CHP’nin kurmayları şaşırtmadı! IMF’ci, Sorosçu, küreselci, Ermeni lobicisi hepsi var
CHP’nin, Cumhuriyet’in yeni yüzyılında 'vizyon'unu çizecek isimler ortaya çıktı. İçlerinde IMF meraklısı, 'PKK Açılımı'nı destekleyen, FETÖ’den teşekkür mektubu alan ve Ermenilerin Türklere yaptığı cinayetleri ders kitaplarından çıkartmak için imza kampanyası yapan da var. İşte detaylar...
Meşhur fıkradır: Tilkiye tavuk kümesi bekçiliği teklif edip, ‘kaç lira istersin’ diye sormuşlar. Tilki gülmekten yanıt verememiş. CHP’nin ekonomiyi teslim ettiği kurmaylar da ulusal çıkarlar yerine, IMF politikalarını savunan, Soros’tan fon alarak yoksulluğu çözeceğini söyleyen, emeğin hakkını vermek yerine finans-kapitalin yerini sağlamlaştırmak için teoriler üreten isimlerden oluşuyor. CHP’nin, Cumhuriyet’in yeni yüzyılında 'vizyon'unu çizecek isimler ortaya çıktı. İçlerinde IMF meraklısı, 'PKK Açılımı'nı destekleyen, FETÖ’den teşekkür mektubu alan ve Ermenilerin Türklere yaptığı cinayetleri ders kitaplarından çıkartmak için imza kampanyası yapan da var.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Meclis’teki grup konuşmasında açıkladığı “İkinci Yüzyıla Çağrı Toplantısı” İstanbul Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapıldı.
Kılıçdaroğlu, toplantıda ekonomi kurmaylarını açıkladı.
Hacer Foggo
Kılıçdaroğlu’nun vizyonundan batı merkezcilik ve IMF’cilik çıktı. Toplantıda konuşacak isimler siyasette batının özgürlük ve demokrasi anlayışını, ekonomide IMF’ye dayalı borçlanma sistemini savunuyor. CHP’nin akil adamları terör örgütü PKK’ya göz yumulan ve ‘açılım süreci’ olarak bilinen politikalara verdikleri destekler de dikkat çekiyor.
BATICI KANAT YİNE VİTRİNDE
CHP’nin önde gelen kadroları konumuna erişen Selin Sayek Böke ile Faik Öztrak parti görevlerinin yanı sıra Kılıçdaroğlu’nun özel gezilerine de katılıyor. Böke neoliberal görüşleriyle tanınırken, Öztrak da IMF’nin Türkiye ataması olarak kabul edilen Kemal Derviş döneminin hazine müsteşarı olarak akıllarda. Yine parti yöneticilerinden Hacer Foggo ise Kılıçdaroğlu’nun yeni gözdelerinden. Foggo da CHP liderinin ABD gezisinde yer almıştı. Foggo, ABD ve Avrupa devletlerinin desteklediği vakıflardan aldığı fonlarla yürüttüğü çalışmalarla gündeme gelmişti. Foggo'nun derneğinin, Amerikan Turkish Philanthropy Funds Vakfı tarafından fonlandığı ortaya çıkmıştı. Foggo’nun derneğinin sitesinde “kurumsal bağış ve bireysel bağışlarla destekleyen paydaşlarımız” başlığının altında, Sorosçuların da yönetiminde bulunduğu, Amerikan istihbaratının yan örgütlerinden Ulusal Demokrasi Enstitüsü’nün de olduğu görülmüştü.
KÜRESEL MERKEZ AKLIN YETİŞTİRMESİ
Daron Acemoğlu
Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyaretinde görüştüğü isimlerden olan Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Kemal Derviş’in de eğitim gördüğü okullardan olan, küresel merkez aklın kadrolarının yetiştirildiği Londra Ekonomi Okulu’nda yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamladı. Kısa süre burada ders de veren Acemoğlu, daha sonra ABD’deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde devam etti. Kitap ve makalelerinde batı merkezci yaklaşımları işleyen Acemoğlu zaman zaman Türkiye üzerine verdiği demeçlerle göze çarptı. Acemoğlu röportajlarında Türkiye’de demokrasi ve özgürlükleri çok geri bularak bunların ekonomide belirleyici olduğunu anlattı. ABD derin devletinin yayın organı olarak lanse edilen Foreign Affairs dergisinde 2014’te yazdığı “The Failed Autocrat” başlıklı makalesinde Erdoğan’ı otokratlıkla eleştirdi. Başka bir söylevinde açılım politikalarına son verilmesinin Türkiye ekonomisi için felaket olacağını kaydetti.
‘ÇÖZÜM SÜRECİNİN BİTMESİ FELAKET OLUR’
Acemoğlu, 2015’te açılımın terk edildiği günlerde Anadolu Ajansı muhabirinin sorularını yanıtlarken “Türkiye kendisini yenilemeli ve üretimi artırıcı yapısal reformlara hız vererek hukukun egemenliğini güçlendirmeli.” dedi. Acemoğlu şöyle söylemişti: “Bence yabancı yatırımcıların aklında olacak şey faiz koridoru değil. Genel ekonomik ve politik belirsizlik ve bunların getirdiği dengesizlik yabancı yatırımcıların cesaretini kıran temel unsurlar arasında… Çözüm sürecinin bitmesi politik sistem ve ekonomi için felaket olur. Öte yandan DAEŞ, tabi ki tüm bölge ve artan bir şekilde Türkiye için çok büyük bir problem.”
