü, devrimci, laik insanlar tek tek partiden ayıklanıyor. Buna seyirci mi kalacağız. Atatürkçü, laik, demokrasiye gönülden bağlı insanlar ağızlarını açtığı zaman partiden ihraçla tehdit ediliyor." sözleri ile anlattı. Ve ihraçlara ilişkin İstanbul'dan çok ilginç bir örneği şu sözlerle paylaştı:

"Bağcılar'ın ilçe başkanı Zeki Çetin arkadaşımız 'Ben Nazlı Ilıcak'ı alkışlamak durumundamıyım' dedi diye ilçe başkanlığından alındı ve ihraç edildi."