Cinsel istismardan tahliye edilince davul zurnayla karşılandı!

Mardin Kadın Hakları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve Z.Ç.'nin avukatı Dilan Koç, "Olaydan 2 ay sonra olay yeri inceleme yapıldığı için rapor alınıyor. Bu rapor doğrultusunda aslında sanığın bu suçu yaptığı sabit hale geliyor. 2 ay sonra tutuklanan sanık yaklaşık 4 aydır da içerideydi. Ancak bu ayın 13'ünde gerçekleşen ilk davada bütün bu deliller olmasına rağmen mahkemece serbest bırakıldı" diye konuştu.

Z.Ç.'nin avukatı Dilan Koç

Olay, geçen sene 5 Temmuz'da Kızıltepe ilçesinde meydana geldi. İsviçre'de ikamet eden Z.Ç. tatil için dedesinin Kızıltepe'deki evine geldi. Söylentiye göre Z.Ç., burada amcası Osman Ç. tarafından iki gün boyunca cinsel istismara maruz kaldı. Durumu ablasına anlatan Z.Ç. emniyet merkezine giderek şikayetçi oldu. Emniyet güçlerince gözaltına alınan Osman Ç., karakoldaki ifadesinin ardından mahkemeye sevk edildi. Çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılan Osman Ç.'nin 2 ay sonra gelen adli tıp raporunda, odasında sperm örnekleri ve mendilde de Z.Ç.'ye ait kan örnekleri belirlendi. Osman Ç., bunun üzerine tekrar gözaltına alınırken çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

4 ay boyunca cezaevinde tutuklu bulunan Osman Ç., ilk kez hakim karşısına 13 Ocak'ta çıktı. Mardin 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk davada, Osman Ç.'nin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verildi. Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nden tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Osman Ç., yakınları tarafından kapıda davul zurna ile karşılandı. Kararı haber alan Z.Ç. ise intihara kalkıştı.

'DELİLLERE RAĞMEN SERBEST BIRAKILDI'

Çocuğun nitelikli cinsel istismarı konusunun, son zamanlarda ülkenin kanayan yarası haline geldiğini belirten Z.Ç'nin avukatı Dilan Koç, müvekkilinin de 17 yaşında bir çocuk olduğunu söyleyerek, "İsviçre'den Kızıltepe'de bulunan dedesinin evine geliyor. Gayet doğal bir şekilde burada hiç ummadığı bir şekilde amcasının istismarına uğruyor. Müvekkil, bunu ifade etmeye bile çekiniyor. Ablası durumun farkına varıp anlattırıyor. Ablasıyla beraber emniyete giderek şikayet yoluna başvuruyor. Olay böyle meydana geliyor. Olayın ardından 20 gün geçmesi nedeniyle sanık amca serbest bırakılıyor. Bu karara dayanamayan müvekkil intihara kalkışıyor ve kurtarılıyor. Olayın üzerinden 2 ay geçtikten sonra olay yeri inceleme yapıldığı için rapor tutuluyor. Bu raporla aslında sanığın bu suçu yaptığı sabit hale geliyor. Biz avukatları olarak tekrar başvuruda bulunduk. Sanık bu raporun ardından, 2 ay sonra tutuklandı. Yaklaşık 4 aydır da tutuklu bulunmaktaydı. Fakat bu ayın 13'ünde yapılan ilk davada sanık bütün bu deliller bulunmasına rağmen mahkeme tarafından tahliye edildi. Bunun sonrasında müvekkilim derin üzüntü yaşadı ve yine intihar kalkıştı" dedi.

'ZAFERMİŞ GİBİ DAVULLARLA ZURNALARLA KARŞILANDI'

Savcının ilk duruşmada esas hakkında mütalaasını belirttiğini ve sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istediğini vurgulayan Koç, şu ifadeleri kullandı:

"Hatta iddianamede eksiklik olarak görülen kişiyi hürriyetinden yoksun kılmanın, nitelikli halinden de suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Bununla beraber sanığın tutukluluk halinin devamına da karar verilmesini istedi. Fakat maalesef heyet tarafından bu talepler geri çevrildi. Sanık tahliye edildi. İtirazımızı değerlendirmek üzerine başvuruda bulunacağız. İtiraz dilekçesi üzerine sanığın tutuklanmasını umuyoruz. Maalesef ki tahliyenin gerçekleştiği günün akşamında biz de bu görüntüleri gördük. Müvekkilin annesinin ve ailesinin bundan derin bir üzüntü yaşadığını gördük. Sanık, doğru yapmış gibi davullarla zurnalarla karşılandı. Bu mecazi anlamda anlatılan bir şey değil. Ciddi anlamda davul ve zurnayla karşılandı. Mahkemenin tahliye kararı, zafermiş gibi algılanarak bu şekilde gerçekleşti."

DHA