Acemoğlu, 2018’de Cumhuriyet Gazetesi’nin IMF sorusunu “Bir IMF programının yardımcı olabileceğini düşünüyorum, ama sadece kısa vadede değil orta vadede düşünmemiz gerekiyor.” sözleriyle yanıtlamıştı. Yine 2018’de Medyascope’a “Çin’in yükselişi, dünyada yeni bir kutup yaratıyor demokrasiye karşı.” diye konuşmuştu. Geçen yıl TÜSİAD toplantısında Erdoğan’ı ima ederek “Diktatörlükler hiçbir zaman kendi başlarına gitmiyorlar.” cümlelerini kurmuştu. 2013’te Abdullah Gül’den Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat ödülü alan Acemoğlu’nun 17-25 Aralık kumpası başarılı olsaydı, FETÖ tarafından ekonominin başına getirileceği iddia edilmişti. Acemoğlu’nun adı yakın zamanda Ali Babacan’ın partisi için de anılmıştı.
‘IMF TERCİH DEĞİL GEREKLİLİK’
Toplantıda kürsüde yer alacak bir diğer isim Refet Gürkaynak da IMF’ci ve açılımcı görüşleriyle kayıtlarda geçiyor. Gürkaynak, Aydınlık’ın ortaya çıkardığı, CHP’li Faik Öztrak ve İyi Partili Durmuş Yılmaz’ın 2019’da IMF temsilcileriyle Ankara Hilton Otel’de yaptığı gizli toplantıya da katılmıştı. Gürkaynak, IMF’yi Türkiye ekonomisi için bir zorunluluk olarak niteliyor. Türkiye’nin önünde 4 çıkış yolunun bulunduğunu belirtiyor. Bunları ‘İhracatı artırmak, uluslararası piyasalardan borçlanmak, gelişmiş ülke merkez bankalarından swap ile kaynak sağlamak ve IMF’den borç almak’ diye açıklıyor. Gürkaynak, 2020’de Duvar İngilizce sitesine şunları yazmıştı:
“Burada iki noktayı belirtmekte fayda var. Birincisi, bu pek çok seçenek arasında IMF ile anlaşmak için gerçekten bir tercih değil. Daha çok gerekliliktir. İkinci olarak, IMF programları, alıcı ülke uygun bir program tasarlama ve IMF'den fon, gözetim ve denetim talep etme yeterliliğine sahip olduğunda işe yarar. Bu durumda, neyin işe yarayacağını bilen yerel uzmanlık, toptan finansman ve programın vaatlerinin en büyük borç veren tarafından denetleneceğine dair kamuoyu bilgisi ile birleştirilir. Bu, diğer borç verenlerin de içeri girmesine yardımcı olur.”
ALMANYA’YI BATIRAN ENERJİCİ İDDİASI
Gürkaynak sosyal medya hesabında HDP’ye destek paylaşımları da bulunuyor. 2015’ten “HDP Türkiye'nin partisi mi diye tartışılırken Türkiye HDP'nin ülkesi olduğunu gösteriyor. O barış bu ülkeye gelecek.” diye tweeti bulunuyor. Yine 2015’te Bloomberg HT’ye “HDP’nin programı daha özgürlükçü olmakla beraber, CHP’nin ekonomik vaatlerini reel gerçeklere daha yakın buluyorum.” diyor.
Jeremy Rifkin için uluslararası forumlarda “katı bir vegan” tabiri kullanılıyor. Rifkin, on yıldır Avrupa Birliği'ne (AB) danışmanlık yapıyor. Rifkin, AB'nin enerji güvenliği ve iklim değişikliğini ele alan 3. Sanayi Devrimi Uzun Vadeli Ekonomik Sürdürülebilirlik Planı’nın mimarı olarak ileri sürülüyor. Rifkin’in ayrıca Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya eski Başbakanı Angela Merkel başta olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri başbakanlarına danışmanlık geçmişi de var. Almanya’nın bugün yaşadığı enerji krizinden Rifkin’in “Yeşil Enerji” politikalarının sorumlu olduğu söyleniyor. Almanya, yenilenebilir enerjiye geçiş mütabakatı çerçevesinde nükleer santrallerini kapatarak doğalgaza bağımlı hale gelmiş, Rusya – Ukrayna kriziyle birlikte pek çok Alman şirketi iflas etmiş, devlet kömür santrallerini geri açmıştı. Rifkin, aynı zamanda insan nüfusunun azaltılması konusuna kitaplarında açık açık yazmasıyla tanınıyor.
