"Cırlayış, tırmalama, kuduruş nöbetleri geçiren teyze, sarıklı kardeşimize sıçrıyor"

Yazar Esra Elönü bugünkü köşe yazısında İstanbul Atatürk Havalimanı'nda ve geçtiğimiz günlerde Kadıköy metrosunda yaşanan çirkin saldırıları kaleme aldı. "Yine Eski Türkiye’nin naftalin çuvalları yuvarlandı yuvarlandı yuvarlandı geldi ayağımızın dibinde durdu." diyor Elönü her iki saldırının perde arkasındaki zihni duruşu açıklamak için. "Kutuplaşma yok, oksitlenmiş kutup başlarına talip oscarlık acizler var aramızda." diyor son olaylarda 80 milyon adına rol çalıp ortamı gerenler için. Ve bu zihniyetle mücadeleye çağırıyor herkesi...

İşte Esra Elönü'nün metro ve havalimanında yaşanan saldırılara ilişkin yazısı;

"ALÇAK" İNİŞE YÜKSEK UÇUŞ

Yine Eski Türkiye’nin naftalin çuvalları yuvarlandı yuvarlandı yuvarlandı geldi ayağımızın dibinde durdu.

Yazsam arşivde kir, yazmasam içimde zirai atık dediğim organizmalarla uğraşmaktayız.

Şu meşhur İsveçli bilim adamları beyinsizliğin keşfini yeniden güncellemek istese, denek olmak için kuyruğa girecek tonlarca terliksi var aramızda.

Hani diyorlar ya Kutuplaşma var mı yok mu? Kutuplaşma yok azizim de, ucuz havlayışlarla köpekleşme var diyeceğim zamanlardan geçiyoruz.

Kutuplaşma yok, oksitlenmiş kutup başlarına talip oscarlık acizler var aramızda.

Yer: Atatürk Havalimanı, gündüz vakti, cırlayış, tırmalama, kuduruş nöbetleri geçiren teyze, sarıklı kardeşimize sıçrıyor. Açılmadan çakılan oturan paraşüt teyze, hakaret yağdırmaya başlıyor lakin hamdolsun kardeşimizin silecekleri iyi çalışıyor.

Dekor olarak kullanmak istesem çöp tenekesiyle bile takas edemeyeceğim bu teyze, çamur sebili gibi kaynadıkça kaynıyor. Peki derdi ne? Ucuz saldırganlıkla “ALÇAK” iniş derdinde lakin, saldırıya uğrayan kardeş edebi ve ahlakıyla “YÜKSEK” uçuşta.. Öyle ki acıyarak bakıyor, kendini sessize alıyor..

Yer: Kadıköy Metrosu, sadece yumurta kartonuna girerken adet olarak sayılacak bir canlı, asansör girişinde çarşaflı kardeşimize tükürüyor hakaretler ediyor. Konum at desek en yakın ahırla adres çakışması yaşayacak olan bir zavallı çarşaflı kardeşimize sıçrıyor. Çarşaflı kardeşimiz vakarının verdiği sabırla, ve bir hayvanla karşılaşmanın tedirginliğiyle susuyor.

Şimdi, mesele sarığına, çarşafına hakaret edilen mazlum kardeşlerimizin susması mı! Yoksa bizim susuyor oluşumuz mu? Kusura bakmayın da bu kokuşmuş sessizliğimiz bananeciliğin en sefil alarmı.

Peki sonra ne oldu? Hiç.. Havalimanında gölgesiyle boks derdinde laik teyzenin kükremesi, salgıladığı karbondioksit servisiyle kaldı. Kadıköy Metrosundaki canlı serbest bırakıldı üstelik “ Hiç pişman değilim” diyerek yaptığı şeref züğürtlüğü şovu da yanına kâr kaldı.

Ne şortlu kardeşimiz ne de sarıklı çarşaflı kardeşimiz hiç kimse şeklinden, ve istediği gibi giyinme özgürlüğünden vurulamaz. Buraya kadar tamam.

Kusura bakmayın zulüm seçici değiliz lakin cezasını, “ağlamayana şeker yok “ basitliğine indirgerseniz oradaki hakikat ve adalet zafiyetini yazmayacak kadar da kör değiliz.

Şortlu kardeşimize verilen cezayı alkışlayıp, çarşaflı kardeşimize yapılan zulmü el elin eşeğini ıslık çalarak arar vecizine mahkum ederseniz, iki yüzlülüğünüzün sonuçlarıyla yüzleşeceksiniz!

Bir magazin programında üç hatun, hepsi de kıtlıktan aynı beyin hücresini kullanıyor belli. Kadıköy Metrosunda saldırıya uğrayan kardeşimiz için “ Acaba ne yaptı ki saldırıya uğradı” diyebiliyorsa ve biz de buna susuyorsak omurga nakline muhtaçlığımız tavan yapmış demektir!

İlericilik Sözcü Gazetesine manşet olup, fosil torbası kalabalıklarca alkışlanmaksa, bir Akif bir Necip Fazıl mısrası gibi yalnız olup hakikat tokadını zamanı gelince patlatmayı şeref bilirim.

Fakat bu kişisine göre kişneyen demokratlığınızdan iğrenmediğim ve bununla mücadele etmeyeceğim anlamına gelmez!

Not: Lütfen silkenelim ve o metroda zulme uğrayan kardeşimize saldıran şeyyy ceza alana kadar davayı takip edelim. “Davamız” var dediğimiz duruşumuz, davası olan kardeşimizin yanında oluşumuzla kıymetlidir.

Eyvallah..

"Cırlayış, tırmalama, kuduruş nöbetleri geçiren teyze, sarıklı kardeşimize sıçrıyor" ile ilgili etiketler Esra Elönü 28 Şubat
GÜNÜN VİDEOSU

CHP'li Meclis üyesi Nadir Bayram'dan gazeteciye tekme tokat dayak! Kafasında içki şişesi kırdı...

Burhaniye Belediyesi'nin CHP'li Meclis Üyesi Nadir Bayram, belediyeye ait bir restoranda gazeteci Hakan Sataroğlu'nu feci şekilde darp etti. Görüntülerin ortaya çıkmasından sonra Sataroğlu açıklama yaparak "Burnumda bir çatlak olmuş. Kendisi hakkında suç duyurusunda bulundum" dedi.