‘BİR İKTİSATÇI BU BAĞLANTILARI KURMAZ’
Aydılık’ta çıkan haberde CHP’nin atadığı isimler değerlendirildi. 3 Aralık’taki vizyon toplantısında konuşacak isimleri değerlendirdi. Yazıda, ismi geçen kişilerin Amerika merkezli ekonomik programın hizmetkârları olduğunu vurgulandı.
Hakan Topkurulu şöyle değerlendirdi: Yazıda şöyle denildi: “Her şeyiyle batıcı, liberal politikaları takip eden, bugünü anlayamayan bir kadro. Merkez Amerika’nın yaklaşımlarını benimseyen, ‘Amerika merkezli ekonomik programın hizmetkârları’ diyebileceğimiz türden. Ekonomi modelleri ‘IMF’den para bul, faizleri yükselt, sıcak para gelsin, ekonomi düzelir’ modelidir. Bu isimler CHP’nin siyasette Atatürk’ten koptuğu gibi, ekonomide de koptuğunu gösteriyor. Nerede halkçılık, nerede devletçilik? Halkçılık ve devletçilikle, tam bağımsızlıkla uzaktan yakından ilgisi olmayan bir kurgu. Kesinlikle başarı şansları yok.”
‘KAFALARI EMPERYALİZMDE’
“Kılıçdaroğlu’nun vizyonundan açılım çıktı. Daron Acemoğlu’nun söyleşileri ortadadır. PKK’nın Türkiye’ye bombalar döşediği günlerde ‘Açılım biterse Türk ekonomisi krize girer’ demeci bir iktisatçı demeci değildir. Kalkınmayla, sanayileşmeyle, tarımda üretimle, PKK’nın isteklerini kabul etmenin; anadilde eğitimin ve federasyonun ne bağlantısı var? Bu ne bir iktisatçının ne de bir normal insanın kurabileceği bağlantı değil.”
“Gürkaynak ve Rifkin’in makalelerine baktığımızda da ekonomik kalkınma olarak gördükleri tek şeyin Amerikan emperyalizmine teslim olup, sistemi bunun çıkarlarına hizmet eder şekilde kurgulamaktır. Bu isimlerin düşüncesinde üretim yok, finansal işlemler üzerinden emperyalizme teslim olan bir ekonomi var. Onların çözümünde mavi vatanı, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni savunmak yoktur. Değişen dünyayı okuyamayan, gerçeklikten kopuk isimler. Hatta muadilleri Özgür Demirtaş, ‘ABD yaptırım açıkladı, Rusya battı, darmadığın oldu’ demişti. Biz de ‘Rusya’ya bir şey olmaz. Bu yaptırımlar döner Avrupa’yı vurur’ demiştik. Bugün yaptırımların Avrupa’yı vurduğunu net olarak görüyoruz. Niçin gerçekten kopuklar? Çünkü kafaları emperyalizmde. Seçimlerde hiç şansları olduğunu düşünmüyorum.”
ACEMOĞLU’NUN DOSYASI KABARIK
Kılıçdaroğlu’nun ‘yeni ekonomi kurmayı’ olarak tanıtılan Daron Acemoğlu’nun hünerleri batı merkezcilik, IMF’cilik ve açılımcılıkla da sınırlı değil. Ermeni kökenli bir Türk vatandaşı olan Acemoğlu, Ermenistan’la ve Ermenilerle ilgili konularda da aktif. Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Osman Kavala gibi isimler için düzenlenen kampanyalara da katılmış. FETÖ’nün medya ayağına yapılan operasyonlara karşı yayınlanan bildiriye destek olmuş. 2014 yılında, Türkiye’de tarih ders kitaplarından Ermenilerin Anadolu'da Türkler'e yaptığı katliamları anlatan konuların çıkarılması için imza toplamış.
‘TARİH DERS KİTAPLARI TOPLATILSIN’
2014 yılında bir grup batıcı aydın ilk ve ortaöğretim tarih dersi kitaplarında, başta Ermeniler ve Kürtler olmak üzere etnik, dini ve kültür gruplarına yönelik nefret ve düşmanlık içeren ifadeler olduğunu iddia etti. İddiayı gündeme getirenler arasında Acemoğlu da vardı. Yapılan çağrıda, “İnkilâp Tarihi ve Tarih Ders kitapları, başta Ermeni öğrencilerden olmak üzere, özür dilenerek derhal toplatılmalıdır. 2015’e giderken özlenen Türk Ermeni barışının yolu buradan geçer.” denildi.
GÜLEN’DEN TEŞEKKÜR İDDİASI
Öte yandan Yenişafak internet sitesi FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in Daron Acemoğlu’na teşekkür mesajı yayınladığını öne sürdü. 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde, FETÖ’nün medya grubuna düzenlenen operasyonlara karşı çıkan bildiriye destek olduğu için teşekkür edildiğini aktaran haberde Gülen’in, “Ahmet Altan, Ali Bulaç, Nilüfer Göle, Ahmet Ümit, Ferhat Kentel, Daron Acemoğlu, Hasan Cemal, Doğan Akın, Cengiz Çandar gibi cesur isimlerin duruşu, hem umut hem de istikameti şaşıranlar için deniz feneriydi." ifadelerini kullandığı belirtildi.